İnstagram'dan ve Facebook'tan paylaştım bu fotoğrafların bazılarını ama ayrıntılı olarak burada da paylaşmak istedim. Annemle babam her sene olduğu gibi bu sene de bizi ziyarete geldiler. Balıkesir'deki ablam ve yeğenlerim de okulların tatile girmesini fırsat bilerek katıldılar bize. Sayılı gün çabuk geçer tabi, geçtiğimiz hafta ortasında kaldık yine ablamla başbaşa.
Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim, bizim aile bir araya geldiğinde mutlaka özlenen lezzetler pişirtilir anneme. Onun ellerinden bazlamalar, sarmalar, ekmekler, mantılar, baklavalar, gözlemeler yemek ayrı keyif verir. Bu sefer ben de işin içine fazlasıyla girip her aşamayı kaydetmek istedim. Elimde fotoğraf makinem, telefonumla kendim için pratik anları kaydettim.
Her ne kadar dişçi randevum yüzünden mantıya yetişememiş olsam da diğerlerini paylaşacağım sizlerle.
Annem bayramlarda veya bizim ziyarete gideceğimiz zamanlarda baklava yapar mutlaka. Eskiden birlikte yapardık. Daha doğrusu bize ya bezeleri yuvarlatır ya da küçük küçük açtırırdı. Gerisini kendisi yapardı. Bu sefer artık sen de öğren diyerek oturttu beni de dizinin dibine, yamağı oldum :) Laf aramızda ışığı da bende gördü, diğer ablalarım beceremez diye düşündü sanırım :P
Aralarına nişasta serperek üst üste dizdiğimiz, 15 adet tatlı tabağı büyüklüğündeki hamuru merdane ile açarak büyüterek 4 tane yufka hazırladık. Toplamda 60 kat oluyor yani. 3 kata da ceviz serpiliyor ve son yufka da düzgünce serildikten sonra kesme işlemi başlıyor. Önce 4'e, sonra her parça da 2'ye kesiliyor ve başlıyor dilimler oluşturulmaya. Üzerine, her yerine gelecek şekilde eritilmiş kızgın yağ karışımı dökülüyor. Güzelce pişip, kızarıncaya dek tutuluyor fırında. Şerbeti ılıkken yine ılık olan baklavanın üzerine dökülüyor ve iyice çekmesi bekleniyor.
İşte bu kadar :D Nasıl, iyi öğrenmiş miyim? Hamurunun malzemelerini unuttum ama :P O da bir dahaki sefere..
Bir iki gün sonrasında bir hamur da heyecanla beklenen mantarlı ekmekler (gözleme) için yoğurduk.
Onda da ablam yamaklık etti anneme, ama tabii ben göz ucuyla da olsa kapmaya çalıştım püfleri.
Boğaz işi hiç bitmez, günde üç öğün ona çalışır eller diyerek geçiyorum yaprak sarmamıza.
Yaprak sarması kısmı beni biraz aşıyor. Tamam hamur işleri bana göre olabilir ama yaprak sarmak benim pek işime gelmiyor. Bir tencereyi doldurabileceğimi hiç sanmıyorum. Sabır işi ve biraz da rahat bir yer edinmek gerekiyor, kolayca, sorunsuz sarabilmek için. Ben bir süre oturduktan sonra sırtım ağrıyor, canım sıkılıyor, ayaklarım uyuşuyor, bayılacak gibi oluyorum. O yüzden pek uzun süre oturmam sarmanın başına. Ama yemesini çok severim :)) Bayılırım yeni pişmiş sarmaya. Ve bizim usul olanına tabii ki. Annem bol salçalı, bol soğanlı ve bol otlu yapar sarmayı. Nane, dereotu ve maydanoz olmazsa olmaz. Ne çok sıkı sarılmış, ne de çok gevşek olacak. Sevmeyiz salçasız sarmayı, ak benizli diye nitelendiririz. Hele soğanı azsa ayyyy hiç beğenmeyiz :) Sarma kriterlerimiz çoktur. En güzelini annem ve ablam yapar bize göre. Tabi zeytinyağlı ve etli çeşitleri de var ama bizim asıl usul böyledir. Gerçi fotoğraflardaki haline tekrar salça ekledik, az geldi gözümüze.
Biz her türlü dolmayı, sarmayı bu içle hazırlarız. Bazen kıyma ekleyip etli yaparız, özellikle kuru dolmalarda bu iç nefis oluyor. Zeytinyağlı sarma ve dolma içlerimiz farklıdır tabii ki.
Ve sarmaya asla dolma demeyiz^^
İşte böyle. Sarmanın son hali yok ama ileride bir çılgınlık edip kendim yaparsam veya en kolayı ablam tekrar yaptığında yumulmadan önce aklıma gelirse çeker koyarım bir son hali fotoğrafı :)
Ve bugünün tarifi mantarlı gözlemeler.. Mantarlı ekmekler bizim deyimimizle.
Mantarlı Gözleme
Malzemeler
Hamuru için
3 su brd. un
Yeteri kadar ılık su
Tuz
Mantarlı İç için
Yabani veya kültür mantarı
2 orta boy soğan
1 yemek kaşığı salça
Tuz, karabiber
Yapılışı
- Öncelikle hamur için unu geniş ve derin bir kaba alın, biraz tuz ekleyin ve yavaş yavaş su ekleyerek, yumuşak ve ele yapışmayan bir hamur olana dek yoğurun. Üzerini bir bezle kapatın ve dinlenmeye bırakın.
- Bu sırada bir tencerede biraz yağla yemeklik doğranmış soğanları kavurun. Salçasını ekleyip kavurun.
- Mantarları doğrayın, bıçakla tekrar üzerlerinden geçip küçültün (biz annemin toplayıp, şişelediği mantarlardan kullandık) tencereye ekleyin. Tuzunu baharatlarını ekleyin ve suyunu salıp çekene dek pişirin. (önceden pişmiş, salamura olmuş, haşlanıp buzluğa kaldırılmış mantar kullanacaksanız suyunu iyice süzüp kullanın ve biraz kavurup ocaktan alın)
- Hamuru cevizden büyük bezelere kesin, her bir bezeyi unlu zeminde açın. Yarısına iç malzemeden yayıp hamuru kapatın. Ocakta ısınmış yapışmaz tavada iki tarafını da pişirin. Dilerseniz pişen taraflara tereyağ/ margarin veya zeytinyağı sürüp, kağıt peçete serilmiş bir tepsiye dizin ve üzerlerini bir örtüyle kapatın.
Afiyet olsun!