25 Haziran 2014 Çarşamba

Eksi Günlere Özlem / Çıtır Hindi Dilimleri ve Çıtır Soğan Halkaları

Bu seneyi de yarılayıp Ramazan ayına geldik bile. Günler, aylar, yıllar öyle çabuk geçmiş ki, geçen gece düşündüğümde dehşete düştüm. Özlemem dediğim, ve şimdi burnumda tüten günlerin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmiş. Son yıllarda Tosya'yı daha çok özlediğimi fark ettim. Gittiğimde bile geçmeyen hasret, aslında oraya değil, o günlere duyduğum hasretti. Yaş aldıkça şimdiki günlerimi de böyle anacağımı düşünüp paniğe kapıldım.
Tosya'da lise okurken Şubat tatili gelsin, yaz tatili gelsin de İstanbul'a kaçayım diye düşünürken, o günleri özleyeceğim hiç aklıma gelmemişti. Şimdi Ramazan ayı yaklaşmışken iyice düşünmeye başladım. İstanbul'da hiç yaşamadığım ve Tosya'ya gittiğimde ilginç gelen bir şeydi Ramazan ayında iftara davetlere gitmek ve evimize misafir davet etmek, fırından çıkan yemekleri yemek, kadınların sofrayı kaldırıp çayı hazırladıktan sonra Teravih Namazı için odaya seccadeleri dizmelerini izleyip, onların salavatlarını dinlemek..
Arada bir burada bahsettiğim lokma tatlısını annem en çok Ramazan'da yapardı. Onun, hamuru avucunda sıktıktan sonra, kaşıkla sıyırıp tencereye atışını izler, pişip de şerbete atılanlardan aşırırdım hemen. Bir de şeftali kompostosunu çok severdim. Annem bolca yapar, şişelere doldururdu. Soğuk soğuk koyardık sofraya. Yemeklerin yanında mideyi ferahlatan o içeceğin tadı gitmez damağımdan. Tabi elma, ayva, erik gibi diğer meyvelerden de yapardı. Ama ben en çok şeftaliyi severdim.
Tosya'da Ramazan'da, her sofrada mutlaka fırında cabada pişmiş ya Keşkek, ya patates, ya da yaprak sarması olurdu. Benim de en sevdiğim kısmıydı annemin hemen evin karşısındaki bahçede bulunan fırından cabaları getirmesini seyretmek :)
Şimdi Ramazan ayı bana o günleri hatırlatıyor. O yüzden kıymetli anılarımın arasındaki yeri büyük. Ben o yemekleri ve oraları özleyedurayım, bugün oralarla hiç ilgisi olmayan bir tarifim var. Fırında pişirdiğim Çıtır Hindi Dilimleri ve Çıtır Soğan Halkaları..



Çıtır Hindi Dilimleri ve Çıtır Soğan Halkaları
Malzemeler
400 gr hindi but, kemiksiz
Yarım tatlı kaşığı acı biber salçası
Sarımsak tozu veya sosu veya rendelenmiş 2 diş
Tuz, arzuya göre baharatlar

2 adet orta boy soğan

2 yumurta, 2 yemek kaşığı sütle çırpılmış
1 cup un
1.5 cup çıtır kaplama karışımı (galeta unu, donmuş bayat ekmek tozu, dövülmüş mısır gevreği, dövülmüş mısır cipsi ve baharatlar karışımı)

Yapılışı
  • Öncelikle hindi etini yıkayın, suyunu süzün ve bir kağıt havluyla kurutun.
  • İnce dilimler halinde kesin ve geniş bir kaseye alın. Acı biber salçasını, sarımsağı, tuzu ve baharatları ekleyin elinizle iyice karıştırın ve 10-15 dk dinlenmeye bırakın.
  • Bu sırada fırını 200 dereceye ayarlayın ve ısınmaya bırakın.
  • Birkaç parça eti una koyun ve her taraflarını una bulayın. Undan sonra yumurtaya ve sonra da çıtır harca bulayın ve fırın telinize dizin. Tüm et parçalarını da bitirdikten sonra ısınmış fırına yerleştirin. Fırının en altına da su dolu bir fırın kabı yerleştirin. Bu şekilde etler pişip hafif kızarmaya başlayana dek pişirin. 
  • Soğan halkaları için soğanları soyun ve halka halka yarım santim kalınlığında doğrayın.
  • Hepsini una atın ve karıştırarak her tarafını una bulayın. Tek tek çıkarıp yumurtaya bulayın ve sonra da çıtır harca bulayın. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin ve fırına verin.
NOT: Soğanlar, büyük fırınlar için etle birlikte aynı anda pişirilebilirler, midi fırınlarda ise etler fırının orta kısmına, soğanlar da alt kısmına yerleştirilirse pratik olur. Soğanları son 5 dk üste alıp kızarmalarını sağlayabilirsiniz. İsterseniz ayrı ayrı da pişirebilirsiniz.

Afiyet olsun.

Görüşmek üzere.

23 Haziran 2014 Pazartesi

Limonlu ve Karadutlu Rulolar

Bu hafta sonu bol hamurlu geçti benim için. Tabi bunun getirisi olarak hemencik aldım 1 kilomu :)
Cumartesi günü şöyle ekşili, tatlı, yerken ferahlık verecek bir şeyler olsun, ama hamurlu da olsun derken bu tarif çıktı ortaya. Birkaç tarifin bir araya gelmesi ve benim ufak eklememle böyle nefis bir tatlı çıktı ortaya. Aslında uzun zamandır çileklisini yapmayı planladığım, fakat çok fazla çilekli tarif yayınladığım için kendimi başka meyveler kullanmaya zorladığım bir tarif oldu bu. Limon severlere duyurulur :)
Bu tarif aslında daha önce de yaptığım ve pek sevdiğim ruloların farklı bir çeşidi. Daha önce yaptığım Havuçlu , Tarçınlı ve Fındık Kremalı Rulolar'ı da denemenizi tavsiye ederim.

 
 


Limonlu ve Karadutlu Rulolar
Malzemeler
100ml kaynar su
100 ml soğuk süt
1 yumurta
3 yemek kaşığı çok yumuşak tereyağı/margarin
3, 1/2 cup un
1 tatlı kaşığı kuru maya
1/2 cup tozşeker
1 limonun rendelenmiş kabuğu

İçine sürmek için
1/2 cup esmer şeker
1/3 cup tozşeker
Yarım limonun suyu
1 limonun rendelenmiş kabuğu
Yarım çay kaşığı toz zencefil
1/2 cup ekşi karadut
1 yemek kaşığı çok yumuşak tereyağı/margarin

Üzeri için
3 dolu yemek kaşığı labne
1/2 cup pudra şekeri
Yarım paket krem şanti, (kullanılmayacaksa pudra şekerini 1 cup kullanabilirsiniz)

Yapılışı
  • Hamur için kaynar su, soğuk süt ve mayayı bir bardakta karıştırın ve 2-3 dk bekletin.
  • Geniş ve derin bir kaba 2 cup unu eleyin, yumurtayı kırın, şekeri, tereyağını ve limon kabuklarını ekleyin. Mayalı sıcak suyu da ekleyip ellerinizle iyice karıştırın. 1 cup un daha eleyip yoğurmaya başlayın. Yarım cup daha un eleyip hamuru birleştirin. Üzerini kapatıp ılık bir ortamda (veya benim gibi fırını 50 derecede önceden ısıtın, ısıtmayı kapatın ve hamur kabını koyup fırının kapağı açık şekilde bekletin) iki katına çıkana kadar bekletin.
  • Bu sırada krema malzemelerini mikserle çırpın ve buzdolabına kaldırın.
  • Başka bir kasede karadut hariç tüm iç malzemeyi, tereyağını ezerek karıştırın.
  • Fırını 180 dereceye ayarlayıp ısınmaya bırakın.
  • Kabaran hamuru unlu bir zemine alın. 4 eşit parçaya kesin. Her bir parçayı merdane ile 3 mm kalınlığında açın ve iç malzemeden bir yemek kaşığı kadar koyup hamurun her yerine sürün.  Bıçakla şeritler kesin ve bu şeritleri yağlı kağıt yerleştirdiğiniz kelepçeli kalıbınıza gül şekli verir gibi, çok sıkı olmayacak şekilde, rulo yaparak sarın.
  • Tüm hamurlar bitip rulo tamamlandığında karadutları 2 veya 3'e kesip gelişigüzel hamurların arasına yerleştirin. Karadutun çıkan suyunu da hamurun üzerine sürebilirsiniz.
  • Kalıbı fırının orta kısmına alın ve iyice kabarıp üzeri hafif kızarmaya başlayana dek pişirin. Yaklaşık 40 dk pişirdim ben.
  • Fırından çıkan rulonuzun kenarlarından bir bıçakla geçin ve kalıbı çıkarın. İyice soğuduktan sonra üzerine buzdolabına kaldırdığınız kremayı yayın ve limon dilimiyle süsleyin. Artık servise hazır.
NOT: Ben iç malzemeyi fazla sulu hazırladığım için biraz arttı ve pişerken de aktı. Bu yüzden limon suyunu yarım yazdım tarifte.

Afiyet olsun.

18 Haziran 2014 Çarşamba

Erik Kompostosu

Yaz geldi, en önemlisi de Ramazan ayı yaklaştı. Şimdi yavaştan hazırlıklar yapılıyordur. İftar sofralarında ferahlatıcı, serin içecekler de yerlerini bulacak. İçecekler çeşitlenecek, kompostolar hazırlanacak. Annem de çok yapardı eskiden. Çeşit çeşit meyvelerle.. En çok da ayva, elma ve şeftali ile hazırlardı. Erik de kompostoya çok yakışan bir meyve. Hafif ekşi ve tatlı erikler çok yakışıyor. Geçen hafta sonu ben de erik kompostosu yaptım. Kırmızı ve sarı renkte, tatlı ama çekirdeğin etrafı acayip ekşi olan eriklerle yaptım :) Kompostom da çok lezzetli ve harika bir renkte oldu.
Ben eriklerin içi çok ekşi olduğu için servis ederken taneleri kullanmadım. Ama tatlı erikle yaparsanız eriklerle birlikte kasede de sunulabilir. Komposto aslında kasede sunulur ve kaşıkla içilir. Ama ben tanesiz hazırladığım için içecek olarak bardakla sunmayı tercih ettim.



 
 
Erik Kompostosu
Malzemeler
Yarım kilo kırmızı erik (yuvarlak, sarı, yeşil ve kırmızı renkli)
1,5 lt. su
1-1,5 su brd. tozşeker (damak zevkine göre)
 
Yapılışı
  • Erikler iyice yıkanır ve sapları ayıklanır.
  • Su dolu tencereye alınıp şekeri ilave edilir.
  • 10-15 dk kaynatılır.
 
  • Tencere ocaktan alınıp soğumaya bırakılır.
  • Soğuyan içecek önce tel süzgeçten, daha sonra da temiz bir tülbentten geçirilir. Erikler serviste kullanılmayacaksa bir kaşıkla ezilerek daha çok tat vermesi sağlanır.
  • Ağzı kapalı bir sürahiye doldurulup buzdolabında saklanmalıdır.
Afiyet olsun!
 
Görüşmek üzere..
 
 


15 Haziran 2014 Pazar

Tarifsiz: Aynagöz'ün İlk Çilek Reçeli

Günaydınlar, mutlu Pazarlar..
İstanbul'da gökyüzü  yine bulutlu. Birkaç gündür yazın gerçekten geldiğini hissedebiliyorum, yazın kokusunu alabiliyorum artık havada.
Bugün Babalar Günü, tüm babalara evlatlarıyla geçireceği güzel günler dilerim. Birazdan babamı arayıp kutlayacağım ben de. Ama, çok buruk bir gün bugün aynı zamanda. Hayatını kaybeden madencilerimizi de unutmamak lazım. Onların çocukları için çok daha zor bir gün olacak bu. Sabır ve hayatlarında kolaylık diliyorum onlara da.
Geçenlerde aldığım çileklerin nasıl da çilek reçeli koktuğundan (çilek ve çilek reçeli farklı kokuyor bana göre :P) ve canımı çektirdiğinden bahsetmiştim. Aslında öyle çok çilek reçeli fanı olduğumu söyleyemem. Böğürtlen ve vişnedir benim için en güzeli. Ama çilekler böyle güzelken denemek istedim ben de. Çok uzun zaman önce bir deneme yapıp çilek marmeladı yapmıştım. Bu sefer ilk çilek reçeli denemem oldu ve bence harika oldu. Ne çileği, ne de kullandığım şekeri ölçmediğim için tarif vermeyeceğim. Zaten büyük bir kavanozu doldurmadı bile reçelim :)


 
İyi Pazarlar herkese..
 
 

5 Haziran 2014 Perşembe

Yaz Tatlıları: Çilekli Cobbler

Son günlerde bir diyettir aldı götürdü beni. Tamam çok belli kurallarım yok, çok ağır bir diyet de yapmıyorum ama eskisi gibi yemiyorum. Diyet ve sporu birlikte yapıp 4 aydır hala doğru dürüst kilo verememiş olmam beni üzse de yılmıyorum. Ağır diyetlere girişmememin sebebi bir anda kilo verip, aç kalıp gözüm döndükten sonra bir sürü kilo verip tekrar normal yeme düzenine geçtiğimde daha fazlasını geri almak istememem. Bu şekilde arada ekmeksiz ve küçük porsiyonlarda normal yemekler yiyip bir denge oluşturduğumu düşünüyorum. Akşamları yemekler yerine, yoğurttu, meyveydi, kahvaltılıktı o şekilde geçiştiriyorum. Birkaç gün depresif takılıp, "kilo veremiyorum ben yaaa, ne biçim iş bu" diyip isyan ettiğim de çok oluyor :) Yalnız hafta sonlarının düzenimi fena bozduğunun farkına vardım. Geç kalkıp, geç kahvaltı edince tüm düzen şaşıyor ve tekrar kilo alıyorum. Hafta başında tekrar düzene girip, hafta sonunda yine alıyorum :) Böyle bir kısırdöngü içerisindeyim :)) Bu tarifler nereden geliyor Deniz, bunları sen yemiyorsun da ben mi yiyorum diyenleri duyar gibiyim :) Evet hepsini ben yemiyorum (azcıktan birşey olmaz, onlar sayılmıyor). Bu yazıyı okuyanlardan bazıları yiyor, size denk gelmediyse üzgünüm :))
Daha önce yaptığım Erik ve Şeftalili Cobbler ve Şeftali ve Böğürtlenli Cobblerları hatırlayanlarınız varsa bugün paylaşacağım tarif de onlar gibi basit ve lezzetli. Çilekle denemek uzun zamandır aklımdaydı ve bu sitede gördüğüm fotoğraflardan sonra çilekli ve çikolatalı yapmak zorundaydım artık :)
Bu tatlıyı hala denemediyseniz mutlaka bir şans verin ve hazır bol çeşitli meyve mevsimindeyken farklı meyvelerle, özellikle çilek ve böğürtlenle deneyin. Çok hafif, çok basit, çok tatmin edici ve lezzetli bir tatlı olduğuna eminim siz de kanaat getireceksiniz.


 
Çilekler öyle güzel kokuyordu ki reçel gibiydi. Görüntüleri bile bana o gün, reçelin içindeki çilekleri hatırlatmıştı.





 
Çilekli, Çikolatalı Cobbler
Malzemeler
500 gr çilek
3 yemek kaşığı tozşeker
1 yemek kaşığı limon suyu
1 yemek kaşığı nişasta
1 cup un
3 yemek kaşığı tozşeker
3 tatlı kaşığı kakao
50 gr margarin
1 yemek kaşığı yoğurt
20 gr bıçakla kıyılmış bitter çikolata

Servis için vanilyalı dondurma

Yapılışı
  • Öncelikle çilekleri yıkayıp temizleyin ve küçükleri ikiye, büyükleri dörde keserek büyük bir kaseye alın. Üzerine limon suyunu dökün, nişasta ve şekeri de ekleyip iyice karıştırın. Bir kenarda bekletin.
  • Bu arada fırını 180 dereceye ayarlayıp ısınmaya bırakın.
  • Hamur için geniş bir kaba unu ve kakaoyu eleyin. Küp doğranmış margarini, bıçakla ince kıyılmış çikolatayı ve yoğurdu da üzerine ekleyip bir çatalla, margarinleri ezerek iyice karıştırın. Un serpilmiş tezgaha döküp parmaklarınızla hafif yoğurarak hamuru birleştirin.
  • Çilekleri dibindeki suyuyla birlikte fırın kabına veya ayrı kaplara yerleştirin. Hamuru kalınca açıp kalıpla kesin ve kestiğiniz parçaları şeklini çok bozmadan elinizle çok az genişletip çileklerin üzerine yerleştirin.
  • Fırında 20-25 dk, bisküviler pişene dek pişirin.
  • Pişen tatlıyı fırından çıkarın ve biraz ılıyınca servis için tabaklara paylaştırın. Üzerine bir top dondurma koyup servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun!

Bu da benim tabağım :P Azcık demiştim :))

Görüşmek üzere..


3 Haziran 2014 Salı

Çifte Fırınlanmış Cheddarlı Dereotlu Patatesler

Izgara etlerin yanına çok yakışacak, hafif ve "yazlık" bir aperatifle buradayım. Farklı malzemelerle tek başına da hafif bir öğlen yemeği olacak güzel bir tarif. Birkaç defa, çeşitli malzemeler kullanarak denediğim bu tarifte patatesleri iyi pişirmek çok önemli. Pişen patatesleri yarıya kesip oyduktan sonra içini istediğimiz malzemelerle dolduruyoruz. Basit ve harika bir çeşit çıkıyor ortaya.



Çifte Fırınlanmış Cheddarlı Dereotlu Patatesler
Malzemeler
3 adet orta boy patates
1 küçük boy rendelenmiş veya çok minik doğranmış soğan
1/2 cup haşlanmış bezelye
1/2 cup rendelenmiş cheddar peyniri
1/2 cup rendelenmiş kaşar peyniri
1 yemek kaşığı tereyağı, ve ekstra 1 tatlı kaşığı daha
1 diş sarımsak
2 yemek kaşığı kadar ince doğranmış dereotu
Tuz, karabiber

Yapılışı
  • Patateslerin kabuklarını bir fırça ile yıkayıp iyice temizleyin. Alüminyum folyoya sarın ve 200 derecedeki fırında pişirin. Patateslerin büyüklüğüne ve çeşidine göre pişme süresi değişecektir. İlk yarım saatten sonra bıçak batırarak kontrol edin ve gerekirse iyice yumuşayana dek pişirmeye devam edin.
  • Pişen patatesleri fırından çıkarın ve her birini uzunlamasına ikiye kesin.
  • Bir tatlı kaşığı ile kabukları biraz etli kalacak şekilde içlerini oyun. Buradan çıkan parçaları bir kaseye alın.
  • İçlerini oyduğunuz her parçaya biraz tereyağı sürün.
  • Küçük bir tavada rendeleyip suyunu sıktığınız soğanı ve rendelenmiş sarımsağı tereyağında biraz pişirin.
  • Kasedeki patates parçalarına biraz tuz ve karabiber ekleyip çatalla ezerek püre yapın. Tavadaki soğan-sarımsak karışımını, ekstra 1 tatlı kaşığı tereyağını, bezelyeleri, dereotunu ve kaşar peynirinin bir kısmını ekleyip iyice karıştırın.
  • Bu karışımı bütün patates kabuklarına doldurun. Kalan kaşar peyniri ve cheddarı karıştırıp her birinin üzerine serpiştirin.
  • Tekrar 200 derecedeki fırına verip peynirler iyice eriyene dek bekletin.
  • Sıcak servis edin.
Görüşmek üzere.

Sevgiler..
Tasarım:Sawako Kuronuma