31 Mayıs 2017 Çarşamba

Sinop Hamsilos, Akliman

Geçen seneki hızlı gezimizde Hamsilos'u da görmek istemiştik ancak, tam olarak neresi olduğunu anlayamamıştık. Biz de yakınlarındaki Akliman'a gitmiş ve hayran kalınca fotoğraflarımızı orada çekmiştik. Bu sefer Hamsilos'u bulmak zor olmadı. Burası ve Akliman Karadeniz'deki doğal limanlardanmış ve İskandinav fiyordlarına* (Fiyort, denizin buzul vadilerini basması sonucunda oluşan ve çoğunlukla iç kesimlere kadar sokulan; ince, uzun, genellikçe çok derin ve kenarları çok dik körfez. Fiyortlar; genellikle Norveç, Grönland, Alaska gibi kuzey ülkelerinde görülen ilginç bir kıyı tipidir.) benzerliğinden ötürü Hamsilos Koyu çoğu kaynakta fiyort olarak geçiyormuş. Ancak Hamsilos görünüş itibariyle fiyorta benzese de aslında, Deveci Deresi Vadisi'nin daha derin kazılmış kesimlerinin denizin yükselmesi sonucunda boğularak limana dönüşmesiyle oluşan bir yer şekliymiş. Bu bilgiler koyun girişindeki tabeladan. Yani Hamsilos'un bir balık çeşidi değil de yer şekli olduğunu öğrenelim diye yazıyorum^^
Hamsilos'tan çıkıp, yol üzerinde geride bıraktığımız Akliman'a dönüyoruz ve ufak çaplı pikniğimiz için 12 TL ödedikten sonra alana giriyoruz. Burada piknik masaları, henüz yapım aşamasında olan WC ve hemen girişte bir işletme var, sezonda cafeye veya restorana dönüşüyor olabilir.
Gezimizin Sinop ayağı bu kadar. Sinop'tan kahvaltıdan sonra çıkıp, Kastamonu üzerinden Pınarbaşı için yola çıktık..
Gerisi bir dahaki sefere :)
Görüşmek üzere.

28 Mayıs 2017 Pazar

Sinop Erfelek Tatlıca Şelaleleri

Sinop'ta en sevdiğim yerlerden biri olan tatlıca şelaleleri kesinlikle görülmeye değer. Güzel bir doğa yürüyüşü için çok uygun bir yer. Büyüklü küçüklü, toplamda 32 şelale varmış burada ancak biz sadece 15 tanesini gördük. Şimdilik 17 tanesine kadar da ahşap yürüyüş yolu yapılmış ki bu çok gerekliymiş onu da gördük. Yollar genellikle nemli ve kaygan olduğu için yürüyüş yolu büyük rahatlık. Zaten onun dışında patika bir yol da yok. Çünkü sık bir ormanın içerisinde şelaleler.
Ayancık-Erfelek arasındaki bir yoldan sağladık ulaşımımızı. Tepeler ve yeşiller içerisinde yol aldıktan sonra baraj gölünü gördük. Dışarı çıkıp biraz nefes aldık ve seyrettik manzarayı. Tepeden manzarası harika olan bu göl kıyısında dönüşte çay içtik, keyif yaptık.
Bunlar yolda topladığım dağ gülleri. Hem sarı, hem de eflatun renklilerine rastladık. Karadeniz bölgesinde yetişen bir tür olan bu çiçeğin özünden elde edilen ve deli bal denen ekstraktın birçok faydası varmış. Ancak fazla tüketilmesi ölümle bile sonuçlanabiliyormuş. Ben kitabımın arasında kurutmak için birer tane aldım.
Şelalelerin başladığı alana geldiğinizde sizi bir dere karşılayacak. Hemen kenarına aracınızı parkedebilirsiniz ve köprüden geçip alana girebilirsiniz. Geçen sene fotoğraf çekimimiz için geldiğimizde (Nisan sonu) burada birkaç kişi dışında kimse yoktu ve giriş için ücret vermemiştik. Ancak bu gelişimizde (Mayıs ortası) araç için 10,50 TL alındı. Girişte WC bulunuyor. İlk şelalenin karşısına kurulu piknik masaları da var. İsteyen burada piknik yapabiliyor, hatta mangal için ocaklar yapılmış. Yani buraya bir gününüzü ayırıp önce güzel bir yürüyüş, ardından da iyice acıkmışken pikniğinizi yaparak, temiz havada, harika vakit geçirebilirsiniz.
İlk şelale bizim gördüklerimiz arasında en büyüğüydü. Köprüden geçtikten sonra küçük değirmenin içine girebilir, fotoğraf çekebilirsiniz. Hemen yanından başlayan parkur, bol inişli çıkışlı, ağaçlar arasında, bol çiçekli, kuş ve su sesleri eşliğinde yürüyeceğiniz, görseli harika bir yol. Ancak yağışlı sezonda gidiyorsanız mutlaka dikkatlice yürüyün. Bazı yerler ahşap bile olsa kayabiliyor ve tehlikeli olabilir.
 Gördüğüm her çiçeğin fotoğrafını çekmezsem olmaz :)
 Bu kulübenin ahşap bir terası var ve birkaç piknik masası konmuş. Sanırım sezonda çay-kahve servisi yapılan bir kafeye dönüşüyor.
Dönüş yolunda baraj gölünün kenarında durup dinlendik. Çaylarımızı içip açlığımızı yatıştırdık. Çünkü önümüzde Sinop mantısı bekliyordu bizi^^

Sinop, gezip görülecek yeri çok olan bir ilimiz. Yeni kütüğüm burada olduğu için mutluyum. Yeşil Kastamonu'dan sonra yine yeşil olan bir il olması güzel :)))
Daha gezmediğimiz çok yeri var Sinop'un. Henüz doğu ilçelerine gitmedik mesela. Ancak yakında Hamsilos ve Akliman yazımla burada olacağım.
Birlikte gezmek isteyenleri beklerim :)
Görüşmek üzere!
Hayırlı Ramazanlar.

23 Mayıs 2017 Salı

Safranbolu-Tokatlı Kanyonu

Geçtiğimiz Cumartesi günü döndük gezimizden. Harika zaman geçirdik gittiğimiz her yerde.
İstanbul'dan çok erken bir saatte, yağmur eşliğinde yola çıktık. Tüm gezimiz boyunca yağmur korkumuz oldu ama hiç yağmura yakalanmadık. Hava da oldukça sıcaktı. Hatta güneşten biraz renk değiştirdik bile! Çok keyifli bir gezi oldu.Yolumuzun zaten üzeri olduğu için ilk durağımız Safranbolu oldu. Sabah 9 civarında Safranbolu'daydık. Doğruca kanyona gittik. Kristal terasa çıktığımızda inanılmaz yeşil ortam, aşağıda uzanan vadi ve kayalıklar karşısında nefesimiz kesildi (ve tabii yükseklikten de^^). Yıllar önce Safranbolu'ya birkaç saatliğinde uğramıştık arkadaşlarımla, ancak kanyonu görme şansım olmamıştı. Bu gezimizde rotamıza eklediğimiz için çok mutlu oldum.
 Kanyonun çok yakınında bulunan İncekaya Su Kemeri de oldukça güzel. Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Önceleri kemere çıkılabiliyormuş, ancak birkaç intihar girişimi sonrasında giriş yasaklanmış. Dışarıdan fotoğrafını çekmekle yetindik.
 Kanyona Giriş ücretli. Kişibaşı 2,5 TL. Kristal Teras için de ücret ödeniyor. O da 4 TL. Araçlar için ücretsiz ve ücretli iki otopark mevcut. Biz ücretsiz olanın tabelasını göremediğimiz için girişteki ücretli olan otoparka bıraktık aracımızı.
Biz yürüyüşümüzü atların olduğu kısımda, parkur bitti sanarak bıraktık. Ancak oranın yakınlarından patika yol devam ediyormuş. Onu da şimdi öğrendim ne yazık ki^^ Devamında küçük taş köprüler ve birkaç küçük şelale varmış.

 Kanyondan çıktıktan sonra doğruca merkeze gittik, daha başka nereleri görebiliriz diyerek. Aklımda kalan bir çarşısı vardı, orayı aramaya koyulduk. Ancak yanlış yollara sapıp, kendimizi yokuşlardan aşağı yürürken, başka kanyonların üzerinde bulduk.
  Safranbolu gerçekten de kanyonlar üzerine kurulmuş. Kayaların üzerindeki bazı evlere hayret etmemek mümkün değildi. Çünkü hemen camın aşağısından giden bir kanyon deresi var. Oldukça korkunçtu bana göre.
 Aşağısı da böyle..

Ve bu yazıyı Safranbolu evleri ile bitirmek istiyorum. Evlerin güzelliğinden bahsetmeden olmaz. Yukarıdaki üç ev favorilerim oldu.
Yeni durağımız Sinop güzelleri olacak. Erfelek Şelaleleri ile ilgili bir yazı bekliyor sizi yakında.
Görüşmek üzere!

Tasarım:Sawako Kuronuma