28 Ekim 2009 Çarşamba

Kurabiye



Başlık için epey düşünmem gerektiyse de "kurabiye" de karar kıldım. Herşey kolay da bu başlık kısmı zor blog yazarken.

Bugün Balıkesir'den gelen ablam ve yeğenlerim için bişeyler yapmak istemiştim. Elimin altında fazla malzeme olmadığından bu sade, şirin kurabiyeleri yaptım. Her zaman yumurtasız yaptığım ancak birazcık sert olan kurabiyelerimi bugün 1 yumurta ekleyerek denemek istedim. Hem yumuşak hem de çok güzel oldular. Demek ki önceden yanlış yapıyormuşum :)
Bu kurabiyelerin tarifi ise şöyle;

Malzemeler:
1 yumurta
Yarım su brd. toz şeker
60 gr tereyağı
1 paket kabartma tozu
Yarım paket vanilya
Bir tutam tuz
Aldığı kadar un
1 çorba kaşığı sıcak su

Not: Ben kurabiye, kek gibi şeyleri çok tatlı sevmediğimden şekeri her zaman normal ölçülerden az kullanıyorum. Siz dilerseniz 1-2 çorba kaşığı daha artırarak kullanabilirsiniz.

Yapılışı: Yumurtayı ve şekeri bir çırpıcıyla iyice çırpın. 1 kaşık sıcak suyu ve oda sıcaklığında bekletilmiş tereyağını da ekleyip yağ minik parçalara ayrılana kadar çırpın. Ayrı bir kasede un, vanilya ve kabartma tozunu karıştırıp yumurtalı karışıma yavaş yavaş ekleyin. Çırpma işlemi zorlaştığında unlu karışımın kalanını da katıp ellerinizle yoğurmaya başlayın. Yağ eriyip hamur yumuşayınca un ilave etmeye devam edin. Ele yapışmayan ve çok sert olmayan bir hamur olduğunda, düz bir zeminde açarak şekil verin. Eğer üzerine marmelat felan sürecekseniz parmağınızla ortasına bastırıp çukur yapın. Önceden 150 derecede ısıtılmış fırında 20-30 dk pişirin.

Ben üzerine hazır paketlerde satılan toz, meyveli sos karışımlarından 1 tatlı kaşığını 3 çorba kaşığı sütle pişirip, soğuttuktan sonra kurabiyelerin üzerine sürdüm. Dilerseniz siz reçel veya marmelat kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun.

27 Ekim 2009 Salı

Sonbaharda Riva Gezisi










Geçen hafta hava çok güzeldi. Eniştem de bizi Riva'ya götürdü. Yol kenarındaki ağaçların arasından kuşburnu ağaçları bize çekici pozlar veriyordu :) Görmüşken birazcık topladık. Bir de adını bilmediğim tuhaf, kırmızı meyvesi olan ağaçlar vardı. İçi çekirdekli, güzel bir meyveydi. Dağ çileği dendiğini duydum ama çilekle ilgisi yoktu, yani sanmıyorum onun adının o olduğunu. Ondan da biraz toplayıp devam ettik yolumuza.Vardığımızda yine aynı manzarayla karşılaştık. Bütün kumsal tel örgülerle çevrilmişti. Kim, ne hakla bir kumsala girişi yasaklayabilir ki? Güzelce etrafını düzenler, kabinler yaparsın girişi ücretlendirirsin. Bu tamam. Ama hiçbir şey yapmadan, halkın kullandığı, devletin arazisi olan bir yeri nasıl bu şekilde sahiplenebilirsin? Çocukluğumdan beri gideriz oralara. Denize girenler, piknik yapanlar olur. Ve son bikaç yıldır bir modadır gidiyor. Ağva'da, Riva'da kumsallar tel örgülerle çevrilmiş ve giriş yasak. Çok sinir bozucu ve haksız bir olay olduğunu düşünüyorum.
Velhasıl :) tel örgülerde bulduğumuz bir delikten sızdık içeri ve harika bir gün geçirdik.

26 Ekim 2009 Pazartesi

Keçeden Hayvanlar





Geçenlerde ablamla Kadıköy'e gittik. Renk renk bir sürü keçe aldık. Daha önce görmüştüm, keçe ile çok ilginç şeyler yapanlar vardı. Ablamdan bikaç parça ben de aldım ve yaptığım ilk şey bu fil oldu. Keçe ile bişeyler yapmak çok eğlenceli. İşsiz geçen günlerde acayip işe yarıyor ;)
Dört tanesini üstteki gibi büyükten küçüğe, bir ipe veya kurdelaya dizip duvar süsleri yaptım.



Meyveli Milföyler


Meyveli milföyleri ilk kez Cafefernando'da görmüştüm. Pratik olduğundan hemen o hafta denemiştim. Hem çok basit, hem çok hafif, hem de atıştırmak için birebir. Ama ben en çok fırından çıktıktan sonra seviyorum. Milföyler soğuyunca hoşuma gitmiyorlar.
Burda da hem böğürtlen reçeli, hem de elmalı, cevizli içle yaptığım iki çeşidin fotoğrafları var.

Damla Çikolatalı Kurabiye




Bu kurabiyeleri çok seviyorum.
Kastamonu'da okurken ordan aldığım bu renkli sepetin içinde çok şirin görünüyorlar.
Özellikle ılıkken yemeye doyum olmuyor.

Kremalı Minik Kekler

Bu minik kekleri yeğenim ticarete heveslenip, oyuncaklarını kapının önünde satmaya başladığında yapmıştım.

Hazırladığım kek hamurunu silikon muffin kaplarında pişirdikten sonra krem şanti ve Creme Ole'yi sütle çırparak yaptığım krema ile süslemiştim. Yalnızca krem şanti kullanmayı pek sevmiyorum. Creme Ole biraz daha krema etkisi yaratıyor. Pastalarda ve bu tür keklerde genellikle ikisini birlikte kullanıyorum. Hem krem şantinin ağızda bıraktığı yağlı etki kayboluyor hem de krema daha yoğun oluyor.



Tasarım:Sawako Kuronuma