29 Ağustos 2011 Pazartesi

Kağıtlardan Kapı Süsü

Çeşitli kağıtlardan -buna bir zamanlar bana çok çektiren derslerden biri olan iktisat kitabımın sayfaları da dahil ve parmaklarımı silikonla yakarak yaptığım, ne zamandır denemek istediğim bir çalışmaydı. Beğenerek takip ettiğim bir blog olan Alisa Burke'ün blogunda görmüştüm ilk bu tarz çalışmaları ve mutlaka denemek istiyordum. Onun çalışmalarına göz atarak yaptım bunu. Şimdilik tatmin etti beni :) Belki ilerde daha değişiklerini denerim.





28 Ağustos 2011 Pazar

Bayram Temizliği ? Ve Daha Önceden Kalan Karadutlu Soğuk İçecek Tarifi

Dünya üzerinde benim gibi kaç kişi var bilmiyorum, ama büyükçe bir çoğunluk evlerini; sanki orada yaşanmıyormuş ve sadece bir showroomda sergilenen, düzenli, herşeyi yerli yerinde olan bir yer gibi göstermeye uğraşan insanlardan oluşuyor. Halbuki insanlar evlerinde yatar, üzerinde battaniye uzanır şöyle koltuğa, ya da sehpanın üzerine içeceğini, süreceği ojesini, hepsinden sonra uzanıp okuyacağı kitabını yayar vs. İnsanlar böyle yaşar evlerinde. Sürekli temiz, sürekli eşyalar yerli yerinde olmaz. Olamaz.. Olsun diye uğraşırsanız da yıpranan siz olursunuz. Ben işte rahat olan kesimdenim. Sayısı oldukça az kadınlardan. Az, çünkü kadınların büyük çoğunluğu yine kendilerinin oluşturduğu, şu tertemiz, pak, showroom niteliğinde evlerde yaşamaya uğraşan kesimden. Onu oraya neden koydun, niye onu orda bıraktın diye evlerinde gerginlikler yaşanan, çocukları da evlerini rahatça dağıtamayıp, rahatça oynayamayan kesim. Neyse onları yargılayacak değilim. Herkes kendi yaptığını yaşar.
Rahatım çünkü ben o evde yaşıyorum. Bir hırkam kapının arkasında olabilir, veya bir koltuğun üzerinde. Ya da bir ojem masanın üzerinde günlerce durabilir. Benim için sorun değil. Ayakkabım kapının önünde kenarda bekleyebilir sabahı.. İlaçlarım bilgisayar masasının üzerinde bekleyebilir çünkü hatırlayabileceğim tek yer orası. Ya da holdeki ayakkabılık.. Temizlik tabiki yapılmalı evde. Şöyle silinip süpürülmeli, ortalık bir toparlanabilmeli. Demek istediğim ev hep o şekilde kalamaz, kalmayacak da.. Biraz rahat olup yere düşen kıl, küpür için can sıkmaya değmez. Kendimizi yormaya da değmez.
Bu temizlik olayı en çok bayramlar yaklaşırken abartılır. Kapıdan, pencereye, hatta yorganlardan yastıklara kadar temizlenir herşey. Bizim evde de bayram yaklaşırken hep böyle olmuştur. Tamam yatak yorganları dökmeyiz ama camlar silinir, mutfak dolapları temizlenir, ev burnun direğini kıracak şekilde temizlik (çamaşır suyudur o temizlik dedikleri) kokutulduktan sonra rahatlanır. Oh mis diyerek oturulur o yeni silinen koltuklara bütün günün yorgunluğuyla. Bugün de öyle birgün işte. Hatta bu haftasonu. Bayram geliyor bari ne zamandır ertelediğimiz şu işleri yapayım diyen ablama yardımcı olayım derken, az kısmını ben yaptığım halde yine de kollarım düştü yorgunluktan. Daha beni bekleyen iki kapı olmasına rağmen :)) Neyseki akşam olunca rahatça "temizlik" kokan evimizde yine "temizlik" kokan koltuğumuza kurulup dinlenebileceğim. Keşke geçenlerde şurada bahsettiğim karadutlu içecekten olsaydı serin serin onu da yudumlasaydım.. Ahhh ahh..

 İşte o içeceği nasıl yaptığımı anlatacağım şimdi. Önce resimleri görelim..



Karadutlu Soğuk İçecek
Malzemeler
1,5 su brd. karadut
1 çay brd. tozşeker
1 çay brd. su
1-2 yaprak taze nane
Yarım limonun suyu
4 su brd. soğuk su (tat yoğunluğuna göre azalabilir veya çoğalabilir)
Buz
Yapılışı: Dutlar, tozşeker ve 1 çay brd. su bir tencereye alınır ve kaynamaya başladıktan sonra altı kısılıp 1-2 dk daha kaynamaya bırakılır. Ocaktan alınıp taze nane yaprakları eklenir. Biraz soğuduktan sonra yarım limonun suyu eklenir ve karıştırılır. Bir tel süzgeçe alınıp dutlar çatal ile ezilerek süzülür. Süzülen karışım iyice soğuduktan sonra bir sürahiye alınır ve 3-4 su brd. soğuk su eklenir. Buzlar da eklendikten sonra servis edilebilir.
Afiyet olsun.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Dereotlu Peynirli Poğaçalar

Geçen haftasonu kuzenimin bizde kalması şerefine Pazar kahvaltısına yapıldı bu poğaçalar..
Bol sohbetli ve kahkahalı bir gecenin ardından, sabahın köründe inşaat gürültüsüne uyanıp, sinirler gerilip uyku tutmayınca yapıldı. Gergin bir sabahın ardından yine bol sohbetli ve kahkahalı bir kahvaltıda tüketildi..





Dereotlu ve Peynirli Poğaçalar
Malzemeler
1 su brd. ılık süt
Yarım çay brd. sıvıyağ
50 gr margarin
2 yumurta (birinin sarısı üste)
1 tatlı kaşığı kuru maya
1 su brd. kepekli un
2 su brd. un (ayrıca 1-1.5 su brd. kadar un)
İnce kıyılmış dereotu
Rendelenmiş kaşar peyniri (ve kelle peyniri)
1 çay kaşığı tozşeker
Tuz
Yapılışı: Büyük bir karıştırma kabında unlar ve tuz karıştırılır. Ayrı bir kasede ılık süt, kuru maya, tozşeker ve sıvıyağ karıştırılıp, maya kabarana kadar bekletilir. Mayalı karışım hazır olduğunda unun üzerine dökülür. Yumurtalardan biri, diğerinin beyazı, ince kıyılmış dereotu ve yumuşamış margarin de eklenip iyice karıştırılır. Hamur yapışkan olacağı için yapışmayacak kıvama gelene kadar un eklenir ve yoğurulur. Üzerine temiz bir bez kapatılıp kabarması için 30-45dk bekletilir. Hamur unlu bir zemine alınıp eşit parçalar kesilir. Her bir parça yuvarlanıp içine rendelenmiş peynir karışımından koyulur ve kapatılır. Yağlanmış veya yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir. Üzerlerine yumurta sürülüp susam, çörekotu, haşhaş vb. malzemelerle süslenip önceden ısıtılmış 150-200 derecede pişirilir.
Afiyet olsun.



12 Ağustos 2011 Cuma

Çikolata Manyağı Kekler

Başlığım ve tarifim o kadar uyumlu ki az sonra anlayacaksınız neden öyle dediğimi. Bu kekleri geçen pazar günü yaptım. Doğum günüm için. İçinde 3 çeşit çikolata var. Fındık ve fındıklı çikolata var. Şimdiye kadar yaptığım en güzel keklerdi -yaptıklarım gerçekten güzel olduğunda pek mütevazı olamıyorum :) Hoşgörülebilir herhalde?



3 Çikolatalı Minik Kekler
Malzemeler
2 yumurta
1 çay brd. tozşeker
100 gr yumuşak margarin
Yarım su brd. süt
2 çorba kaşığı kakao
1 paket kabartma tozu
1,5 su brd. sade kek unu
Yarım paket toz vanilya
2 çorba kaşığı çikolatalı fındık ezmesi
40 gr "bütün fındıklı" çikolata (veya kardeşim biz fındığı da çikolatayı da ayrı katmak istiyoruz derseniz bir avuç fındık ve 40 gr çikolata ;) )
Beyaz sade çikolata

Yapılışı: Bir kapta un, kakao, vanilya ve kabartma tozu iyice karıştırılır. Ayrı bir kapta yumurta ile tozşeker çırpılır ve yumuşamış olan margarin eklenir. Mikser ile iyice çırpılıp, süt ve çikolatalı fındık ezmesi eklenip iyice karıştıktan sonra, unlu karışım yavaş yavaş yumurtalı karışıma eklenir ve karıştırılır. Son olarak "bütün fındıklı" çikolata, bıçakla küçük parçalara kesilip eklenir. Bir kaşıkla yavaşça karıştırıldıktan sonra karışım küçük kalıplara dökülür. Her bir kalıbın üzerine beyaz çikolata parçaları koyulur ve hafifçe hamurun içine bastırılır.
180-200 derecede, önceden ısıtılmış fırında pişirilir.

Biz bu keklere doyamadık en kısa zamanda tekrar yapacağız :))

5 Ağustos 2011 Cuma

Tulumba Tatlısı Mı O?

Aynen öyle :)) Nasıl? Ramazan'da da iyi gider değil mi? Üşenmeyip yapmak lazım böyle güzellikleri. İşten sonra 1 saatte iftara yetiştirdim ben mesela. Süresi göz korkutmasın. Hamurunu hazırlaması kolay ve kısa sürüyor, sadece pişirirken hem sıkma olayı hem de her bir tavanın kızarmasından sonra yağın kızgınlığının geçmesini beklemek zaman alıyor. Sonra da taze taze yiyorsunuz işte :) Değiyor yani..

Tarifi buradan aldım. Ancak birebir uygulamadım tabiki. Ben biraz daha azaltarak kullandım, göz kararı yaptım desem yeridir. Bir de irmiği unla beraber kattım. İçinde çıtır çıtır gelmesin diye düşündüm. Gayet de iyi oldu. Yalnız o tatlıcılardan aldıklarımız gibi olmadı dışının kalınlığı. Onu da; evlerdeki tavalarımızda kızarttığımız için yağ çabuk ısınıyor ve hızlı pişiyor. Bu yüzden dışı da çabuk kızarıyor ve alıyoruz. Belki imalathanelerde kullanılan kazanlarda daha fazla yağla pişince daha uzun sürede kızarıyordur. Bilemiyorum böyle bir mantık yürüttüm ben. Doğru mudur değil midir bilemeyeceğim. Dışının çıtır kısmı ince oldu ama yine de çok güzeldi. Şerbetli tatlı sevenlere denemelerini tavsiye ederim.





Tasarım:Sawako Kuronuma