25 Kasım 2011 Cuma

Tarifsiz: Düğmeli Kurabiye

Bloguma yeni bir bölüm ekliyorum. Tarifsiz. Arada bir nasıl yaptığımı hatırlamadığım veya zaten bilinen ve uygulanan tariflerle birşeyler yaptığımda paylaşacağım fotoğrafları ve yazıları ekleyeceğim bir bölüm. Bölüm değil de başlık diyelim.
İlki de bu kurabiyeler olsun.
Annemin doğum gününde yaptığım kurabiyeler.
Basit vanilya aromalı kurabiyenin üzerini damla çikolatalarla süsleyip pişirdim. Güzel bir görüntü oldu böylece.


23 Kasım 2011 Çarşamba

Bu Aralar Ben..

...çok sinirliyim, tahammül sınırlarım iyice daraldı. Böyle birilerini parçalayasım var. Bazen diyorum keşke bir arabam olsaydı, doldursaydım bagajını boş şişelerle. Gitseydim sakin, kimsenin olmadığı bir yere duvara duvara fırlatsaydım şişeleri. Belki hıncımı alırdım. Gerçi bu sinirim eve gidince geçiyor. Benimki 8:30-18:30 mesaili.

...bu sinirimde biraz da sinüzitimin payı var. Ağır kokularla(sigara gibi) ortaya çıkan tuhaf bir baş ağrısı ve buna bağlı olan burun yanması (sadece burun olsa neyse alnıma kadar gittiğini hissediyorum kokunun) canımı çok sıkıyor. Elalemin sigarasının cezasını ben çekiyorum.

...blogumu yine ihmal etmeye başladım. Aslında bu sefer isteksizlikten ya da vakitsizlikten değil, beceriksizliğimden. Büyük heveslerle girdiğim mutfaktan hayal kırıklığıyla çıkıyorum. Ama bu hafta için umutluyum.

...geçen hafta 1.5 kg'lık beyaz ganaj çikolata aldım. Sırf onu kullanıcam diye tarifler araştırıyorum :)

...suflenin bana göre birşey olmadığını anladım. Henüz üç dört defa denemiş olmama rağmen artık sıktı beni. İçindeki yumurta kokusu yüzünden ve kıvamını tutturamadığımdan şimdilik vazgeçiyorum sufleden. Çok fazla çeşit denemedim tabi. Herhalde bundan sonra denersem de çok keskin aromalarla veya sadece bol bitter çikolata ile denerim.

...yılbaşı temalı ürünlerle ve dekorasyon bloglarıyla kafayı bozmuş durumdayım.

...örgüyle çalışmalarım devam etmekte. Bu sefer örgü ve keçe karışımı süslemeler peşindeyim.

...yazı özledim. Halbuki mont ve bot giymekten, şal takmaktan, hırkalarla fazla kilolarımı saklamaktan memnundum. Niye yazı özledim bilmiyorum.


5 Kasım 2011 Cumartesi

Örgü Bere

 Bu ara örgüye sardığımdan bahsetmiştim. Bu da kuzenimin kızı için ördüğüm bere. Örgü işinde iyi gitmeye başladım sanırım. Çok sevdim bunu. Umarım Nazlı da beğenir.

Balkabaklı Sıcak Çikolata

Senelerdir burun kıvırdığım, her kış mutlaka birkaç defa sofraya gelen ve benim hiç yemediğim kabak tatlısı...
Ülkemizde balkabağıyla yapılan tek tük çeşitten en önemlisi, en çok yapılanı. Ama aslında kendisinden o kadar çok çeşit yiyecek yapılıyor ki, Halloween yaklaştığında neredeyse tüm yabancı bloglar turuncuya bürünüyor. Birkaç haftadır sürekli rastladığım o sevimli, turuncu balkabağı beni kendisine öyle bir çekti ki dün akşam işten dönerken uğradığım markette artık pes ettim. Koskoca bir kabağı kucaklayıp eve götüremeyeceğim için de dilimlenmiş ve paketlenmiş olarak satılanlardan aldım.
Sabah nette şöyle bir dolaşırken dedim neymiş bakalım bu kabağın faydaları, getiri- götürüsü.
Meğer ne faydalıymış, nelere iyi geliyormuş da ben bihabermişim. En güçlü antioksidanlardan birçoğunu içeriyomuş ve bu özelliği sayesinde kansere, Alzheimer'a ve erken yaşlanmaya karşı koruyucuymuş. Yüksek dozda beta karoten içerdiği için de bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hatta görme keskinliğini artırıyormuş. Balkabağını yerken de göreceğimiz gibi bol miktarda lif içeriyor ve bu lifler de birçok şeye iyi geliyormuş.
Daha bir sürü faydası var tabiki, bunlar benim en çok dikkatimi çekenler. Doğanın bize sunduğu nimetlerden birisi.
Ancak ben kabak tatlısında -ki şimdiye kadar sadece balkabağını o şekilde denemiştim, çok fazla hissettiğim, o damakta bıraktığı aromasından pek hoşlanmıyordum. Özellikle fırınlanarak değil de haşlanarak yapıldığında dokusu da hoşuma gitmiyordu. Son iki yıldır sadece fırınlanarak yapıldıysa yiyebiliyordum birkaç ince dilimi.
Sabah ne yapsam ne yapsam diye dolanırken çok fazla kek tarifine rastladım ama bugün başka birşey denemek istiyordum. Kek değil, başka birşey. Çünkü blogumda zaten kek tarifleri var. Pay, aslında en çok yapılanı ama onu da hamuru için denemek istemedim. Bu, başka birşey olmalıydı.
Sonunda balkabaklı frappelere rastladım ve dün aldığım sıcak çikolatalar da aklıma gelince bu tarif çıktı ortaya. Ama önce püresini yapmalıydım. Ve girdim mutfağa..
İşte sabahki çalışmamın sonuçları.


Kahvaltı için hazırladığım tarçınlı pancakelerle de çok iyi gitti.
Balkabağı ile hazırlayabileceğiniz çoğu tarif için önce püresini yapmanız gerekiyor.

Balkabağı Püresi
Püre için kullanacağınız miktardaki balkabağını kabuklarıyla dilimleyip, içi yarısına kadar su doldurulmuş bir fırın kabına kabukları üste gelecek şekilde dizin. 200 dereceye ayarlanmış fırında kabakların içi yumuşayana kadar - yaklaşık 1 buçuk saat pişirin. Bir kürdanı batırarak pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz. Pişen kabakları tek tek bir kaşık yardımıyla oyarak geniş bir kaba alıp çatalla ezin, veya varsa blender kullanarak püre haline getirin.



Balkabaklı Sıcak Çikolata
Malzemeler (tek kişilik)
2 çorba kaşığı balkabağı püresi
1 su brd. süt
Hazır sıcak çikolata tozu
(veya 1 tatlı kaşığı kakao, 1 tatlı kaşığı tozşeker, 1 çay kaşığı vanilya tozu ve 1 parça bitter çikolata)
Süslemek için marshmallow veya krem şanti

Yapılışı: Sütü ve balkabağı püresini bir cezveye alıp karıştırarak kaynama noktasına getirin. Süt tam kaynamadan ocaktan alın. Bir süzgeçten veya peynir tülbentinden geçirip süzün. Sıcak çikolata tozunu bir fincana dökün ve kabaklı süt karışımını yavaşça üzerine ekleyin. İyice karıştırdıktan sonra marsmallowlarla veya kremşantiyle süsleyip servis edebilirsiniz.
Eğer çikolata karışımını kendiniz hazırlayacaksanız; sütlü karışıma kakao vanilya ve tozşeker ekleyip kaynatarak Bir fincana aktarın ve içine bir parça çikolata ekleyip, çikolata iyice eriyene kadar karıştırın. Üzerini süsleyip servis edin.

Tarçınlı Pancake
Malzemeler (8 adet için)
1 yumurta
1 su brd. un
1 su brd. süt
2 çorba kaşığı tozşeker
2 çay kaşığı kabartma tozu
1 çay kaşığı tarçın

Yapılışı: Yumurtayı ve tozşekeri bir karıştırma kabında iyice çırpın. Unu, kabartma tozunu ve tarşını ekleyin. Sütü de üzerine döküp iyice çırpın. Teflon bir tavayı ocağa koyun ve ısıtın. Karışımdan her defasında 1'er kepçe dökün ve fazla yaymadan, üstünde gözenekler oluşmaya başlarken bir spatula ile diğer tarafını çevirin. Diğer tarafı da pişince bir tabağa alın. Karışım bitene kadar aynı işlemi tekrarlayın. Üzerine hala sıcakken minik tereyağı küpleri ve bal dökerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun.

3 Kasım 2011 Perşembe

Lezzetli Bir Aperatif: Sarımsaklı Ekmek

İştah açıcı, lezzetli bir aperatif ve her öğünde rahatlıkla kullanılabilecek bir çeşit. İtalyanların de hemen her yemeğin öncesinde veya çorbalarının yanında sunduğu bir lezzet. Yanına hazırlanmış domatesli, fesleğenli bir sosa batırarak yenebilecek, dilimleyip buharı tüten bir kase domates çorbasının üzerini süsleyecek harika bir tat. Ya da benim yaptığım gibi kahvaltıya fark katacak, muhteşem kokusuyla ve tadıyla bir iştah açıcı...




 


Sarımsaklı Ekmek
Malzemeler (10 adet için)
5 dilim tost ekmeği (veya 10 ince dilim herhangi bir çeşit ekmek)
3 büyük diş sarımsak
40 gr iyice yumuşamış tereyağı/margarin
Taze veya dondurulmuş maydonoz
Parmesan veya kaşar peyniri
Tuz

Yapılışı: Fırını 200 dereceye ayarlayıp ısınmaya bırakın. Küçük bir kasede tereyağını ve rendelenmiş sarımsağı iyice karıştırın. Çok az tuz ekleyin. İnce kıyılmış maydanozları da ekledikten sonra ekmeklerin üzerini kaplayacak şekilde sürün. Üstüne parmesan peyniri veya kaşar peyniri rendeleyip ızgara teli üzerinde fırına verin.  10-15 dk fırında kızartın ve sıcak olarak servis edin.

Afiyet olsun.
Tasarım:Sawako Kuronuma