Bu kez Valla Kanyonu ile geldim.
Açık söylemek gerekirse yakın bir zamana kadar ne Valla Kanyonu, ne de memleketimde olan diğer doğal güzelliklerden haberim vardı. Aslında eskiden de Google Earth'te gezinir, fotoğraflara bakarak fikir sahibi olmaya çalışırdım birçok yer hakkında. Ama nedense pek çok yer gibi buralara da hiç uğramamışım ve burnumuzun dibinde olan bir çok yeri görmemişim. Tabi bunda birlikte gidip görmeyi göze alacak insanlara sahip olmamak da büyük rol oynuyordu. Şimdi benimle birlikte heyecan duyan, sabırsızlanan ve merak eden insanlar var.
Gezimizi oluştururken kısa zamanda gidebileceğimiz kadar çok yere gidebilecek şekilde bir plan yaptık. Genel olarak planımıza sadık kalsak da yol durumlarından haberimiz olmadığı için bazı şeyleri son dakikada değiştirmek zorunda kaldık. Gezimizin Kastamonu ayağında biraz şansa göre hareket ettik ama hemen hemen istediğimiz her yeri de gördük.
Valla Kanyonu, Horma Kanyonu ve Çatak Kanyonu birbirine yakın yerlerde oldukları için tek seferde üçünü de gezebiliriz diye düşündük. Horma ve Valla kanyonları Pınarbaşı ilçesinde, Çatak ise Azdavay ilçesinde bulunuyor. Bu kanyonlar için iki gün ayırmıştık ancak yol durumlarına ve yolda harcanacak vakite göre düşünüyorduk her şeyi. Bu yüzden ilk olarak en çok vakit harcayacağımız Valla Kanyonu'nu ilk sıraya koyduk ve Ayancık'tan sabah Kastamonu- Pınarbaşı'na doğru yola çıktık. Yol üzerindeki Azdavay'a geldiğimizde, bu küçük ilçenin yemyeşil dağlar arasında oluşu çok hoşumuza gitti ve biraz gezinmeye karar verdik. Dolaşırken belediye oteli ile ilgili bir yazı gördük ve merakla belediye otelini aramaya koyulduk. Çünkü Pınarbaşı'nda da otelde kalmayı düşünüyorduk. Uygun fiyatlı olması ve ilçenin de hoşumuza gitmesi sebebiyle Azdavay'da kalmaya karar verdik. Azdavay şirin, küçük, yemyeşil bir ilçe. Fazla fotoğraf çekmemişim maalesef.
Bu teyzenin kıyafeti çok güzeldi. Gözlükleri ben ekledim. Beyaz çizgiden daha iyi durdular bence :)
İlçeden geçen çay. Çayın dibindeki tepe mesire alanı. Karşıya geçmek için kullanılan eski bir köprü var. Aşıklar Köprüsü ismi :)
Mesire alanından Azdavay'a bakış..
Azdavay'ı geçip Pınarbaşı'na gidiyoruz. Pınarbaşı'ndan da çıkıp Küre Dağları Milli Parkı sınırlarına giriyoruz. Karşımızda birçok tabela. Bizi şimdilik ilgilendiren kısmı teras. Ancak oraya kadar gidebileceğimiz için seyir terasına doğru yolumuza devam ediyoruz. Bu yol kıvrım kıvrım Küre Dağları yolları :)
Orada mı burada mı derken görünüyor kanyonun zirvesi. Bol inişler, tırmanışlar ve dönüşler sonrasında yüksek bir tepeye kurulmuş olan Muratbaşı'na varıyoruz. Aracımızı park edip teras yoluna giriyoruz.
Güzel manzarayı seyrediyoruz bolca.
Sonunda karanlık orman yoluna varıyoruz. 1 km boyunca bu karanlık yoldan ilerliyoruz. Gittiğimiz mevsim yağışlı olduğu için patika bayağı kaygandı. Dağ çok dik olduğu için patika kenarına ahşap korkuluk yapılmış. Kendi başınıza aşağı inmeniz veya yukarı çıkmanız çok tehlikeli.
Aşağıdaki fotoğrafta kayada bir dağcının resmi var. 2012 yılında bu kanyonu geçmeye çalışırken arkadaşlarıyla birlikte girdiği sudan çıkamıyor, Anıl Bakar. Kabaca sifon denilen akıntıya kapılıyor ve su O'nu geri vermiyor. Bunları döndüğümüzde öğrendik. Dünyanın ikinci tehlikeli kanyonuymuş Valla Kanyonu. Uzaktan da olsa gördüğüm için mutluyum. Bol oksijen, dağ manzarası, orman yürüyüşü.. Kesinlikle değen bir geziydi.
Ve korksa da poz veren ben :D
Şimdilik bu kadar.
Sırada Horma ve Çatak Kanyonları var.
Görüşmek üzere.
Tebrik ediyorum sizi. Gecen yil buyuk oglumun Sahin Deresi Kanyonu macerasindan sonra temkinli yaklasiyorum bu gezilere. Cok zor bir gece gecirdik sayesinde Allaha sukur korktugumuza ugramadik.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilEvet biraz temkinli olmakta fayda var bu tür geziler için. Hava şartları, yolların durumu ve zaman kontrollü bir biçimde planlanmalı.
Kaybolan gençlerden biri miydi sizin oğlunuz? Şimdi bahsettiğiniz kanyonu merak ettim ve bakarken haberlere rastladım. Kaybolma, kazalar, vakti uygun kullanamama ve karanlığa kalma gibi şeyler yaşanabiliyor maalesef doğada. Biz de yaşadık bu gezimizde benzerini ancak bir şey olmadan yolumuzdan vazgeçtik neyse ki.
Bir sonraki yazımda paylaşacağım bunu da. Ayrıca konuya değinmeniz iyi oldu, ben de yazımda ufak hatırlatmalar yapayım bu tür doğa gezisi düşünenler için.
Teşekkürler tekrar uğradığınız için, sevgiler.