Ayancık-Erfelek arasındaki bir yoldan sağladık ulaşımımızı. Tepeler ve yeşiller içerisinde yol aldıktan sonra baraj gölünü gördük. Dışarı çıkıp biraz nefes aldık ve seyrettik manzarayı. Tepeden manzarası harika olan bu göl kıyısında dönüşte çay içtik, keyif yaptık.
Bunlar yolda topladığım dağ gülleri. Hem sarı, hem de eflatun renklilerine rastladık. Karadeniz bölgesinde yetişen bir tür olan bu çiçeğin özünden elde edilen ve deli bal denen ekstraktın birçok faydası varmış. Ancak fazla tüketilmesi ölümle bile sonuçlanabiliyormuş. Ben kitabımın arasında kurutmak için birer tane aldım.
Şelalelerin başladığı alana geldiğinizde sizi bir dere karşılayacak. Hemen kenarına aracınızı parkedebilirsiniz ve köprüden geçip alana girebilirsiniz. Geçen sene fotoğraf çekimimiz için geldiğimizde (Nisan sonu) burada birkaç kişi dışında kimse yoktu ve giriş için ücret vermemiştik. Ancak bu gelişimizde (Mayıs ortası) araç için 10,50 TL alındı. Girişte WC bulunuyor. İlk şelalenin karşısına kurulu piknik masaları da var. İsteyen burada piknik yapabiliyor, hatta mangal için ocaklar yapılmış. Yani buraya bir gününüzü ayırıp önce güzel bir yürüyüş, ardından da iyice acıkmışken pikniğinizi yaparak, temiz havada, harika vakit geçirebilirsiniz.
Gördüğüm her çiçeğin fotoğrafını çekmezsem olmaz :)
Bu kulübenin ahşap bir terası var ve birkaç piknik masası konmuş. Sanırım sezonda çay-kahve servisi yapılan bir kafeye dönüşüyor.
Dönüş yolunda baraj gölünün kenarında durup dinlendik. Çaylarımızı içip açlığımızı yatıştırdık. Çünkü önümüzde Sinop mantısı bekliyordu bizi^^
Sinop, gezip görülecek yeri çok olan bir ilimiz. Yeni kütüğüm burada olduğu için mutluyum. Yeşil Kastamonu'dan sonra yine yeşil olan bir il olması güzel :)))
Daha gezmediğimiz çok yeri var Sinop'un. Henüz doğu ilçelerine gitmedik mesela. Ancak yakında Hamsilos ve Akliman yazımla burada olacağım.
Birlikte gezmek isteyenleri beklerim :)
Görüşmek üzere!
Hayırlı Ramazanlar.
Öğretmenliğimin ilk 4 yılı orada geçti. çok çok sevdiğim
YanıtlaSilbir şehir. geçen yaz uzun aradan sonra gittiğimde çok değişmiş
buldum. özellikle şehir içi çok yapılaşmış, her yer
araba dolmuş. hüzünle gezdim yollarında..
En çok şaştığım şeylerden biri bu araç fazlalığı. Her yerde, İstanbul'da, Ankara'da, Sinop'da, Kastamanou'da... o kadar çok araç var ki. Görünüşte ülke refah içinde sanıyor insan, oysa hep borçla alınan, nereye park etsem diye yapılan araçlar. Akşamları sokaklarda yürünmüyor bile çift taraflı park edilen araçlar yüzünden.
SilYapılaşma hala devam ediyor maalesef. İnsan bıraktığı gibi bulacağını zannadiyor bazen ama büyük hızla değişiyor şehirler :S
Yapılaşma hala devam ediyor maalesef.