27 Aralık 2013 Cuma

Çaylı Bol Baharatlı Kış Keki

Yeni bir yılın eşiğindeyken, şöyle geriye dönüp bir bakıyorum. Geçmiş bütün yıllar, en eskisinden bugüne dek hepsi gözümün önünde. Son 10 yılımın hemen hemen aynı geçmesi ise hayıflandığım tek nokta.
Her yılın sonunda, gelen yeni yıl için kararlar alıp bir bir uygulamaya çalışan bir insan olmamıştım hiç. Çünkü karar alsam da uygulamaya koymam ben. Tembellikten, çekingenlikten, korkaklıktan erteler dururum. Geçen sene ise özenip bir deftere notlar almıştım. Geçenlerde o defter elime geçti. Komik geldi yazdıklarım. Hiçbirini gerçekleştirememiş olmak üzücüydü aslında. Ve onları görünce utançtan kendime kızmam ise daha üzücüydü. Bir başkası tarafından tesadüfen görülmeleri ise daha da üzücü. Bu, başkası tarafından görülme olasılığı yüzünden, lisede, günlük yazarken bile samimi olamamışımdır aslında. Kelimeleri özenle seçmişimdir hep. Ama nedense 2013 için isteklerimde samimi olmuşum ve yakalanmışım :) Sanırım biraz da bu yüzden sevmedim 2013'ü.
İşte böyle. Bu sene yazmak yok. Hatta aklımdan bile geçirmeyeceğim 2014 için istediklerimi, düşünmemeye çalışacağım. Dile getirmezsem belki gerçekleşirler :)

Geçenlerde komşumuz oturmaya geldi. Apartmanımızda ilişkilerimiz iyi neyse ki. Yavaş yavaş komşuculuk oynamaya bile başladık :) O gün için güzel bir kek yaptım. Tam kışa yakışır, bol baharatlı, çaylı ve karlı :)




Çaylı Baharatlı Kek
Malzemeler
2 yumurta
50 gr tereyağı
50 gr margarin
1 cup tozşeker
1 cup soğuk çay
2 cup un
1/2 cup hindistan cevizi
1 cup iri dövülmüş ceviz
1 paket kabartma tozu
3 adet kakulenin dövülmüş çekirdekleri
1/3 çay kaşığı muskat
1/2 çay kaşığı tarçın
1/3 çay kaşığı toz zencefil
Bir çimdik tuz
Kreması için; 2 yemek kaşığı labne, yarım paket krem şanti, 1 çay brd. süt, 2 yemek kaşığı dövülmüş ceviz
Hindistan cevizi

Yapılışı
  • Yağları bir cezvede eritin ve ılımaya bırakın.
  • Bu arada yumurta ve tozşekeri 3 dk çırpın.
  • Eritilmiş yağ ve çayı da ekleyip karıştırın.
  • Un, kabartma tozu, Hindistan cevizi, tuz ve baharatları da ekleyip mikser ile karışıncaya dek çırpın.

  • Cevizi ekleyip karıştırın ve altına yağlı kağıt serilmiş kek kalıbına dökün bu karışımı.
  • 180 derecede ısınmış fırında üzeri kızarana dek pişirin. Kürdan temiz çıkıyorsa fırından alabilirsiniz. (Eğer üzeri çok kızarmış ama içi hala pişmemişse üzerine alüminyum folyo kapatıp içi pişene dek fırında tutun. Baton kalıplarda, çok kabaran keklerin içinin pişmesi zor oluyor)
  • Kek pişerken krem şantiyi ve labneyi bir kaseye alın. Sütü de ekleyip mikserle birkaç dk çırptıktan sonra kasenin üzerini folyo ile kapatıp buzdolabına koyun.
  • Kek soğuduktan sonra buzdolabındaki kremaya ceviz ekleyip karıştırın. Kekin üzerine kremayı iyice yaydıktan sonra Hindistan cevizi serpip, bütün cevizlerle süsleyin.

Afiyet olsun!

Görüşmek üzere..


16 Aralık 2013 Pazartesi

Portakallı Kurabiye

Yeni yılı karşılamak için bu sene çok hevesliyim. 2013'ü hiç sevemedim, gitsin diye bakıyorum.
2014 yaklaştıkça bloglardaki yeni yıl hazırlıklarına bakıyorum. İçim ısınıyor o mumları, süsleri, çam ağaçlarını gördükçe.
Ben de yeni yıl ruhuna çoktan girdiğim için biraz kırmızılarla, ışıklarla oynamak istedim. Sırf kafamda oluşturduğum konsepti uygulamak için de bu kurabiyeleri pişirdim :)




Portakallı Kurabiye
Malzemeler
50 gr tereyağı, yumuşatılmış
50 gr margarin, yumuşatılmış
1 yumurta
3/4 cup portakal kabuklu tozşeker*
1 portakalın suyu (yarım çay bardağı kadar)
1 + 2/3 cup un
1 çay kaşığı kabartma tozu

*Portakal kabuklu tozşeker için; 2 adet portakalın rendelenmiş kabuğunu 1 cup tozşekerle parmaklarınızla ovalayarak karıştırın. Portakal kabuğundaki aromatik yağ şekere işleyecek ve daha çok koku vermesini sağlayacaktır. Bu şekeri bir kavanoza koyup buzdolabında 2 haftaya kadar saklayabilirsiniz.
Portakal kabuklu tozşeker yapmak istemiyorsanız portakal kabuğunu ve tozşekeri ayrı ayrı da kullanabilirsiniz.

Yapılışı
  • Şekeri ve yağları birlikte bir kaba alıp mikserle, yağ iyice parçalanıp krema kıvamına gelene dek karıştırın.
  • Yumurtayı ekleyip çırpmaya devam edin.
  • Portakal suyunu da ekleyip karıştırın.
  • Unu ve kabartma tozunu ekleyip tahta kaşıkla iyice karıştırın. Ele hafif yapışan, çok yumuşak bir hamur olacak.
  • Hamuru streç filme sarıp buzdolabında 1 saat dinlendirin.
  • Dolaptan çıkan dinlenmiş hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, elinizde yuvarlayın ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine 2'şer cm aralık bırakarak yerleştirin.
  • Hafif una batırılmış bir bardağın altıyla kurabiyelerin üzerlerine bastırın.
  • 200 derecede önceden ısınmış fırında altları hafif pembeleşene dek pişirin.
  • Fırından çıkan kurabiyeler ılıdığında teker teker hepsini pudra şekerine bulayın.

Afiyet olsun.

Görüşmek üzere.

10 Aralık 2013 Salı

İşyerinde Kış / Erzurum Helvası-Cevizli Helva

Bütün sonbahar  boyunca, artık kış gelsin, hava soğusun da ne giyeceğimizi bilelim diyip dururken, aslında geçen kışı tamamen unutmuşum. Evde, yolda iyi de, işyerinde inanılmaz sinir bozucu geçiyor kışlar. Kış başında Pazartesi günleri buz gibi ofise gelip akşama kadar donmuş ayaklar ve ellerle ofisin ısınmasını beklemek berbat bir şey. İşte dün, kışın gelmesini çok istediğim için pişmanlığımın sebebi bu oldu.
Bütün kış neneler misali dizlerimde bir hırka (o da yetmiyor bazen montumu alıyorum) ile oturunca, balkonun kapısı sigara içen arkadaşlar tarafından açıldıkça bacakları buz kesen taraf olunca, kışları sinüzitim coştuğu için yanımdan geçen sigara içen arkadaşın kokusu bile başımı ağrıtıp, burnumu sızlatınca, o çok sevdiğim kış bana zindan oluyor işte. Dolayısıyla akşama kadar bir an önce evime gidip koltuğuma uzanmak için saatleri sayıyorum.
Oysa dediğim gibi ben kış mevsimini severim. Dışarısı genelde yağmurlu ve rüzgarlı olur. Severim pencereden seyretmeyi. Gece uyandığımda dışarıdaki rüzgarın uğultusunu dinlemeyi. Üşüyüp battaniyeye sıkı sıkı sarılmayı. Bazı geceler çok üşüyüp yünlü çoraplarla yatmayı. Üstüme hırka almayı, dışarı çıkarken bere takmayı.. Ama işte hepsi sıcak evimdeyken güzel. Bu ısınmak bilmeyen işyerinde, başkalarının yaptıklarının sıkıntısını çekip, sinirlenirken kışın güzelliklerini unutuyorum.
İşte bugünkü halim, dizlerimde hırkam, önümde beyaz çayım, kulağımda kulaklığım, odaya sinen sigara kokusundan burnum sızlıyor, inceden başım ağrıyor..

Ve, güzel bir tarif yazıyorum.
Geçenlerde bloglarda dolaşırken çok güzel bir helva görmüştüm. Fotoğraftaki helvanın dokusu çok hoşuma gitmişti. Kesinlikle denemek istemiştim.
Blogun ismini unutup hangi yörenindi, belki başkaları da paylaşmıştır diyerek Google'da aranırken ilk gördüğüm bloğu, tarifdefterinden'i buldum.
Sonunda geçen hafta kolları sıvayıp denedim. Tam olarak aynı görüntüyü yakalayamadım ama tadı nefis oldu. 




Erzurum Helvası / Cevizli Helva
Malzemeler
1 su brd. + 1 yemek kaşığı un
100 gr margarin/ tereyağı
3/4 su brd. pudra şekeri
1 su brd. dövülmüş ceviz içi
 
Yapılışı
  • Bir tencerede yağı eritin.
  • Unu ekleyip tahta bir kaşıkla karıştırarak, kısık ateşte, unun rengi hafif dönene dek kavurun.
  • Pudra şekeri ve cevizi ekleyip 5 dakika daha karıştırın.
  • Yağlı kağıt serilmiş bir kalıba dökün karışımı.
  • İyice soğuyup donunca dilimleyerek servis edebilirsiniz.
 
Görüşmek üzere..
 
 

6 Aralık 2013 Cuma

Fırında Çıtır Tavuk Parçaları

Merhabalar.
Daha önce çıtır baget denemiş ve evdekiler tarafından da beğenilince tekrar tekrar yapmıştım. O zamandan beri kemiksiz etle de yapmayı istemiştim ama bir türlü fırsat bulamamıştım. Dün akşam karnım çok acıkınca aklıma KFC'nin Hot Strips'leri düştü. Eve giderken marketten kemiksiz ve derisiz but alıp ne zamandır istediğim tarifi gerçekleştirmek istedim ve evde kısa sürede hazırladım.
Aslında birkaç saat sosunda bekletebilseydim çok daha lezzetli olacaklardı ama kısa süre bekletebilmiş olsam da tadı harikaydı. Ortalık biraz un-yumurta-çıtır karışım yüzünden batabiliyor ama sonuca kesinlikle değiyor :)





Fırında Çıtır Tavuk Parçaları
Malzemeler
4 adet kemiksiz, derisiz tavuk but
2 yemek kaşığı acı sos
1 çay kaşığı sarımsak tozu veya sosu
Karabiber, tuz

2 yumurta, 1 yemek kaşığı süt
1 cup un
2 cup çıtır karışım veya hazır pane harcı
(galeta unu, donmuş bayat ekmek tozu, dövülmüş mısır gevreği ve dövülmüş mısır cipsi karışımı)
Toz kırmızı biber

Yapılışı
  • Tavuk etlerini yıkayıp fazla yağlı kısımları temizledikten sonra, 1-2 cm genişliğinde uzun şeritler halinde dilimleyin.
  • Derin bir kapta acı sos, sarımsak tozu, tuz ve karabiberle birlikte karıştırın, üzerini streç filmle kapatıp buzdolabında 1-2 saat bekletin.
  • Tavuklar beklerken fırını 250 dereceye ayarlayın.
  • Bir tabağa yumurtaları kırın ve sütle birlikte iyice çırpın.
  • Başka bir tabağa unu alın.
  • Çıtır karışımı da derin ve geniş bir tabağa alıp tavuk şeritlerini sırasıyla una, yumurtaya ve çıtır karışıma bulayıp, tel ızgaraya, piştikçe düşmeyecekleri şekilde yerleştirin.
  • Tüm tavukları aynı şekilde sosladıktan sonra ızgarayı fırının orta bölümüne yerleştirin.
  • En alt bölüme de fırın tepsinizi yarısına kadar suyla doldurup yerleştirin.
  • Tavuklar kızarana dek pişirin.

NOT: Çıtır karışıma incecik dövülmüş baharatlı veya sade krakerler, patates veya mısır cipsleri, galeta unu, mısır gevreği gibi birçok malzemeyi ekleyebilirsiniz. Mühim olan damak zevkiniz ve elinizin altındaki malzemeler :)

Afiyet olsun!

Görüşmek üzere.

2 Aralık 2013 Pazartesi

Ayva Jölesi / Şekerlemesi

Bu hafta yazacak çok şey bulamıyorum. Aslında konuşacak çok şeyim var ama güzel tarifimi olumsuz düşüncelerle mahvetmek istemedim. Ekranı daha fazla bu şekilde bekletmeyip hemen tarife geçiyorum.

 
 
 
Ayva Jölesi / Şekerlemesi
2 adet ayva
1 çubuk tarçın
3 adet kakule
1 adet karanfil
Çıkacak ayva püresi miktarında tozşeker
 
Yapılışı:
  • Ayvaları güzelce yıkayıp kabuklarıyla birlikte 4'e kesin.
  • Çekirdeklerini çıkarıp bir kenara alın. Çekirdek yuvalarını temizleyip tencereye alın.
  • Baharat tanelerini (kakule tanelerinin kabuklarını açın) ve çekirdekleri de ekleyip ayvaların üzerini geçecek kadar su ile doldurun ve ayvalar yumuşayana dek pişirin. (Ben çok baharat aroması istemediğimden su kaynayınca baharatları çıkardım.)
  • Pişen ayvaları  sudan çıkarıp bir kaba alın ve blender ile püre haline getirin.
  • Püreyi ölçerek tencereye alın. Aynı ölçüde tozşekeri de ekleyip karıştırın.
  • 40- 45 dk arada bir karıştırarak kaynatın. Koyulaşıp rengi değişmeye başladığında artık başından ayrılmayın ve sürekli karıştırarak 15-20 dk daha pişirin.
  • Kaynamaya başlamadan önceki hali.                                    45 dk sonraki hali.
  •  
  • Süre sonunda püre tencerenin dibine yapışmaya başlayacak ve iyice koyulaşacak. Bu aşamada tencereyi ocaktan alın ve püreyi yağlı kağıt serilmiş bir kaba alın. Kabın büyüklüğü ne kadar kalınlıkta bir jöle istediğinize bağlı.
  • İsterseniz bu şekilde soğumaya bırakabilirsiniz. İsterseniz kabı 150 derecedeki fırında 15 dk daha tutarak pişirebilirsiniz. Rengi çok az daha değişecektir. Üzerini çok kurutmadan fırından çıkarıp soğumaya bırakın.
  • Soğuyan jöleyi kağıttan ayırıp dilimleyebilirsiniz. Dilerseniz tozşekere bulayıp servis edebilirsiniz.
 
 
Afiyet olsun!
 
Görüşmek üzere.
 
 


27 Kasım 2013 Çarşamba

Şu Anda Ben..


İşyerinde olsam da yağan yağmuru ve gökyüzünün griden sarıya, sarıdan pembeye dönüşünü seyrediyorum. Gökgürültüsünü ne kadar özlediğimi düşünerek ana uygun bir şarkı dinliyorum.

Akşam eve şemsiyesiz dönecek olsam da keyfim yerinde :)

24 Kasım 2013 Pazar

Tarifsiz: Hıngel-Pierogi-Mantı-Mandu-Dumpling vb.

Dün biraz fazla enerji doluydum sanırım. Öyle ki, daha sabahtan bu haftasonu iyi bir kız olmaya karar verip ve tüm evi şarkılar, saçma dans figürleri eşliğinde temizledim :) İşleri bitirip mutfağa girdiğimde ise yine sabahtan kararını vermiş olduğum bir tarifi denedim. Tamamen aklımda kaldığı şekliyle (çok azı kalmış maalesef) soğanlı ve cevizli hıngal yaptım :)) Epey zaman önce erkek arkadaşımla Kısıklı'daki Hıngal'a gitmiştik. Çeşit çeşit mantının yapıldığı ufak bir restorant. O çeşitleri tattıktan sonra ağzım kulaklarımda ayrılmıştım oradan. Çok beğendiğim ve "ben de yapabilirim herhalde" diye düşündüğüm için de uzun zamandır denemeyi istediğim bir yemekti. O günden aklımda kalan tek şey ceviz ve soğandı. İçinde başka neler vardı emin olmadığım için biraz da kuş üzümü ekleyerek hazırladım içi. Yalnız o hamurları bükeceğim diye çok çektim. Bulduğum bir videoyu kaç kez başa sarıp izledim kimbilir. Ama yine de şekilleri iyi olmadı :( Sos olarak yoğurt var mıydı ondan da emin değildim. Dedim ya bu ilk denemeydi :)
Neyseki tadı fena değildi.
Bu arada mantı diyorum kısa ve öz olarak. Bugüne kadar dünya mutfağına az çok göz gezdirmiş biri olarak görüyorum ki hamur açıp içini malzemeyle doldurduktan sonra suda haşlama olayı tüm dünyada yaygın. Biz mantı diyoruz, kimi hıngal- hingel diyor, kimi dumpling diyor, kimi pierogi, kimi ravioli, kimi mandu, kimi de kürze diyor. İşin özü aynı, haşlanmış içli hamur :)
İşte benim içli hamurlarım..



Bugünlük böyle. Pek kurcalayamıyorum tarifleri bu ara. O sebeple yayınların arası da açıldı yine. Neyse, dönüşüm muhteşem olur umarım ;)

Görüşürüz..

11 Kasım 2013 Pazartesi

Ispanaklı ve Mantarlı Porsiyonluk Lazanya

Son iki üç aydır evde oturup Güney Kore dizileri izlemeye fena halde kaptırdım kendimi. Elimi eteğimi mutfaktan, gezmelerden bile çektim. Artık akşamları eve koşa koşa gidip, odamdaki koltuğa yayılıp dizi izliyorum. İlk zamanlar her akşam oturup çok çekirdek yediğim için bağrımı :)) sivilceler bastı. Bir aydır o sivilcelerle boğuşuyorum. Neyse ki çekirdeklerin etkisi geçti galiba, sivilceler azaldı gibi.
İşte son zamanlarda benim cephede durumlar böyle.
Bu arada tariflerimi www.bugunneyapsam.co 'da yayınlamaya başladım. Keyifli ve çeşitli bir site, umarım güzel bir birliktelik olur.
Tarifime geçecek olursam, lazanya sevmeyen var mıdır hayal etmek istemiyorum :) Ben çok severim ve her daim yiyebilirim. Lazanya dışında fırın makarna takıntım da vardır. Arada bir sadece kendim için bile kısa sürede yapar afiyetle yerim. Yazın yeğenim Ada buradayken lazanya yapmıştım. Pakette birkaç tane makarna kalmıştı. Ben de onları çok güzel bir şekilde değerlendirdim. Övünmek gibi olacak ama enfes olmuştu ;) Çoğu tarifimde farketmiş olmalısınız, genellikle porsiyonluk yemekler, tatlılar yapmayı seviyorum. Hem görüntü olarak sunumu daha hoş oluyor, hem de kalabalık olmayan aileler için yemek artması gibi bir dert olmuyor. İki kişilik hazırlayıp yiyip bitiriyorsunuz :) Devamı olmadığı için de, olur da doymazsak tadı damağımızda daha çok kalıyor :)))))




Ispanaklı ve Mantarlı Porsiyonluk Lazanya
Malzemeler (2 kişilik ölçüler)
Her bir porsiyon için 2 yaprak lazanya
Yarım demet ıspanak
6-7 adet mantar
1 adet orta boy soğan
Tuz, karabiber, pulbiber
1 yemek kaşığı tereyağı

1,5 su brd. süt
1 tatlı kaşığı tereyağı
1 yemek kaşığı un
Tuz, karabiber

Rendelenmiş veya dilim kaşar peyniri

Yapılışı
  • Öncelikle ıspanakları ve mantarları güzelce temizleyip doğrayın.
  • Geniş bir tavada tereyağı eritin ve yemeklik doğranmış soğanları kavurun.
  • Mantarları ekleyin ve biraz piştikten sonra da ıspanakları ilave edin. Tuz ve baharatlarını katıp karıştırın, ıspanaklar çok fazla ölmeden ocaktan alın.
  • Lazanya yapraklarını yarıdan kırıp, kaynar suda 4-5 dk bekletin, sudan çıkarın ve soğumaları için temiz bir tepsiye dizin.
  • Kaplarınızın diplerini ve yanlarını sıvıyağ ile çok az yağlayın.
  • Ufak bir tencerede beşamel sosu hazırlayın.
  • Her bir kaba yarım yaprak lazanya koyup üzerine birer yemek kaşığı beşamel sos döküp yayın.
  • Üzerine bir yaprak daha kapatın ve ıspanaklı harçtan yayın.
  • Bir yaprak daha kapatıp ıspanaklı harç yayın.
  • Son kalan yaprağı da yerleştirip beşamel sosu güzelce yayın üzerine. Son olarak bir dilim kaşar peyniri de yerleştirip 180 derecede ısınmış fırında üzeri nar gibi kızarana dek pişirin.

 

Afiyet olsun.

Görüşmek üzere.

2 Kasım 2013 Cumartesi

Gül Kurusu / Elmalı Tart

Epeydir yayınlamayı beklediğim bir tarifti bu. Yapalı çok oluyor ama fotoğraflarını düzenleyemediğimden bekletiyordum.
Pinterest'te görüntüsüne vurulup mutlaka yapmalıyım diye düşünmüştüm. Ben evde tiramisudan kalan kremayı kullandım ama tarifte vanilyalı puding veya kendi hazırladığımız kremaları da kullanabileceğimiz yazıyordu. Orjinali burada.
Aslında elmalı tart olsa da elmaların görüntüsü kurumuş gülleri andırdığı için bu tarifin bendeki adı Gül Kurusu olsun istiyorum :)




Gül Kurusu/ Elmalı Tart
Malzemeler
125g yumuşak tereyağı/ margarin
1 çay brd. pudra şekeri 

1 paket vanilya 
1,5 su brd. un

3 su brd. süt
1 su brd. tozşeker
2 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı nişasta
1 yumurta sarısı
1 çay kaşığı limon kabuğu rendesi
1 yemek kaşığı tereyağı

5 adet orta boy elma

Yapılışı
  • Tart hamuru için un, vanilya ve pudra şekerini karıştırın. Tereyağını dilimleyip ekleyin ve bir çatalla yağları ezerek karıştırın. En son ellerinizle hamuru birleştirip bir kaba alın. Üzerini streçleyip buzdolabında 15 dk soğutun.
  • Bu sırada krema için küçük bir tencerede süt, tozşeker, un, nişasta ve yumurta sarısını tel çırpıcı ile iyice karıştırın. Limon kabuklarını ekleyip karıştırın. Ocağa alıp kaynayıp koyulaşana dek pişirin. 
  • Kremayı ocaktan indirip tereyağını ekleyin ve mikserle çırparak yağın eriyip karışmasını sağlayın. Arada bir mikseri çalıştırıp karıştırarak soğutun.
  • Elmaları güzelce yıkayıp ikiye kesin. Çekirdekli kısmı çıkarıp, bütün parçaları ince ince dilimleyin. 
  • Kaynamakta olan suya atıp 2-3 dk pişirin elma dilimlerini ve soğuması için bir tepsiye dağıtın.
  • Tart kalıplarının (fotoğraflardaki boyutta 4 adet küçük kalıp veya büyük bir kalıbın) diplerini margarinle yağlayın. Hamuru 4 eşit parçaya bölüp, ellerinizle bastırarak kalıplara yerleştirin.
  • Hamurların üzerine soğumuş olan kremadan 2'şer yemek kaşığı dökerek paylaştırın. 
  • Elma dilimlerini birkaç tanesini bir araya getirip elinizde gül şekli vererek kremanın üzerine yerleştirin. Kremanın tüm yüzeyi elma dilimlerinden yapılmış güllerle kaplanana dek devam edin. 
  • Önceden ısıtılmış 180 dereceki fırında hamur ve elmalar kızarıp pişene dek bekletin. 
  •  Fırından çıkan tartlar soğuyunca üzerine pudra şekeri serperek veya çırpılmış krema ile servis edebilirsiniz.
 NOT: 
  • Elmaları pişirmeden yuvarlayamazsınız bu sebeple elmaların biraz yumuşayana dek pişmeleri gerekmektedir. 
  • Krema olarak hazır puding de kullanabilirsiniz.
  • Kremayı kalıplara çok fazla doldurursanız ve elmaları kremaya çok batırırsanız fırında pişerken krema kaynayıp elmaların üzerine çıkacaktır.
  • Daha fazla elma dilimi kullanarak daha gösterişli güller elde edebilirsiniz.

Sevgiler..
 

31 Ekim 2013 Perşembe

Kakao Kaplamalı Cevizli Kurabiye

Bu sene benim için bol seyahatli bir sene oldu :) Baharda ablamın ameliyatı için Balıkesir'e gittim. Yaz başında yeğenimin sünneti için Manyas'a gittik. Ağustos'ta babaannem vefat etti ve Tosya'ya, onun yedisine gittik. Aradan bir buçuk ay geçmişti ki, yaz başında arkadaşlarımla kararlaştırdığımız buluşma için tekrar Tosya'ya gittim. Aslında hiçbiri tam tatil sayılmazdı benim için ama, son Tosya ziyaretim çok çok keyifli geçti.
Neredeyse 10 yıldır görüşemediğim arkadaşlarımla, bol kahkahalı, yemeli- içmeli, gezmeli günler geçirdim. Aslında gitmeden önce ufak da olsa çekincem vardı, onca zamandan sonra eskisi gibi hissedebilir miyiz diye. Ama onları gördüğüm ilk andan itibaren ben yine lisedeki Deniz olmuş, kıkır kıkır gülmekteydim. Bolca eski günleri yad edip, o günlerde çekilmiş fotoğraflarımıza bakmak beni inanılmaz mutlu etti. Günler çabucak geçip ayrılma vakti gelince de, bir gözüm arkada kös kös evin yolunu tuttum.
Bugün getirdiğim tarif de; orada, arkadaşım Ayşegül'ün bize ikram ettiği, gidip gelip atıştırdığımız bu sevimli kurabiyeler. Eve döndüğümde denemek için hemen tarifini almıştım.


Kakao Kaplamalı Cevizli Kurabiye
Malzemeler
250 gr tereyağı/margarin
1 su brd. dövülmüş ceviz
Un
1 çay kaşığı kabartma tozu

1 su brd. pudra şekeri
2 tatlı kaşığı kakao
Çay kaşığının ucuyla tarçın

Yapılışı
  • Karıştırma kabına öncelikle 2 cup un eleyin, dövülmüş cevizi de ekleyip üzerine margarini/ tereyağını dilimleyerek ekleyin.
  • Gerektikçe un ekleyerek yumuşak bir hamur elde edene dek yoğurun.
  • Hamurdan cevizden daha küçük parçalar kopararak yuvarlayıp, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin.
  • 180 derecede önceden ısınmış fırında 10-15 dk pişirin.
  • Bir kasede pudra şekeri, tarçın ve kakaoyu karıştırın.
  • Ilıyan kurabiyeleri 5-6 tanesi bir arada olarak kasedeki karışıma bulayın ve bir çatal yardımıyla servis tabağına alın.
Hamurda şeker olmadığından, kurabiyelerin dış kaplamadaki şekeri çekebilmesi için hafif sıcak olmaları gerekiyor. Soğuk ve daha büyük kurabiyelerde şekeri pek çekmeyeceği için tadı yeterli gelmeyebilir. En ideal boyutu cevizden küçük parçalar şeklinde yapmaktır.

 
Sevgiler.
 



25 Ekim 2013 Cuma

Pancar Yapraklı Kiş

Güneşli, muhteşem bir Cuma gününden merhaba. Keyifler iyidir umarım.
Hahaha! Kendimi bir anda radyo programı sunar gibi hissettim :)) Ama silmeyeceğim yazdıklarımı :)
Dün gece yatarken keyfim hiç iyi değildi, hatta şu saate kadar bile. Ama bu yazıya başlarken bir anda bugünün Cuma olduğunu hatırlamamla içim kıpır kıpır oldu :) Umarım herkes için harika bir gün olur bu. Haftasonuna muhteşem bir moralle girersiniz.
Bir süre önce yaptığım Ispanaklı Kiş'ten esinlenerek yaptığım Pancar Yapraklı Kiş'imle geldim bugün. Annem yaz sonunda biraz pancar yaprağı vermişti soğanla kavurup yiyelim diye. Ama ben bir kısmını bu tarifte kullanmayı tercih ettim. Çünkü Tchibo'dan alınan tart kalıplarımı kullanmak için can atıyordum :)) 
 



Pancar Yapraklı Kiş
Malzemeler
Pancar yaprağı (yarım demet)
1 adet orta boy soğan
1 yemek kaşığı tereyağı
1 çay brd. ezilmiş beyaz peynir veya lor peyniri
1 yumurta
Tuz, karabiber, pulbiber

Hamuru için
Un
1 yemek kaşığı yoğurt
2-3 yemek kaşığı soğuk su
1,5 yemek kaşığı soğuk tereyağı
Tuz

Yapılışı
  • Pancar yapraklarını yıkayıp ince ince doğrayın.
  • Soğanı yemeklik doğrayıp geniş bir tavada tereyağı ile kavurun.
  • Pancar yapraklarını ekleyip 5-6 dakika karıştırarak pişirin.
  • Tuz, karabiber ve pulbiber ekleyip ocaktan alın.
  • Karışım ılıdığında üzerine peyniri ve yumurtayı ekleyip iyice karıştırın.
  • Hamur için bir kapta 1 cup un ve diğer malzemeleri çatalla ezerek karıştırın. Eğer gerekirse çok az un ekleyerek çok sert olmayan bir hamur elde edin.
  • Tereyağı ile yağlanmış kalıplara ellerinizle bastırarak yerleştirin.
  • Üzerlerine 2 yemek kaşığı iç malzeme koyun, artan hamur olursa şekiller keserek üzerlerine yerleştirin ve 200 derecede ısınmış fırında hamuru kızarana dek pişirin.
Afiyet olsun.

Sevgiler..
Güneşli haftasonları dilerim.

 

23 Ekim 2013 Çarşamba

Şu ANda ben..


Ahhh! Şu günlerde bayram tatilindeki gibi evimde olmak, koltuğumda uzanıp, kilo almadan abur cubur yemek (mümkün olsaydı keşke) ve bütün gün dizi izlemek istiyorum. Gerçekten keyif aldım bayram tatilinden ve işe dönmek inanılmaz zor geldi. Tatilde evden dışarı hiç çıkmadım sanırım, belki bir kere markete gitmiş olabilirim :))
Tabi o kadar tatilden sonra işe alışmak zor oluyor. Çok yoğun bir işte çalışmadığım için boş vaktim bol. Önümde bilgisayar olunca da yine günüm video izleyip, müzik dinlemekle geçiyor :) E ne güzel işte dediğinizi duyar gibiyim ama ayakta ayakkabılar, altında saçma bir sandalye, ikide bir yanından geçen bir patron :) Ahhh! Bugün de bitse de gitsek..

14 Ekim 2013 Pazartesi

Aynagöz'den Bayram Tatlıları

Güzel, güneşli bir günden merhabalar.
Herkes gibi bayram tatilinin keyfini çıkarırken buraları unutmayalım dedim ve son gün tatlı yetiştirmeye çalışanlara fikir olsun diye ben de tatlılarımı sıralayım istedim.


1- Benim favorim göründüğü üzere Mandalinalı Çiçek Tatlı
2- Nefis aromalı Portakal Şerbetli Cupcake
3- Klasik bir tatlı, Şekerpare
4- Milyonların sevgilisi Tulumba Tatlısı :)

Hepinize mutlu bayramlar dilerim.
Görüşmek üzere.

10 Ekim 2013 Perşembe

Artanları Değerlendirmece: Çikolatalı Muslu Kuplar

Merhabalar.
Kakaolu kek yapmayı çok seviyorum. Kakao ve çikolata sayesinde kekin hem dokusu hem de yumuşaklığı bambaşka oluyor. O yüzden ne zaman acil kek yapmam gerekse elim kakaoya gidiyor.
Ancak pişen kekin tamamını bitirmemiz her zaman mümkün olmuyor. Genelde bozulana kadar masanın üzerinde kalıyorlar :S Ben de artık ikinci güne kalan dilimleri poşetleyip buzluğa kaldırmaya karar verdim. Böylece canım tatlı istediğinde kolayca hazırlayabileceğim kuplar yapabilirim.
İşte buzluğa kalkmış keklerimle yaptığım bir kup. Çok pratik ve kısa sürede hazırlanan çikolatalı musla beraber harika oldular.



Çikolatalı Muslu Kuplar
Malzemeler
Kakaolu kek dilimleri
Çikolatalı mus
Kekleri ıslatmak için vişne likörü (veya vişne suyu)
Vişne taneleri
Üzerine çikolata rendesi

Yapılışı
  • Çikolatalı kekleri 1cm kalınlığında dilimleyip, bir kısmını kupların dibine yerleştirin.
  • 1-2 kaşık vişne suyuyla ıslatın, vişne taneleri yerleştirin ve 1-2 kaşık mus yayıp tekrar kek yerleştirin.
  • Kekleri ıslatın, vişne taneleri serpiştirin ve mus sıkıp üzerini çikolata rendesi ile süsleyin.
Hepsi bu kadar :)


Görüşmek üzere..

7 Ekim 2013 Pazartesi

Kabus: Pazartesi /Domates Çorbası

Geçen hafta Çarşamba gününe kadar 9 günlük izin kullandım. Çarşamba günü işbaşı yaptığımda haftayı yarılamış olmanın verdiği huzurla bitirdim o günü ve o haftayı. Ama gel gör ki bugün Pazartesi ve ben izinden yeni dönmüş gibiyim. Sendromun da sendromunu yaşıyorum :) Sabahtan beri işyerindeki aksilikler de tuz biber oldu buna. O yüzden ben de bugünün adını Kabus koydum. Akşama sağ salim çıksak bari şuradan..

İznimin son günlerinde evde keyif yaptım. Gün boyu oturup Kore dizileri izlemek, kahkahalar atmak, kendi kendine konuşmak, abur cubur ve içecek tüketmek pek bir keyifliydi.
O günlerden birinde, annemin bahçesinin domatesleriyle bu güzelim çorbayı pişirdim. Annemin emeklerine ellerine sağlık..



Domates Çorbası
(2 Kişilik)
Malzemeler
2 adet büyük boy domates
1 yemek kaşığı tereyağı
1 yemek kaşığı un
1,5 su brd. su
1/2 çay brd. süt
Tuz, karabiber

Servis için rendelenmiş kaşar peyniri

Yapılışı
  • Domatesleri yıkayıp rendeleyin.
  • Küçük bir tencerede tereyağını eritin ve unu ekleyip güzelce kavurun.
  • Domates rendesini ekleyip unun topaklanmaması için kaynayana kadar güzelce karıştırın. Topaklandıysa da sorun değil blenderdan geçirebilirsiniz veya güzelce ezerek süzebilirsiniz.
  • Sütü, suyu, tuzunu karabiberini ekleyip kaynamaya bırakın.
  • Domateslerin çekirdeklerinden ve varsa topaklanmış undan kurtulmak için çorbayı süzüp (isterseniz blender kullanabilirsiniz ama ben çekirdekler yüzünden süzmeyi tercih ettim) tekrar tencereye alın.
  • Bir taşım daha kaynattıktan sonra servis edebilirsiniz.
NOT: Çorba kıvam olarak ne çok katı ne çok sıvı oldu. Benim hoşlandığım kıvam bu olduğu için ölçüleri ona göre verdim. Ancak daha koyu veya daha sıvı bir çorba isterseniz su miktarıyla -yaklaşık yarım su brd. oynayarak bunu sağlayabilirsiniz.

Afiyet olsun!

Sevgiler.

30 Eylül 2013 Pazartesi

Biraz da Boyayalım..

Bloglarda dolanıp kendin yap projelerini incelemekten hayli keyif alırım. Dekorasyon konusunda da meraklı olduğumdan çeşitli fikirleri toplarım eskiden beri. Önceleri mailimde notlar tutarak yapardım bu işi ama, uzunca bir süredir favori mekanım Pinterest. Orayı arşiv gibi kullanmak hoşuma gidiyor. Beğendiğim ve unutmak istemediğim herşeyi orada topluyorum, ne zaman fikre ihtiyacım olsa baktığım ilk yer de orası. Özellikle kendin yap projeleri için bir hazine. Pinterest'ten bulup takip etmeye başladığım bir çok blog var.
Yeni eve taşındığımızdan beri duvarları doldurma isteğime karşı koyamıyorum. Ama ne yapacağımı tam bilmediğimden ve yapabileceklerimin kısıtlı olmasından dolayı erteliyorum. Tabi boş da durmuyorum.
Birkaç ay önce birşeyler yaparım diyerek aldığım malzemelerimi geçen hafta çıkardım ortaya. Pinterest'ten edindiğim fikirleri sonunda kullanıp bir tablo yaptım. Şimdilik masamı süslese de birgün duvarda yer alacak diye ümit ediyorum :)





Fotoğrafta gördüğünüz su kabağını da sonunda bitirmiş bulunuyorum. Yaklaşık bir yıldır yarısı boyanmış bir şekilde bekliyordu. Neyseki elime fırçayı alınca biraz cesaret geldi ve onu da bitirdim.



Güzel bir hafta dilerim sizlere.

Sevgiler..

12 Eylül 2013 Perşembe

Ufak bir yolculuk..



Sizi bugün ufak bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. Kastamonu, Tosya'ya gidelim beraber. Bizim köyde neler oluyormuş biraz göz atalım. Sabahtan başlayan yemek telaşesine, kışlık yiyecekler için yapılan hazırlıklara, şöyle bir genel manzaraya bakalım. Ufak desem de uzun bir yolculuk olacak. Kemerlerinizi bağlayın :)





Akşam yemeği için yapılan hazırlıklar bunlar. Sabah erkenden fırın yakılmadan önce herkes evinde hazırlar yemeğini. Yavaş yavaş dolar fırının önü cabalarla (güveç), tencerelerle.



Fırın iyice ısınıp, odunlar köz olduğunda cabalar içeri sürülür. Kapısı çamurla sıvanıp, akşama kadar sürecek olan pişme kısmı başlar. Büyük kolaylık kadınlar için bu fırınlar. Sabah ver yemeğini fırına, akşama kadar istediğin işini yap, yemek derdi olmadan :)


İster kuşburnu geçir elekten, güzelce kaynatıp marmelat yapmak için,


İster kızılcık ayıkla komşularla beraber.




Köy işi yaz-kış bitmez aslında. Yazın bağla bahçeyle uğraşırsın, mahsulleri kış için hazırlarsın. Kabakları biberleri, patlıcanları süs yaparsın evine :)

 Ev demişken, bizim evlerimizde böyle dolaplar vardır, duvara gömülü. Eşyalarını, giysilerini orada tutarsın. Eski köy evlerinde banyo ve mutfak da bulunmazmış. Bu dolaplar mutfak ve banyo olarak da kullanılırmış :) Nasıl olur demeyin. Yukarıdaki dolap eşyalar için kullanılan. Ama bunun aynısından diğer yanında da var ve orasının içi banyo olacak şekilde yapılmış. Banyo için bir dolaba giriliyormuş yani :) Bana korkunç geliyor bu fikir :)) Gerçi artık kullanılan ev pek kalmadı sanırım. Herkes tadilatla evine banyo, mutfak yaptırdı. Ama dışardan bakılınca hoş duruyor bu dolaplar.


Odunluklar benim favorim. Görsel açıdan çok hoşuma gidiyor.


Eveeet! Bu kadar gezdikten sonra acıktık tabi. Yemeklerimiz pişmiş olmalı. Haydi fırına :)


Fırının çamurla sıvanmış olan kapağı, etrafındaki sıva kırılarak açılıyor. Sonra gelsin mis kokular :)



Vee bakın fırından neler çıktı :) Şeker pancarı! Ben pek hoşlanmıyorum ama seveni çok. Kabuğunu soyup dilimleyip yiyorsunuz tatlı niyetine. En doğalından.. Bunlar bizimkiler :) İstanbul'a da getirdik birkaç tane. Aynı tadı vermese de modern fırınlarda pişirilebiliyor.


Zela (Zeliha) gadingem (yenge) de almış cabasını. Akşam yemeği hazır.

Bunlar keşkekler. Hiç kimse kusura bakmasın ama en güzel keşkek bizim oralarda yapılan. Lezzeti var ve yemeye değiyor gerçekten.



                            Çıtır çıtır kızarmış patates yemeği..

                            Şeker pancarı.

    Ve assolistimiz keşkek :)

Özellikle Ramazan ayında bu fırınlar hergün yakılır. Tosya'da ve köylerde her mahallede muhakkak 1 veya 2 fırın vardır. Olmazsa olmazdır. İstanbul'da bizim en çok özlediğimiz şey bu fırınlarda pişmiş yemekler işte. Hiçbir yemek tutmaz yerlerini bizim için. 

Uzuuunca oldu ama, umarım hoşunuza gitmiştir bu yolculuk :)


Görüşmek üzere. 
Sevgiler.