5 Ağustos 2015 Çarşamba

Pamukkale, Hierapolis

Pamukkale'yi daha önce sadece fotoğraflarda gördüğümden ve çok fazla da bilgim olmadığından gördüğümde epey şaşırdım. Üzerine hiç düşünmemiştim nasıl oluştu, zemini nasıl hissettiriyordur, terasları, suyu nasıl.. Ayak bastığım anda çoğu soruma cevap aldım diyebilirim :)
Bizim gittiğimizde çok kalabalık değildi ve rahatça yürüyüp fotoğraf çekebildik. Zaten çoğunlukla yabancı turistler vardı.
Aşağıda böyle bir gölet/havuz var. Sol tarafta kafe/ler var. Gölette ördekler yüzüyor, su bisikleti sürülebiliyor. Sağda ise az sonra göreceğiniz gibi yüzme havuzları var. Büyük ihtimalle onların suyu da travertenlere gelen su. Pamukkale'ye girişte müze kart kullanabiliyorsunuz. Ama müze kartınız yoksa 25 TL ödeyerek girebiliyorsunuz. Diğer ören yerleri ve müzeler için müze.gov.tr'ye bakabilirsiniz.
İçeri girdik ve terliklerimizi çıkardık, çantalarımıza koyduk. Yerlerden su akıyor ve dokusu sizi ilk bastığınızda şaşırtıyor. Pütürlü, sert ve ıslak zemin yer yer işkembe^^ görünümüne bürünüyor, yer yer ince dalgalı bir zemin oluyor. Kaygan olacağını sanmıştık ama kalsiyum karbonat oluşumu olduğu için kaymıyor bu zemin. Sadece en tepelerde bir kısım kayıyor yosun oluştuğu için. Tabi yine de dikkatli yürümekte fayda var. Ayrıca Pamukkale'ye güneş gözlüğünüz olmadan gitmemenizi de tavsiye ederim. Çünkü her yer beyaz olduğu için gözler güneşin yansımasıyla çok acıyor.
 Yürümesi kolay ve yukarılarda ve inişte özleyeceğiniz zemin üstteki :)
 Bu da idare eder.. Ama asıl işkembe görünümlü olan kısımlar epey can acıtıyor :) Onları da fotoğraflamıştım ama buraya almayı unutmuşum.
Bu da su birikintilerinin zemininde bulunan toz. Bastığınızda yumuşacık hissediyorsunuz. Ama birikintilere dikkatli girmek gerek çünkü içeride minik taşlar var epey can yakıyor birden basınca. Tecrübeyle sabittir.
Bu, bulut bulut görüntüye baktıkça doyamayacaksınız :)
 Dolu olan teraslardan biri. Ama üsttekilerin çoğu boştu.
 Tepeden vadinin görünüşü.
 En tepeye çıktıktan sonra dilerseniz geri dönebilir, dilerseniz biraz daha ilerleyip Hierapolis Antik Kenti'ni ve havuzunu görmeye gidebilirsiniz. Havuz bölgesine girişte müze kart kullanabiliyorsunuz. Ancak havuzda yüzmek istiyorsanız para ödemek zorundasınız. Ücreti 35 TL. Biz girmedik. Ben müze kart kullanılabildiğini sanıyordum ama ücretli olduğunu öğrenince ve çok da vaktimiz olmadığı için girmedim.
 Burada antik kent biraz geniş bir alana yayılı. O yüzden her tarafı gezmek istiyorsanız sıkışık vakitte gitmeyin. Biz uçak saatimiz yüzünden sadece tiyatroya kadar çıktık ve geri döndük.
Bu tatilde gördüğümüz 3 antik tiyatro içerisinde en büyüğü burasıydı. Oldukça büyüktü ve sahnesi de diğerlerine göre daha büyük ve gösterişliydi.
Tiyatrodan inerken güneşin batışı. Artık dönüş saatimiz için hızlı olmalıydık. O yüzden burayı koştura koştura indik (Yine de inerken dikkatimi çeken bir çiçeğin, -burada yok tabi ama, kapari bitkisinin videosunu çektim bilmeden. Daha sonra kapari neymiş diye araştırırken farkettim çiçeklerden. Yani Denizli'de kapari doğal olarak yetişiyor :) Bu da kısa bir bilgi :))
Tabi bir de travertenlerden tekrar geçmek zorunda kaldık ve ayaklarımız epey zorlandı. Bu yüzden eğer antik kenti gezecekseniz veya sadece tiyatroya çıkacaksanız bile sırt çantanızda spor ayakkabılarınız olsun. Benim gibi parmak arası terlikle çıkmaya kalkmayın. Dağda parmak arası terlikle yürümek pek akıllıca değil.
 Biz arabayı aşağıdaki girişte bırakmıştık. Ancak yukarıda bir giriş daha var. Yukarıya, antik kentin yakınına kadar araçla gidilebiliyor. Eğer yukarı araçla çıkarsanız, önce antik kenti dolaşırsanız ve inerken Pamukkale'den geçerseniz ayaklarınız çok zorlanmaz ama sürücü arabayı getirmek için araç yolundan yürümek zorunda kalır. Aracı aşağıda bırakırsanız da Pamukkale'den iki defa çıplak ayakla geçmek zorunda kalırsınız :) Bizim gibi.. Araç yolundan yürüme mesafesini bilmiyorum. O yüzden her halükarda Pamukkale'de ayaklar birazcık zorlanıyor :) Ama değiyor. Kesinlikle değiyor ;)
Gidin görün efendim. Ya o, ya biz yok olmadan görmek lazım güzellikleri.
 
SON
:))

4 yorum:

  1. İş için gitmiştim Denizli'ye. Sağ olsunlar Pamukkale'ye de götürüp gezdirmişlerdi. Çok beğenmiştim.Ama tabiki senin kadar ayrıntılı gezme fırsatım olmamıştı. Ne güzel fotolar çekmişsin Denizcim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler :)
      Gerçekten harika bir yer. Görmek gerek böyle güzel yerleri. Ülkemizde olduğu için de gurur duyuyorum açıkçası :)

      Sil
  2. Ben de iki üç yıl önce görebilmiştim ama kendi ayıbım ki pamukkalenin dibinde böylesine güzel ve etkileyici bir antik kentin hierapolisin olduğunu bilmiyordum. Daha da çok gezmek isterdim. Keşke pamukkalenin güzelliği daha iyi korunabilse ayrıca. Fotoğraflarınız ve yazınız da çok güzel ve keyifli ))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz de gitmeden önce bu kadar yakın olduklarını bilmiyorduk. Gerçekten güzel ve büyüleyici. Siz de artık bir dahaki sefere gezersiniz, görürsünüz bu güzelliği. Korunması için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar gibi ama daha iyi bakım yapılmalı, sanki bazı kısımlar sararmıştı ve yosunluydu. Gerçi bu doğal hali de olabilir tabi. Ne kadar sürede oluşuyorlar bilmiyorum ama havuzların dibinde minik taşlar var, onlar temizlenebilir mesela. O kadar para kazanıyorlar oradan biraz bakım olmalı.
      Teşekkür ederim uğradığınız için.

      Sil