28 Eylül 2012 Cuma

Tarifsiz: Havuçlu Kek

Dün gece yaptığım havuçlu kek. Havuçları alalı neredeyse 1 hafta olacaktı. Ani bir kararla mutfağa girip yaptım. Leyla'nın geçenlerde verdiği tarifi kullandım. Muskatım olmadığı için kullanmadım, sadece çok az (tarçını bastırmayacak kadar) kakule kattım içine. Tabi şeker miktarını her tarifte yaptığım gibi azalttım da :) Hindistan cevizli, kavrulmuş ceviz ve fındıklı, tarçın kokulu harika bir kek oldu. Tek problem gece geç saatte piştiği için tam soğumadan üstünü kapatmak zorunda kaldım. Buna bağlı olarak hafif sıkıştı sanki. Ama yine de yumuşacık ve çok lezzetliydi. Denemek isteyenler için Leyla'nın tarifi burada..




Ve 26 Ekim'e kadar küçük bir mola. Blogumun 3. yılını kutlayacak güzel bir tarifle döneceğim.

Bu arada blogumdaki fotoğraflarla ilgili bir sıkıntımı aşmaya çalışacağım. Çoğu yayınımın fotoğraflarını yeniden yüklemem gerekecek. Güncellemelerden dolayı vereceğim rahatsızlıktan şimdiden özür dilerim :)

Görüşmek üzere :)

25 Eylül 2012 Salı

İlk Mısır Ekmeği Denemem ve Öğrendiklerim

İlk çalıştığım işyeri bir Çaykur bayii idi. Tabi patronlarım da Rizeliydi doğal olarak. Birinin eşi mısır ekmeği göndermişti koca bir tepsi. Ben de hatırladığım kadarıyla ilk kez tadacaktım ve görüntüsü hoşuma gitmişti. Nasıl birşey felan derken bir de baktım ki içinde hamsi var. Belki daha başka şeyler de vardı bilmiyorum ama mısır ekmeğinin içinde hamsi parçaları görmek çok ilginç gelmişti. Sanırım sevmiştim, geçmiş zaman olduğundan hatırlamıyorum. Aklımda kalan hamsili mısır ekmeğiydi. Ben de öyle olur mısır ekmeği sanıyodum epeydir.
Meğer çeşitleri varmış. Kabartma tozuyla yapılan, mayalı yapılan, sade mısır unlu olan, buğday unuyla karışık olan, buğday unu çok mısır unu az, mısır unu çok buğday unu az olan falan.. Bunu da dün akşam öğrendim.
Geçenlerde kuzenimde yediğim kek kıvamlı mısır ekmeğini tadınca da, ben de yapacağım diyip tarifini aldım. Tam öyle, o kıvamda istiyorum ama. Tabi ben rahat durur muyum? Durmam. İlla birşeyleri değiştirir denilenin aksine yaparım. Şöyle miydi böyle miydi derken bambaşka bir sonuçla karşılaşırım.
Her ne kadar tam istediğim sonucu alamamış olsam da elde ettiğim ekmekten çok memnun oldum. Daha yoğun kıvamlı oldu. Ama yine de yumuşak ve yemesi keyifli. Ben yarı yarıya karıştırılmış unlarla yaptım.
Bir dahaki denememde tarife kesinlikle birebir uyacağım.
Ama mısır ununu daha yoğun sevenler için tarifi vereceğim.



Mısır Ekmeği
Malzemeler
1+1/2 cup mısır unu
1+1/2 cup buğday unu
1 su brd. sıcak su
1 yemek kaşığı tozşeker
1+1/2 tatlı kaşığı kuru maya
Tuz
2-3 yaprak kara lahana

Yapılışı
  • Bir kasede sıcak suyu ve tozşekeri karıştırın. Üzerine mayayı dökün ve hafif kabarmasını bekleyin.
  • Karıştırma kabına unları eleyin ve dilediğiniz miktarda (1 çay kaşığı yeterli oluyor) tuzu ekleyip karıştırın. 
  • Mayalı suyu una ekleyip ister elinizle ister bir kaşıkla karıştırarak yoğurun. Epey yumuşak ama mısır unundan dolayı ele yapışmayan bir hamur olacak.
  • Üzerini temiz bir örtüyle kapatıp mayalanması için bekletin. (Benim hamurum 20 dkda fazlasıyla kabardı)
  • Fırını 200 dereceye ayarlayıp ısınmaya bırakın.
  • Ekmeği yapacağınız kalıbı çok az sıvıyağ ile yağlayın. Yıkanmış, kurulanmış kara lahana yapraklarını serin. Üzerine hamurunuzu yerleştirin.
  • Isınmış fırında 30-40 dk üstü hafif kızarana dek pişirin. 
Not: Kara lahana daha lezzetli bir ekmek olmasını sağlıyormuş o yüzden ekledim ben. Mecburi değildir. 

23 Eylül 2012 Pazar

Erikli Tart

Bol fotoğraflı erikli tartımla karşınızdayım. Pazar gününün meyvesi..
Büyük bir özenle ve sabırla yapmış olsam da eriklerimi pek nizami dizemedim. Ama yine de hoş görünüyorlardır umarım :)
Tart hamuruna nedense bir önyargım olmuştur hep. Tutmayacak, sert olacak, güzel olmayacak gibi düşünceler beslerim ona karşı. Tariflerindeki şu "soğuk tereyağı, soğuk su" olayı sanırım beni geren. Ama biliyorum ki yapınca yapılıyor. Bu da böyle bir tarifim işte :)


Hamuru yaparken ha şimdi ha şimdi diye diye şeker katmayı unutmuşum. Ama iyiki de unutmuşum. Çünkü erikler çok tatlıydı ve ben onları bir de şekerle harmanlamıştım. Bir de hamurum şekerli olsaydı bayan bir tadla karşılaşacaktım. Eğer meyveleriniz çok şekerli olacaksa hamuru şeker katmadan hazırlamanızı tavsiye ederim. Hiç farkedilmiyor ve gayet hafif bir tatlı oluyor böylece.


 


Erikli Tart
Malzemeler
1,5 cup un
100 gr margarin
1 yemek kaşığı mısır nişastası
1 yumurta
2 yemek kaşığısoğuk su
5-6 adet erik

Yapılışı:
  • Unu, nişastayı ve buzdolabından çıkmış küp doğranmış margarini derin bir kaba alın.
  • Bir çatalla yağ minik parçalara ayrılana dek ezin. 
  • Karışımın ortasını hafifçe açıp yumurtayı kırın. Yumurtanın kabuğunda çok az yumurta beyazı bırakın (örgülü kısmın altına ve üstüne sürmek için).
  • Yumurtayı ve 2 yemek kaşığı soğuk suyu çatalla çırparak karışıma yedirin. 
  • Hamuru unlanmış tezgaha alın ve biraraya gelene dek 3-4 defa yoğurun. 
  • Hamurun yarısını ince bir şekilde, merdane ile açıp, margarinle yağlanmış ve unlanmış kalıba serin (ben kelepçeli kalıbımın altını kullandım).
  • Hamurun kalanını 3 eşit parçaya kesin ve her birini yaklaşık 60 cm uzunluğunda yuvarlak şeritler haline getirin. 
  • Bu hamurları kalıbın çevresini saracak uzunlukta örün. 
  • Kalıptaki hamurun örgü kısmın geleceği yerlerine yumurta beyazı sürün. Üzerine örgüyü yerleştirin.
  • Örgünün üzerine de çok az yumurta beyazı sürün ve yine çok az tozşeker serpiştirin. 
  • Erikleri ikiye kesip doğrayın, 2 yemek kaşığı tozşekeri üzerlerine serpip ellerinizle karıştırın. Hamurun üzerine dizin. 
  • Önceden ısıtılmış 250 derecedeki fırında hamur pişip, örgülerin üzeri hafif kızarana dek pişirin.
Afiyet olsun!

Servisi ılık ve bir top dondurmayla yaparsanız tadına tat katacağınıza emin olabilirsiniz :)

Sonradan gelen not: Bu tartı kesinlikle ılık servis etmenizi öneriyorum. Üzerindeki meyveler sebebiyle hamuru beklediğinde yumuşuyor. İlk çıtırlığı henüz üzerindeyken bitirmenizi tavsiye ediyorum.


19 Eylül 2012 Çarşamba

Bu Aralar Ben..

Merhaba..
Bugünlerde hiç yeni bir tarif yazasım yok. Bekleyen tariflerim var aslında ama elim gitmiyor onlara henüz.

Haftasonu yaptığım denemelerden randıman alamadım :) Ya fotoğrafları kötü oldu, ya çekemedim, ya istediğim gibi olmadı falan..

Evet başlıyoruz.
Bu aralar ben..
Bol bol kek yapıyorum..

Arkadaşlarım için pişiriyorum..

Okumaya çalışıyorum :S Hepsinden bir fırt aldım..

Bir şeyler üzerinde çalışıyorum.
(Yukarıda da gayet rahat başlanan cümlenin sona doğru sıkıştırılmaya çalışılmasına bir örnek görüyoruz :))))

Procelerim için kuş tüyü çizmeyi öğrenmeye çalışıyorum.. Pek becerikli değilim o konuda.

Veee küçük bir soru. Blogumda birkaç değişiklik yapmak istiyorum fakat ayrıntı bilmediğimden beceremiyorum. Mesela Hakkımda kısmı için yukarıda sekme/sayfa olsun istiyorum. Fakat yapamıyorum. Nasıl yapabilirim bilen biri yardım edebilir mi?

Bir sonraki yazımın güzel bir tarif içermesini diliyorum.

Görüşmek üzere.

18 Eylül 2012 Salı

Sevgilerde..

Bugün paylaşmayı istediğim bir şiir..
Çok sevdiğim, çok anlamlı bulduğum bir şiir.
 
Sevginizi, sevdiğinizi söylemeyi ertelemeyin.
Güzel, mutlu bir gün diliyorum.
 
 
Sevgilerde

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.

Behçet Necatigil

14 Eylül 2012 Cuma

Kısalan Günler/Şeftali ve Böğürtlenli Cobbler/Patika Tart

Hiç boş durmuyorum. Bu aralar çok aktifim ve bunu bloguma yansıtmak da hoşuma gidiyor. Yazın uzun günlerinden faydalanıp bol bol tarifler denemek, tatlılar yapmak güzeldi. Yayınlanmayı bekleyenlerim hala var yazdan.
Ama artık günler kısalıyor ve işten eve döndüğümde birşeyler hazırlayıp pişirene kadar hava kararıyor. Çekilen fotoğraflar gün ışığında olduğu kadar güzel ve kaliteli olmuyorlar. Böylece benim hevesim de sönüyor. Belki bu sorunu akşamdan pişirip sabah fotoğraflayarak çözebilirim ki bunun için de erken kalkmam gerekecek. Haftasonları ise çok fazla birşey deneyemiyorum. -dum aslında. Gezmelerden :) Ama bu kış yüksek ihtimalle eve kapanıp, askere giden sevgilimin yolunu gözleyeceğim :(

Aşağıdaki güzelliğe gelirsek.. Onun adı Cobbler (kablır). Tart, pasta gibi de geçebilir Türkçemize. Meyvelerle, sebzelerle ve etlerle de yapılanları mevcut. Hatta ben bir de soğanlı ve tavuklu olanını denemeyi çok istiyorum. Malzemeleri fırın kabına yerleştirip, üzerine hazırlanan hamurdan kaşıkla veya kalıpla keserek patikalar yapılıyor. veya tamamı da kaplanabiliyor. Türlü çeşitleri var.
Ben de böğürtlen ve şeftali kullanarak denedim dün akşam. Tadanlar beğendi. Çok şekerli tatlılardan hoşlanmayanlar için birebir. Ayrıca üstündeki bisküvisini az tutarsanız sağlıklı bile ;)



 


 

Fotoğraflarım akşam çekimi olduklarını nasıl da belli ediyorlar :S

Şeftali ve Böğürtlenli Cobbler/Tart/Pasta
Malzemeler (8 Porsiyon)
Hamur İçin
1 cup un + 1 yemek kaşığı
50 gr küp doğranmış soğuk tereyağı
1 çay kaşığı kabartma tozu
1/3 cup tozşeker
1 yumurta
2-3 damla vanilya aroması
1 yemek kaşığı süt
Alt Malzemesi İçin
2 adet büyük şeftali
1 cup dondurulmuş/taze böğürtlen
1 silme yemek kaşığı mısır nişastası
1 yemek kaşığı tozşeker (opsiyonel)

Servis Önerisi: Vanilyalı dondurma veya çırpılmış soğuk krema.

Yapılışı:
  • Öncelikle şeftalileri soyup dilimleyin. Çok ince olmasınlar.
  • Böğürtlenleri ve doğranmış şeftalileri bir kaseye alıp üzerine nişasta ve tozşekerini serpin. Güzelce karıştırın.
  • Başka bir geniş kapta unu, tozşeker ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Dolaptan çıkardığınız küpü küp doğranmış tereyağını ekleyip bir çatalla ezerek karıştırın.
  • Tüm tereyağı ezilip ufalandığında yumurtayı, sütü ve vanilya aromasını ekleyip, yumurtayı çırparak hamura karıştırın.
  • Hamuru toparlamak için 1 yemek kaşığı daha un ekleyip ellerinizle 2-3 defa yoğurun.
  • Meyveleri pişireceğiniz kabı çok az tereyağı ile yağlayın.
  • Meyve karışımını kaplara/kaba koyup yayın.
  • Hamurdan ister parçalar kopararak ister benim gibi kalıpla keserek meyvelerin üzerine yerleştirin. Üzerlerine fırçayla süt sürün. Dilerseniz tozşeker serpiştirebilirsiniz.
  • Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında yaklaşık 40 dk, kurabiyeler pişip kızarana dek pişirin.
  • Ilık olarak servis edin.
Afiyet olsun!

Notlar:
  • Eğer üzerinde daha sert kıvamda bir kurabiye istiyorsanız biraz daha un ekleyebilir veya sütü çıkarabilirsiniz.
  • Benim yaptığım ölçülerle içi yumuşak kurabiyeler oluyor ki tercihim bundan yana.
  • Eğer hemen servis etmeyecekseniz daha sonra fırında biraz ısıtarak servis edebilirsiniz.
  • Meyveleriniz çok şekerli meyveler ise tozşeker eklemenizi tavsiye etmem.
  • Bu tarif için eğer daha ekşi/ tatlı bir tat istiyorsanız böğürtlen sayısını çoğaltmanızı/azaltmanızı veya tozşekeri çıkarmanızı/çoğaltmanızı öneririm. Hadi bu cümle ne demek istedi :)))
  • Üzerine vanilyalı dondurma koyacaksanız tatlınızı çok şekerli hazırlamayın.Vanilyalı dondurma çok şekerli oluyor.

12 Eylül 2012 Çarşamba

My Light Party

İğneada'dan dönüşte yoldaki ışıklarla oynayarak elde ettiğim şekiller. Arabanın farları da olmasaydı çok daha güzel olabilirlerdi.


Babun istilası..


Yılan göçü..



11 Eylül 2012 Salı

Mantarlı Omlet

Ağustos'un son Pazar gününde, misafirlerimiz henüz gitmemişken yapılan, lezzetli, güzel bir kahvaltı.
Biz iki kızkardeş aynı evde yaşıyoruz. Anne-babamız memlekette. Yaz, kış misafirlerimiz hep olur. Annem-babam gelir, ablalarımız gelir aileleriyle. Dolayısıyla evimiz bir dolar bir boşalır. Kalabalık içindeyken birden yaz sonunda kalırız başbaşa Edi ile Büdü gibi :)
Ama kahvaltılarımıza hep özeniriz. Çünkü tek birgün beraber kahvaltı yapabiliyoruz ve onun da güzel bir sofra olmasına, haftaiçinde özlediklerimizi tüketmeye çalışıyoruz. İkimiz de yumurtayı çok severiz. Ablamı bilmem ama benim özellikle yumurta krizlerim olur. İşten eve zor yetişirim yumurta yiyeceğim diye. Kulağa tuhaf geliyor ama öyle :) Ve yumurtanın ziyan olması katlanamadığım, beni sinir eden tek şey diyebilirim.
Neyse konuyu çok dağıttım. Omlet de sık yaptığım, evde ne varsa ona göre çeşitlendirdiğim bir yiyecek.
O hafta güveç için aldığım mantarlardan epey kalmıştı. Minik minik, tazecik oldukları için mutlaka kullanmalıydım.




 
 
Mantarlı Omlet
Malzemeler
4 yumurta
1 yemek kaşığı un
1/3 su brd. süt
1 adet kırmızı biber, doğranmış
2 adet yeşil sivri biber, doğranmış
Çok küçük bir soğan veya orta boy soğanın yarısı, doğranmış
15-16 adet minik kültür mantarı, doğranmış
1-2 yaprak fesleğen, ince kıyılmış
Tuz, karabiber, kişniş tozu, sarımsak tozu
1 yemek kaşığı dolusu tereyağı

Yapılışı:
  • Soğanı tereyağıyla birlikte büyük bir tavaya alın, 1-2 defa karıştırarak kavurun.
  • Soğan çok pişmeden kırmızı biberleri ekleyin.
  • Bunlar biraz piştikten sonra sivri biberleri ekleyip kısık ateşte,arada bir karıştırarak 1-2 dk pişirin.
  • Mantarları da ekleyip suyunu salana dek pişirin. Karabiber, tuz, bir tutam sarımsak tozu ve bir tutam kişniş tozu ekleyip karıştırın.
  • Un ve sütü derin kasede çırpın. 1 yumurtayı ekleyip iyice çırpın.
  • Kalan yumurtaları da kırıp güzelce çırptıktan sonra yavaşça tavaya dökün.
  • İnce kıyılmış fesleğenleri üzerine serpin.
  • Yumurta pişmeye başladığında spatula ile kenarlarından kaldırarak ve ortasından keserek kalan sıvı kısmı da pişirin. En son bütün çevirebiliyorsanız bütün halde, veya servis adedi kadar dilimleyip çevirin. O kısmı da 25-30 saniye kadar pişirip ocaktan alabilirsiniz.
Afiyet olsun!


8 Eylül 2012 Cumartesi

İğneada Gezisi

Geçenlerde bir Cumartesi günü İğneada'ya gittik ailece. Şehir merkezinden uzaklaşmak, ağaçlarla çevrili yollardan geçmek, en önemlisi de suya yakın olmak bana çok iyi geldi. Bir dahaki sefere mutlaka tam bir gezi yapmak istiyorum orada. Etraftaki gölleri görmeyi, çam kokulu ormanlarında yürüyüş yapmayı istiyorum.
Sürekli seyir halinde olunca ve etraf hep ormanlık olunca pek fazla manzara fotoğrafı çekemedim. Ama o orman ve deniz havası bile yetti bize :)

Yolda bir ara dayanamayıp durduk ve böğürtlenlerin tadına baktık.

Yine yol kenarında gördüğümüz bir ağacın sırf ne meyvesi olduğunu görmek için durduğumuzda, daha önce hiç karşılaşmadığımız bu minikleri gördük..

İçinden geçtiğimiz dere.. İnip biraz suyla oynadık burada :)

Meşe ormanı.. Harika bir manzara olduğunu söylememe gerek yok sanırım..




Ve, daha önce hiç tattınız mı bilmiyorum ama tenekede tavuk çok lezzetli birşey. Sınırda, Beğendik Köyü'ne yakın, deniz kenarında, bir aile tarafından işletilen küçük bir yer burası. Kendi yemeğimizi beklerken birkaç fotoğraf çekmeme izin verdiler sağolsunlar. Böylece neye benzediğini, nasıl yapıldığını gösterebileceğim sizlere.

Öncelikle tenekenin geleceği yer özenle düzleştiriliyor ve bir tencere içinde sebzeler ve sebzelerin ortasından çıkan demir bir çubuğa, dik bir şekilde yerleştirilmiş tavuk buraya konuyor. Teneke bunların üzerine kapatılıp hava almaması için iyice bastırılıyor yere. Etrafına ve üzerine közler konuyor kürekle. 1 saatten fazla pişiriliyor. Tavuğun dışı çıtır çıtır oluyor. Sebzeler çok iyi bir şekilde pişiyor.





Yemeğimizi de yiyip, biraz dinlendikten sonra dönüş yoluna çıktık.