20 Temmuz 2017 Perşembe

Bu Aralar Ben

..
"Bu ara" hemen hemen 2 aylık bir alanı kapsamaktadır bilginize ;)
Blog dünyasından yavaş yavaş kopmaya hazırlanıyorum bu aralar.
Günümüzde çok daha pratik paylaşım alanları varken, fotoğrafları düzenlemek, yazı yazmak oldukça zor geliyor ve vakit harcamak gerektiği için zorlayıcı oluyor. Yazı yazmadan, kendimden birşeyler paylaşmadan sadece tarif yazmak hoşuma gitmedi hiçbir zaman. ancak artık yazacak birşey bulmak zor oluyor ve konsantre olmakta da zorlanıyorum. İçimden yazmak gelmiyor ve yazayım diye başına oturduğumda da uzun vakitler geçirip sonunda hiçbir şey yazamadan vazgeçiyorum.
Bu konu için önümde hala biraz zaman var, o yüzden başka zaman daha detaylı bir yazı yazacağım.

Geçtiğimiz aylarda taş boyamaya sardım.
Bu aralar favori alanım klimalı alt kat olsa da, geçtiğimiz aylarda terasta vakit geçirmek de çok keyifliydi. Benimle birlikte çiçeklerimi de güneşlendirmeyi ihmal etmedim :)
Vişne likörü yaptık. Fazla dayanamadan tatmaya başlamıştık bile :) Artık tamamen oldu ve keyifle lezzetli içecekler hazırlıyorum.

İçecek demişken.. Ne bulursam buzluyorum bu ara..
Yeşilçay, nane, limon ve buz karışımı.. Bazen adaçayı da ekliyorum. Her sabah kahvaltıda bunu içiyorum. Son günlerde 700ml'den fazla içiyorum bunu.
 Yukarıdakinden. Vişne ilaveli..
 Yukarıdakinden. Çilek ilaveli..
Ofcourse! Türk kahvem de buzlu birkaç aydır (göz deviren emoji) Sıcak içeceklere tahammülüm yok bu ara. Tabi bu, filtre kullanmayı düşünemeden öncesine ait bir fotoğraf. Son zamanlarda filtreden geçiriyorum kahveyi, böylece telvesiz oluyor.
 Dondurma, çilek, süt ve buz karışımı.
 Filtrede hazırlanmış Türk kahvesi, Kahlua, buz ve süt.
Veee tüm zamanların en favori içeceği, karpuz slushie. Bol buz, çekirdeksiz karpuz dilimleri, azıcık limon suyu ve nane yaprakları. Aşağıdakinde kara dut da var.

 Filtre kahve, buz, süt..
 Vişne likörü, limon suyu, su, buz, adaçayı, vişne..
 Bol buz, vişne likörü, viski, vişne marmeladı, su, fesleğen yaprakları. Süsleme nane.
Son zamanlarda bir de dolgulu cupcakelere sardım. İçlerini Nutella, çilek sos, vişne marmeladı gibi malzemelerle doldurarak mutlu anlar yaratıyorum, hem yeğenlerim için hem de kendim için ;) 
Ah bir de şeftali ve vişne karışımı! Bir ara her şeyi onları kullanarak bir sürü tart yaptım.Bu ikili inanılmaz lezzetli oluyor, benden söylemesi.
Bu aralar mum gibi erdiğimi de söylemiş miydim? Öyle :(

Ayrıca bu aralar hamarat bir gelinim de.. Balkabaklı ve cevizli, kuru yufka ile yapılmış börek. Nefis!
Kahvaltı için fırınlanmış ekmekler. Salam, kaşar peyniri, 2 yumurta, azıcık yağlı beyaz peynir, bol ot..
Şekersiz çıkan bir kavunla yaptığım dondurma. Harikaydı! Keşke daha çok yapsaydım demiştim o gün. Bu ara tekrar yapmayı düşünüyorum.
Güzel bitkilerimle ilgileniyorum bol bol. Artık fazlasıyla büyümüş olsalar da arada parçalar ayırıp çoğaltıyorum. Ercüment'in de dediği gibi, yakında son saksıyı da koyup, kapıyı kilitleyerek kaçmamız gerekebilir evden^^
Bu da artık aramıza mesafe koyalım dediğim çiçeğin bizim evdeki kısmı. Çok hızlı büyüyor ve güneşi çok seviyor. Ona ulaşmak için hiç bir engeli tanımıyor. Maşallah!
Ama çok güzel bir bitki. Simli ve kırmızı damarlı yapraklarının hastasıyım.
Son zamanlar böyle geçti işte. 
Hala da aynı şekilde devam ediyor. 
Bu yazı yalnız bıraktığım Temmuz ayı için hazırlandı ve Temmuz tarihli olarak yayınlanacak. Olur da "Ben neden görmemişim" derseniz bilginize.
Sevgiler.

8 yorum:

  1. yazmakta çoğu zaman ben de zorlanıyorum.Uzun aralar verip geri dönüyorum. Bence gayet başarılısın.Gitme ama ara ver.

    YanıtlaSil
  2. Aralar uzuyor, her seferinde dönmek daha zor oluyor ve üstüne bir de suçluluk duygusu oluyor :( Burayı böylece bırakıp Instagram'dan devam etmeyi düşünüyorum. Teşekkürler uğradığınız için :)

    YanıtlaSil
  3. Yapma be Deniz. İlk başta boyadığın taşları görünce Allah dedim. Deniz kesin anlatmıştır nasıl boyadığını dedim. Ben de tatilden sahilde topladığım 3 saklama kabı dolusu taşla döndüm. Küçük çaplı bir servet harcayıp boyaydı, fırçaydı, kalemdi aldım. Anaokulu seviyesinde boyamalarla ilerliyorum.

    Tabiki kendi kararın ama gitme be Deniz. Ben hep diyorum, herkesin bir sosyal medya hesabı vardır ama herkesin bir bloğu yoktur diye. Ben mus yapmasını senden öğrendim. Ve o şekersiz kavundan yaptığın dondurmayı da senden öğrenmek istiyorum.

    Gez, toz, dolaş, çiçekleri büyüt ama dön..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Taş boyamak, toplamak kadar keyifli bir iş. Ancak çok mükemmeliyetçi olmamak gerekiyor. Ben çoğunu Google'da, Instagram'da gördüğüm fotoğraflara bakarak çizdim. Fırça ile çalışmak her zaman zor olmuştur benim için, o yüzden ben de ilkokul seviyesinden pek ilerleyemedim açıkçası. Sadece denemen ve başlaman gerekiyor :) İncecik fırçalar hayat kurtarıyor.
      Blog yazmak gerçekten keyifli bir ayrıcalıktı benim için. Ancak neredeyse on sene olacak ve benim gibi maymun iştahlı biri için fazla bile. Takıntılı ve mükemmeliyetçi biri olduğumdan, kendimi tam vermem gerektiğini düşünüyorum ve uzaklaştığımda buraya yazı yazamazsam üzülüyorum ve strese giriyorum. Buna karar vermek uzun bir süreçti benim için. Birçok kez bıraksam mı diye düşündüm ve artık bırakmayı gerçekten istiyorum. Hayatımda değişiklikler oldukça, yeni ve güzel fotoğraflar çektikçe, burada da paylaşmak isteyeceğimi biliyorum. O yüzden blogu silmeyeceğim veya kapatmayacağım erişime. Kalacak bu şekilde. Belki birgün baskı hissetmeden tek tük yazarım yine. Ama henüz o kıvamda değilim. Baskı oluyor üzerimde yazmak konusunda. O sebeple biraz rahatlamak ve burayı düşünmemek istiyorum :)
      Takıntılıyım demiştim, en azından toplamda 10 sene yazmış olmak için 2018'de de bir iki yayın yapıp ayrılacağım. O zamana dek fikrim değişir mi bilmiyorum tabi :) Göreceğiz hep birlikte..
      Ama inan senin gibi birçok blog arkadaşımdan bir şeyler öğrenmek ve belki de sizlerin hayatına bir şeyler katmak çok güzeldi. Takibe devam edeceğim elbette, çok sık uğrayamasam da. Bunlarla ilgili daha ayrıntılı bir yazı paylaşacağım ileride.
      Teşekkür ederim sevgine ve ilgine. Güzel insanlar tanımak harika.
      Sevgiler.

      Sil
  4. aslında instabloggerler ve youtuberlardan sonra böyle zahmet edip blog yazan ve zahmet edip okuyan o kadar az insan kaldı ki, daha da değerleniyor sanki buralar. sanki daha çok kıymet bilenler kaldı gibi... gitmesen iyiydi gerçekten.
    ben de bu sene ilk defa evde vişne likörü yaptım. sadece kahve yanına içerim zannediyordum ama sayende güzel kokteyller öğrenmiş oldum! teşekkür ederim. hepsini deneyeceğim mutlaka. bence sen buralara dolanıp (fazla düşünüp kafanı takmadan), arada bizim hayatımıza dokunmaya devam et^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyan da az ne yazık ki. Boş yere uğraşıyormuş gibi hissediyor insan. Kendi kendine konuşuyormuş gibi :)
      Neyse ki hiç takipçi kaygım olmadı, ne kadar az ve öz, o kadar iyi mantıken. Ama işte, artık daha zor geliyor yazmak.
      Vişne likörü tek başına çok yoğun ve şekerli olabiliyor. Hazır havalar sıcakken mutlaka buz, karpuz ve azıcık limon suyu ile blenderda çekerek dene. Nefis oluyor!

      Sil
  5. İnstagramdan da takip ediyorum ancak burdan okumak daha guzel oluyor.
    Dilegim burdan da devam etmen.
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son zamanlarda pek uğrayamasam da senin yazılarını okumak da keyifli. Desteğin için teşekkürler. Sevgiler.

      Sil