26 Nisan 2016 Salı

Sinop

Merhaba! Cumartesi günü döndük Sinop'tan. Herşey harikaydı -buz gibi esen rüzgar bile şimdi tatlı geliyor^^, herşey istediğimiz gibi gitti.
Sinop'tan bol haberle döneceğimi söylemiştim bir önceki yazımda. Gerçi Instagram'da yaptığım paylaşımlardan anlaşılmıştır; Ercüment ve ben nişanlandık ve kısa süre içinde de evleneceğiz. Aslında nişanımız Şubat ayında olmuştu, ama ben uzun süre aynı şeyleri paylaşmak istemediğim için herşey kesinleşince paylaşımlarıma başlamak istedim.
Birkaç senedir çift fotoğraflarımızı Sinop'ta çekmek üzerine konuşuyorduk. Mutluluğumuzu Karadeniz'in doğal güzellikleriyle fotoğraflamak çok daha çekici geliyordu. Nitekim öyle de yaptık.
Başka hiçbir yer düşünmeden Sinop biletlerimizi aldık, planlarımızı yaptık ve günü gelince her birini sıra sıra gerçekleştirdik.
Çok fazla fotoğraf olduğu için bugün sadece Sinop fotoğrafları paylaşacağım. Çift fotoğraflarımızdan, planımızdan ve nasıl uyguladığımızdan başka bir yazıda bahsedeceğim.
Buradan giderken Ercüment yanında montunu da götürmek istemişti ve ben komik bulup gülmüştüm. Sonunda da çantasından çıkarttırmıştım. Ancak o monta çok ihtiyacımız oldu, çünkü hava epey serin ve rüzgarlıydı. Yağmur beklendiğini biliyorduk zaten, ama bu kadar rüzgarlı olacağını tahmin etmemiştim ben. Dolayısıyla Ercüment şimdi hasta^^
Çay bahçelerindeki tüm sandalyeler denize çevrilmişti. Sebebini çok merak ettim doğrusu, ama sıradan bir tesadüf de olabilir tabi. Sinop'ta tüm sandalyeler denize çevrilir diye muhabbetini ettik.
Sinop'un mantısı meşhurmuş. İrice, üçgen katlanmış mantı çok lezzetliydi. Hem yoğurtlu, hem de cevizli opsiyonları varmış ama biz bunu bilmiyorduk. O yüzden yoğurtlu yedik. Uzun zamandır önümde böyle büyük bir porsiyon olmamıştı^^ Keyfini çıkardım.
Kale ve surları düzgün bir şekilde fotoğraflamayı çok istedim ama yapamadım. Denizden çekilmeli bence bu fotoğraflar.
Sinop'un rengi nedir derseniz mavi ve yeşil arasında kalırım. Her yer yemyeşil, ve mavi ile içiçe.
Hamsilos'u da bir görelim diye girdiğimiz yolun Akliman'a çıkması ve bizim oranın güzelliğine aşık olmamızla birlikte ilk fotoğraf çekimimiz başladı.
Akliman, bahar olması sebebiyle yemyeşildi ve kimsecikler yoktu. Burası bir koy. Aynı zamanda bir tabiat parkı ve piknik alanı. Ufak bir ücret ödeyerek giriş yapıyorsunuz, biz araçla girdiğimiz için 12 TL ödedik. Kıyıda ormanlık alanda piknik masaları var.
Kıyıya çekilmiş tekneler, birkaç sevimli köpek ve ağlarını hazırlayan birkaç balıkçı dışında tek başımızdaydık. Bu güzelliği görür görmez fotoğraflarımıza burada başlamalıyız dedik.

Baraj gölü.
Erfelek Tatlıca Şelaleleri. Şelale'ye de aynı gün geldik. Burada irili ufaklı 28 şelale bulunuyormuş ama biz ikinci şelaleye kadar çıktık. İleriki zamanlarda diğerlerini de görmeyi çok istiyorum. Biraz tırmanma gerektiriyor ama iyi bir yürüyüşle harika olacaktır.
Buraları da gördükten sonra fazla geç kalmadan Ayancık'a doğru yol aldık. Ayancık da Sinop kadar güzel, yemyeşil dağlarla çevrili, sahil kenarında bir ilçe. Her sahil kasabası gibi içinden bir çay geçiyor ve denizle buluşuyor.
   

Yazın buralar oldukça kalabalık oluyormuş. Çoğu ev kapalı, sahipleri Almanya'da yaşıyor. Buradan Almanya'ya göç çok olmuş. 
Buralar hep yamaç olduğu için çoğu köy de bu yamaçlarda kurulu. Denize karşı, küçük köylerde büyümüş insanları dinlemek keyifliydi.
Ertesi gün sabahtan tekrar yola çıktık. Bu sefer Akgöl ve İnaltı mağarasını görmek için yoldaydık.
Ayancık'tan da, Sinop'tan çok uzak değil buralar. Akgöl de, İnaltı da çok sakindi, yine tek başımızaydık.
Mağaraya çıkışta dik merdivenler var. Biraz yorucuydu ama çıkılmayacak kadar da çok değildi merdivenler. Ancak mağara kapalıydı, henüz sezon olmadığı için sanırım. Biz burada epey eğlendik. Ürkütücü bir yanı da vardı. Ben buranın akustiğinden faydalanıp ses sanatçısı olma yolunda ilk adımlarımı attım^^ Gerçekten keyifliydi herşey.
Ta ki; biz yanlışlıkla kanyon yürüyüş yoluna girene dek. Sol tarafı uçurum olan yoldan çayı takip ederek çıktık ama nasıl bir yol. Pek fazla fotoğraf çekmemişim gerilmekten ve video çekmekten. Ama, bir sağdan bir soldan akan çay bir tarafımızda, yüksek, bahar sebebiyle her bir yerden şırıl şırıl sular akan yamaçlar, yer yer tepemize doğru çıkan kayalıklar arasındaki dar bir yoldan arabayla ilerlemek oldukça korkutucuydu. Kısa sürmesini ve doğru yol olmasını ümit ederek devam ettik. Neyse ki doğru yolmuş^^
O akşam da Ayancık'ta bir pidecide karnımızı doyurduk.
Bu pide de sanırım buralara özel bir pide. Daha önce bu şekilde yapılanını görmemiştim. Kıyması ve yumurtası karıştırılarak hazırlanmış bir harç konuyor üzerine. Çok lezzetliydi o da.
Tanıştığım herkes çok iyiydi, çok keyifli bir geziydi. Bundan sonra oralara sık sık yolum düşeceği için mutluyum. Daha ayrıntılı gezme fırsatım olacaktır.
Uzun bir yazı oldu, buraya kadar inen herkese teşekkürler.
Görüşmek üzere.

9 yorum:

  1. Tekrar hayırlı olsun, uzun ömürlü ve huzurlu olsun inşallah.

    Gözüm gönlüm açıldı, uzun zamandır denizle yeşili bir arada görmemişim sanırım. Nasıl iyi geldi :)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim güzel dileklerin için.
    Fotoğrafları beğenmene çok sevindim. Teşekürler uğradığın için.

    YanıtlaSil
  3. Tebrikler, mutluluklar!

    YanıtlaSil
  4. Zaman ve vakit buldukça bloğunuzu ziyaret ediyorum ve yorum yapamasamda çokça beğeniyor ve zevkle güzel yazılarınızı okuyorum .Bir karadeniz kızı olarak sinop fotoğraflarını görüp birde nişanlandığınızı öğrenince yorum yapmadan geçemedim. Çektiğiniz fotoğraflarla uzun zamandır gidemediğim karadenizin o güzel mavisini,yeşilini,suyunu,insanını çokça özlediğimi anladım.hele mavi pencereli eve bayıldım ne güzel fotoğraflamışsınız elinize ,gören gözünüze sağlık ...ve sizin adınıza her ne kadar sizinle tanışmasakta nişanlanmanıza çok sevindim;Umarım nişanlınızla bir ömür mutlu olursunuz zira bunu fazlasıyla hakediyorsunuz,insanlara,doğaya,canlılara bu kadar güzel bakan güzel gören ,samimi ve içten bir insanıda hiç üzmez umarım Ercüment bey :) kıymetinizi bilsin :)) çokça sevgiler ve mutluluklar diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah, çok teşekkür ederim, o sizin kalbinizin güzelliği. Bu güzel düşünceleriniz uyandığımda gördüğüm ilk şey oldu, güne mutlu başlamamı sağladınız. Sağolun, varolun.
      Beğeniliyorsa ve bir şeyler iletebiliyorsam karşımdakilere ne mutlu bana.
      Çok teşekkür ederim sözleriniz ve güzel dilekleriniz için. Sevgiler, keyifli hafta sonları dilerim.

      Sil
  5. Denizcim;
    İnstagram fotolarını da şimdi gördüm harikasınız, tebrik ediyorum. Sinop da çok güzel bir yermiş yeşili ayrı mavisi ayrı güzel. Her şeyin gönlünüzce olmasını diliyorum. Bu süreç biraz streslidir ama keyfini çıkartmaya bak, sonrasında ne kadar çabuk geçtiğine inanamıyor insan. Güzel anılar biriktirin, yeni haberleri bekliyorum canım. Kocaman öpüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Tuğba.
      Evet stresli bir süreç, ama bizi görenler çok rahat olduğumuzu bile düşünüyorlar :) Ay sonunda düğünümüz var ve hala tamamlanmış bir şeyimiz yok, davetiyelerimiz dahil :))) Ama sorsan kafada hep onlar var. Zor işlermiş biz de anlıyoruz.
      Teşekkür ediyorum güzel dileklerin için.
      Öpüyorum, sevgiler.

      Sil
  6. Eylülde Sinop'taydım. Küçük, şirin bir yer. Fotoğraflarınızı görünce hemen hemen aynı yerleri gezdiğimiz fark ettim.
    Mutluluklar diliyorum.

    YanıtlaSil