14 Ağustos 2015 Cuma

Bu aralar ben..

..
Bol bol geziyorum. Yeğenleri gezdiriyorum bahanesiyle evde oturduğum yok desem yeridir :)
 Ada'yı Şile'ye götürmüştük. Bu fotoğraflar o günden. Deniz dalgalıydı ama çok keyif aldık.
 Dondurulmuş uskumruları bol limon, yeşil soğan, karabiber ve adaçayı yaprakları ile folyolayıp fırında pişirdim. Çok lezzetliydiler.
 Yine yeğenlerimle birlikte Taco gecesi yaptık :) Bol bol yediğimiz halde daha olsa yerdik herhalde. Acılı acılı nefisti.
 Bu meyve salatasını We Got Married isimli bir Kore programında ünlülerden biri yapmıştı. O zamandan beri merak edip duruyordum. Hazır Ada da buradayken yapayım demiştim. Orijinali Filipinlerde çok sık yapılan bir meyve salatasıymış. Yoğunlaştırılmış süt, krema ve karpuz suyu ile yapılıyor. Jöle parçacıkları da ekleniyor. Hong Jin Young gazoz da eklediği için ben de ekledim. Ama gazoz tadını biraz değiştirdiği için bir daha yaparsam sadece yoğunlaştırılmış süt katarak yapacağım.
 Mısırlar henüz sütken bol bol alıp pişirdim. Tatlı tatlı mısırları azıcık haşlayıp ocakta közleyerek, köz mısır zevkini de kaçırmadım :)
Burger @ 'i henüz deneme şansınız oldu mu bilmiyorum ama biz Çamlıca'daki restoranından oldukça memnunuz. Ada ve ablam da çok beğendiler. Köftesi de hamburger de oldukça lezzetli ve hem göz, hem karın doyurucu cinsten menüler. Açıkçası ben hamburgerinden ziyade ev yapımı acı sosları için gidiyorum oraya. "Aşk acısı" dedikleri bu sos çok lezzetli. Ben sırrını çözdüm sosun ama söylemeyeceğim tabii ki^^
 Bu da Ada'ya hazırladığım Amerikan usulü kahvaltı :) Pancakeler bu güne kadar yaptıklarım arasında en yumuşak ve en lezzetli olanlarıydı. Belki de ben çok acıkmıştım ondan öyle geldi ama yemeye doyamadım^^
 Şimdik, bu sular benim Instagram'da çokça paylaştığım üç malzemeli sularım. Üç ya da beş farketmiyor elbette. Bazen sadece limonla içiyorum. Soru işaretleri çokça oluyor tabii bu meyveleri suya koyacağımıza yesek olmaz mı gibisinden. Olur tabii, suyu ayrı iç, meyveyi ayrı ye daha güzel tabii. Normalde bunlar detox için yapılan sular. Detox yapan insanlar o günlerde bu sulardan içiyorlarmış. Ama benim bu suları kullanım amacım bu değil. Bir-iki sene öncesine kadar günde 1 veya 2 bardak suyu belki içerdim, belki içmezdim. Bazen su içmeden bitirdiğim günler de olurdu. Ama sağlık sorunlarım nedeniyle su benim için en büyük ilaçlardan biriymiş. Doktorlardan ve diyetlerden anladığım kadarıyla su herşeyin başıymış, bunu öğrendim. Lakin ben su içebilen bir insan değilim. Sağlığım için diyerek zorlasam bile 3 bardağı anca içebiliyorum. Çok içtikçe de midemi bulandırıyor. Ben de önceleri yağ da yakıyormuş diyerek sabah sularıma limon dilimleri attım, limon sıktım. Sonra işi büyütüp detox sularını inceledim ve bu sulara geçiş yaptım. Bu şekilde elimin daha sık suya gittiğini farkettim. Çünkü herhangi başka bir içecek gibi içebiliyordum. Sırf su olmadığı için midem de bulanmıyordu. Nane yaprakları, maydanoz yaprakları, salatalıklar, şeftaliler, ekşi elmalar, erikler, tarçın çubukları, karanfiller, limon elbette ki.. Bütün bunları zamanla deneyerek, internette araştırarak ve damak tadıma uyanları seçip günlük rutinime ekledim. Birkaç aydır her sabah işe gelir gelmez şişemi meyveler, otlar ve suyla doldurup buzdolabına atıyorum. Gün içerisinde üzerine su eklemeleri yaparak, günde 5 ya da 6 büyük bardak su içiyorum. Neredeyse 2 litreye yakın. Tabi burada en önemli şey meyveler ve limonun çok iyi yıkanmış olması. Ben iyice ovalayarak yıkayıp sirkeli suda bekletiyorum. Sonra da kabuklarıyla birlikte kullanıyorum. Limonun hem yağını hem de suyunu almış alıyor vücudum. Tabi limonda çok fazla şeker olduğunu da unutmamak gerek. Dikkatli ve  bilinçli bir şekilde kullanılmalı bu tür otlar, meyveler, sebzeler.. Ve farkettim ki bir iki aydır öğleden sonraki tatlı krizim de yok. Canım tatlı istemiyor gün içinde. Çünkü limondaki şeker ve sürekli bir şeyler içme durumu tatlı isteğimi engelliyor. Neyse çok yazdım :) Aslında bu ayrı bir yazı olurdu ya, neyse.
Bunlar da çizimlerim. İşyerinde boş vakitlerimde böyle şeylerle uğraşmak hoşuma gidiyor. Instagram'da daha da fazlası mevcut :) O gün ne giydiğimi veya o günkü ruh halimi çizmek de hoşuma gidiyor. O yüzden bunlara benim selfielerim diyorum :))
Bu da kağıt bebeklerimden Çilek. Gördüğünüz gibi işyerindeki ataç kutumuz benim kızlarımın giysi dolabı oldu :) Mali müşavirimiz gelip de ataç aradığında bir sürü elbisenin altından ataç bulmak zorunda kalıyor^^
 Bu da yaramaz bi oğlan. Belli tipinden di mi yaramaz olduğu :))
Bu aralar evde, dışarıda, her yerde soğuk içecekler, yiyecekler tercihim. Evde muz, dondurma, süt ve buzlarla hazırladığım içecekler de favorim oldu. Neredeyse her akşam yapıyorum.
Bunlar benim evcil hayvanlarım. İşyerinde besliyorum onları. Baykuşum yeni geldi. Bugün hatta :)
Origami de işyerinde vakit buldukça yaptığım aktivitelerden. Seviyorum yapıp yapıp boyamayı :) Boş durmak iyi gelmiyor bana. O yüzden elimde hep birşeyler oluyor.

İşte böyleyim ben bu aralar.
İyi hafta sonları dilerim hepinize.
Sevgiler..

6 yorum:

  1. Çizimlerinize bayıldım...Çok şekerler...
    Ama yiyeceklere karşı uyarma ihtiyacı hissettim. Her zaman yemeklerini güvenle yediğimiz ünlü bir restoranın çorba ve salatasından zehirlendik geçen gün. Muhtemelen sıcaklar nedeniyle daha çabuk bozulan yiyeceklerini atmaya kıyamayıp satmaya devam ettikleri için mağduriyet bize kaldı. Sıcaklarda dışarıdaki gıdalara çok dikkat...
    Sevgilerimle <3 <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru diyorsunuz, bu sıcaklarda aslında çok da dışarıda yememek lazım. Ne kadar güvenilir de olsa ne olacağı belli olmaz.
      Teşekkürler uğradığınız için. Sevgiler :) <3

      Sil
  2. çok eğlencelisin,keşke senin yeğenin flan fln olsam:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Hehehe :)
      Çok sık göremeyince birbirimizi böyle oluyor. Onu da yapalım bunu da yapalım istiyor insan.

      Sil
  3. Ayy çok keyifle okuduğum bir post daha oldu bu. Şu taco da aklım kaldı yalnız söyliym:) İçinde ne var tam seçemedim et mi? Taco hamuru ocakta yaptığımız hani tombikleşen lavaş tarzı olan hamurdan mı ona benzettim tipini. Yoğunlaştırılmış süt nasıl oluyor bir de onu merak ettim? Yiğit severdi o meyveli acayip şeyi sanırım çünkü içinde jöle var. Ben jöle sevemedim bir türlü, jelibonu tercih ederim jöle denizanası yemek gibi geliyor bana:) Kız çizimlerini çok beğendiğimi her fırsatta dile getirmeye çalışıyorum zaten. Ataç kutusundaki kıyafetleri de çok sevdim. Günün kombini:) O çizimleri yaptığın kenardan görünen gri faber castel favori kalemimdir. Bir zamanlar o kadar çok kullanırdım ki. Tr ye gelince hemen alacağım incesini kalınını özlemişim onunla yazmayı çizmeyi görünce fark ettim. Ayrıca deniz manzarasını da çok sevdim. Baykuş zaten favorim. Origami çok kolaylıkla herkesin yapabileceği bir şey değil bence ya, bir kere çok heves ettim çekirge yapayım dedim olmadı, baykuşa yeltenir miyim bilemedim şu an:) Sen gayet başarılısın görünen o ki:) Aferi valla 10 parmakta 10 marifet seniiiiiiii:)
    Şu sıra en çok istediğim şey kocaman bir sahilde sessiz bir yerde denize karşı oturmak...Bir fotoğraf gördüm bir yerlerde foça sahil gibi geldi onun araştırmasını yapıyorum şimdi heehee:) Aklımı denizle bozdum vallahi...
    Sevgiler canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Tuğba. Dün yorumunu yoldayken gördüm cevap yazamadım.
      Taco için ben hazır minik lavaşlardan kullandım. Flour tortillas diye geçiyor. Aslında bizim bildiğimiz lavaşlardan. İçine minik doğranmış ve baharatlarla kavrulmuş et kullandım. Bu defa orjinalinden olsun istedim.
      Yoğunlaştırılmış tatlı sütü uzun zamandır marketlerde arıyordum ama bulamıyordum. En son yine bulamayınca el mahkum kendim yaptım. Sütü uzun bir süre kaynatıp suyunu buharlaştırarak yapılıyor. Süt 3'te biri kadar kalınca bir miktar şeker katılıyor ve bu şekilde koyulaşana dek pişiriliyor. Tatlılara, kahvelere, diğer içeceklere katılabiliyor. Hatta dondurma yapımında da kullanılabiliyor. Jöleyi herkes sevmiyor doğru :) Bıngıl bıngıl oynayan birşey ve pek de tadı yok gibi. Ama denizanasına çok güldüm dün yorumunu okuduğumda :D
      Çizimleri yaptığım o kalem gerçekten çok rahat kullanışı olan bir kalem. Ben ilk kez kullanıyorum ama çok beğendim. Ucunun yumuşaklığı hoşuma gidiyor. Origamide aslında ben de zorlanıyorum. Bunlar basit olan çeşitler. İnternetten bakarak katlıyorum. Ama keyifli oluyor. Boş vakitler için güzel bir aktivite.
      Nedense bu yaz ben de doyamıyorum denize. Sürekli kenarında köşesinde olasım var. Fırsat buldukça kaçıyoruz ama anca bu kadar işte. Ama amacım deniz kıyısına yerleşmek :) Umarım bir gün gerçekleşir. Sana da bir an önce denizle kavuşmalar dilerim :)
      Sevgilerimle.

      Sil