9 Şubat 2015 Pazartesi

Son zamanlarda ben..

Bu yazım biraz alışılmadık bir son zamanlar yazısı olacak.
Blogdan uzak kaldıkça yazmak zorlaşıyor. Arşivde Ocak ayının yanında (1) görmek canımı sıkıyor. Bu gidişle Şubat'ın yanında da aynısı yazacak diye korkuyorum. Neden onca tarife, fotoğrafa rağmen yazmadığımı bilmiyorum. Beni heyecanlandıracak, paylaşma isteğimi kabartacak fotoğraflarım ya da tariflerim yok, sanırım ondan. Ya da üzerlerinden zaman geçtiği için gözümde eskidi o fotoğraflar. Bakmak artık haz vermiyor sanki.
Blogumla ilgili karmaşık düşünceler içerisindeyim. Bir yanım yeter bu kadar, bırak dese de, bu kadar alıştıktan sonra zorlanırsın, gelecekte belki paylaşacak daha çok şeyin olacak diyen diğer yanım ağır basıyor.
Bazen kendime neden blog yazdığımı sorduğumda elbette ki çektiğim fotoğrafları göstermek isteğim ön planda oluyor. Sizler neden yazıyorsunuz bilmiyorum ama benim içimde beğenilme duygusu ağır basıyor. Egomu beslemek diyebilirim. Bu yüzden fotoğraflarıma özen gösteriyorum. Yeni birşeyler olsun, kurgusu ön planda olsun diye uğraşıyorum. Yoksa amacım insanlara tarif ulaştırmak, kendime tarif defteri oluşturmak vs değil. Zaten benim paylaştıklarımı daha önce yüzlerce insan paylaşmış oluyor, yeni bir tarif ortaya çıkarmadığım sürece de heyecan duymuyorum aynı şeyleri paylaşırken. Burayı istediğim gibi at koşturabileceğim bir alan gibi gördüğüm için aklıma ne gelirse, içimden, fotoğraf makinemden ne geçerse paylaşıyorum. Fotoğraflara bakarken veya yaptığımı görüp denemek isterken sizler de benimle aynı şeyleri hissedin istiyorum. Bu kadar açık sözlü olmam da doğru mu bilmiyorum açıkçası. Beni psikolojik olarak değerlendirseler herhalde şöyle bir yorum yapardı uzmanlar; kariyerinde ve hayatında dilediği yere ulaşamayıp, kendini tatmin edemediği için, başarılı olduğu konularda başkalarından güzel karşılık görmek, takdir edilmek, bir nevi yıpranmış egosunu bu şekilde beslemek arzusu görüyoruz. Evet, kendime şöyle bir bakıp neden yazdığımı, yemek pişirdiğimi, fotoğraf çektiğimi sorduğumda alabildiğim en içten cevap bu oluyor. Kendimi iyi gördüğüm konularda takdir edilmek birinci amacım. Ha bu demek değil ki yapıp yedirmek, birilerine ilham olmak veya paylaşmak hoşuma gitmiyor. Elbette hoşuma gidiyor ama, içimde ağır basan büyük his, az önce açıkladığım.
Ancak yaptıklarımın başarısını izleyici sayım veya yorum sayımla değerlendirmek istemiyorum. Çünkü geçen bu seneler ve gerek sosyal medya olsun gerek bloglar olsun sonunda farkettim ki çok fazla izleyici, takipçi, yorum, içerisinde saygı olmadıkça benim istediğim bir şey değil. Çok fazla görüyorum maalesef Facebook sayfalarında insanlar telefondan girdiğini bahane ederek "tarif????" şeklinde yorumlar yapıyorlar hiçbir emeğine, uğraşarak çektiğin o fotoğraflara bir saygı göstermeden. Bu tip insanlara karşı tahammülüm olmadığı için bloğumun ve Facebook sayfamın takipçi sayısı bana yetiyor. Bazen mesajlar geliyor Facebook sayfama, sayfanızın tanıtımını yapalım, tariflerinizi paylaşalım diye, ama teşekkür edip geri çeviriyorum çünkü kalabalık iyi gelmiyor bana, az ve öz olanı seviyorum. Asıl amacım kıymet bilen bir iki kişinin gözlerine, beğenisine hitap edecek birşeyler yapmak olduğu için mutluyum. O yüzden yukarıda bahsettiğim takdir kısmının sayılarla ilgisi olmadığını belirtmek isterim.
Bu içten açıklamayı da yaptıktan sonra huzurla bir sonraki yazıma geçebilirim.
Aslında yazıya başlarken amacım annemle yaptıklarımızı paylaşmaktı ama satırlar bir anda böyle şekillendi. Tekrar tekrar okuyup silmeyi düşündükten sonra vazgeçip içimden şuan geçenler olarak paylaşmak istedim.
Beni dinlediğiniz için teşekkürler..

18 yorum:

  1. ne güzel anlatmışsınız bazen duyguların samimiyeti taslak olarak bekleyince düzenleyince uçup gidiyor içtenlikle katılıyorum düşüncelerinize .. sayılara yorumlara kişilere bağlı kalmadan özgürce nice yayınlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Uçup gidiyor gerçekten, bir daha yayınlanmıyor o yazılar. Duygular böyle olunca bir an önce yayınlamak en iyisi. Uğramanıza sevindim.
      Sevgiler.

      Sil
  2. su gibi yazmışsın,su gibi okudum deniz,
    sanırım bloger olup da kendini sorgulamayan yoktur.bi çoğumuzun düşünüp de yazıya aktarmadığı duygu ve düşünceleri bi güzel dile getirmişsin,teşekkür ediyorum.
    samimiyet meselesi ve özgün olmak benim önceliklerim arasında.
    doğrusu başlarda izleyici sayısını takip ediyor,her bir kişi için acayip seviniyordum,neyse geçti artık o duygularım:))
    annenle yaptıklarınızı okumayı da beklediğimi bilmeni isterim,bu yazını da silmediğine çok memnun oldum.
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu duyguyu taşıyan tek değilmişim demek ki. Samimi olabilmek en büyük amacımız olmalı sanırım. Teşekkür ederim güzel yorumuna.
      Sevgiler.

      Sil
  3. sayılar,beğeniler,beğenilme arzusu, fotoğraf.. yaptığı işe özen gösteren pek çok demek istesem de hatrı sayılıcak kadar da olsa az insanın kafasını kurcalayan şeyler.hani kişi kendinden bilir işi :)
    beğenilme arzusu ben de yok diyen bence yalan söyler, çünkü ben de derim ki madem öyle bir arzun yok bloğunu kısıtlı okuyucuya aç,kilitli olsun :)

    sayıların önemi yok demek isterdim ama yüzüne bakılmayacak fotoğraflara sahip,paylaştıkları sıradanlıktan bile sıradan olan instagram ve facebook hesaplarının takip ve beğeni sayısını görünce beni bir hafakanlar basıyor. 8yılı doldurdum blog yazmakta, sürekli yeni bir sosyal mecra çıkıp gözde oluyor ve okunma sayılarımız giderek düşüyor, gerçekten üzülüyorum. dönem dönem minik aralar vermem de bu yüzden.sonra hadi kalk diyorum kendime,beş on kişi de olsa takip eden takdir eden insanlar var,kalk yaz.


    benim de içim epey dolu,daha da yazardım ama işgal etmeyeyim daha fazla. seni okumayı da bana yaptığın yorumları okumayı da seviyorum. o yüzden bırakma burayı da bizi de olur mu?


    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Korkmuştum aslında yazıyı yayınlarken, ya eleştirilirsem, bencillikle suçlanırsam diye. Ama içimizdeki hissin ortak olduğunu görmek güzel. Gerçekten de bir avuç insanız sanırım takdiri bilen, emei gören..Teşekkürler içten yorumun için.
      Sevgiler.

      Sil
  4. oh beee diyesim geldi
    denizim
    ne istedigini bilen olmak ne verecegini bilen olmak asla sayilarla karsilastirilamaz karsilastirilmamali
    farkli olmak demek insanin kendisi olmak demektir ...
    ben bu yazindan anliyorum ki insan ne istedigini bilmeli yaptigin ise özenmek
    en iyisini yapmaya calismak emek, saglik, zaman, sabir ister kutluyorum seni zoru sectigin icin
    zaman kaliteyi nasilsa belirleyecektir lütfen böylece devam
    cok zaman ugrayamiyorum ama yüregimin bir kösesindesin bunu bilmeni istiyorum

    selam dua baki muhabbetle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğin gibi ablacığım, insan ne istediğini bilince ne vereceğini de biliyor. Bunu bilince zaten diğer blogları dolaşırken de anlıyorsun kimin ne istediğini. Mutlu, huzurlu olabilmek için bu gerekli.
      Teşekkürler uğradığın için, güzel yüreğin için.
      Sevgiler selamlar.

      Sil
  5. Olur mu sakın bırakma bloğunu. Çok da başarılısın, çok güzel fotograflar koyuyorsun, çok güzel bir anlatımın var. Yorumlar konusunda haklısın. Bir de hep olumlu şeyler yazılıyor halbuki hatalar da söylense insan kendini devamlı geliştirir. Ben de yazamıyorum olumsuz bir şey ama o posta yorum yazmıyorum. Bu da doğru değil tabii. Vazgeçme ya blog yazmak bazen terapi gibi geliyor insan. Ben de yazmaya başladığım ilk aylarda düşünmüştüm bloğu kapatmayı yorumlar yüzünden. Haklı olarak beni bayan zannediyorlardı, canım, şekerim diye yorumlar geliyordu. :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlahi :))
      Aslında yorumlarla pek derdim yok, iyi böyle benim için. Ama işte bir kendini sorgulama durumu söz konusu. Neden yazıyorum, bencillik mi, yoksa paylaşma arzusu mu, bu gibi sorular var. Sağolun, sağolsunlar bir sürü sevdiğim insan var burada, takip ettiğim, takipleştiğim. Ne istediğimi ben de bilmiyorum açıkçası :) Bakalım gidecek böyle zaten bırakamam sanırım. Teşekkür ederim güzel sözleriniz için ayrıca. Olumsuz şeyleri de yazabilmeliyiz ama işte sanal ortam olduğu için niyet anlaşılmıyor böyle okurken. O yüzden farklı anlaşılıp tepki verilebiliyor. Yüzyüze olduğu gibi anlatılamıyor istenen.

      Sil
  6. okurken dedim ki ne kadar da benim gibi bu aralar o kadar çok sorguluyorum ki ne yaptığımı neler yaptığımızı aslında çok güzel açıklamışsın sadece ego kedimizle o kadar uğraşıyoruz ki... Arkadaşıma aynen şöyle dedim geçen gün bu konu üzerine o kadar yalnız ve özünde sevgiye aç insanlarız ki kendimizi beğendirme çabasından başka bir şey değil bu çılgın facebook ve ınstagram dünyası ne üzücü aslında,ama blogun yeri ayrı bende her ne kadar ınstagram yanında eski popülerliği kalmasa da özel ve lütfen yazmaya devam et seni okumak fotoğraflarına bakmak benim için ayrı keyif :)
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen dediğin gibi kendimizi beğendirme çabası. Ne yazık aslında bakınca :) Ama kabullenebilmemiz de güzel. İhtiyacımız olanı biliyoruz en azından :)
      Teşekkür ederim güzel sözlerin için. Benim de fotoğraflarına bakmaktan keyif aldığım insanlardan birisin.
      Sevgiler.

      Sil
  7. bir yerlere gitmeyin yazmaya devam...

    YanıtlaSil
  8. Ego tatmini olarak görme bunu, herkes için geçerli. insanız sonuçta, en büyük gereksinmelerden biri
    onaylanmak, beğenmek. biz okuyoruz ya birbirimizi yeter. beni en yakın arkadaşlarım bile
    okumuyor. bazen bunu düşünüyorum. ama sanal hayatta olsa benzer
    duyguları paylaşan, güzel ve mutlu hisseden, birbirimize mutluluk katan sanal arkadaşlar
    olarak görüyorum bizi. bunca sene blog yazmak kolayda değil zaten , herkesin harcı değil. mütevazi de
    olamayacağım zaten :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birbirini anlamak güzel. Sürdürebilmek için şart beğenilmek. Mütevazi olma zaten, herkes yapamaz bu işi gerçekten de.
      Teşekkürler uğradığın için.

      Sil
  9. Bencillik falan değil bu, insan olmanın getirdiği bir şey. İhtiyaçlar hiyerarşisine baktığımızda üst sıralarda başarı ve başkalarından saygı bekleme var. Derdi beğenilmek olmayan biri neden blog yazsın? ya da şöyle soralım yaptıkları, paylaştıkları beğenilmeyen biri nasıl devam eder halen bir şeyler paylaşmaya. Beğenilme bir ödüldür bu işte. Bize devamını getirme heyecanı ve isteği veren şeydir. Takipçi, yorum sayısı fazlalığı falan bunlar ölçüt değil. Beni herkes de beğenmesin zaten. Yani böyle devam arkadaşım; yalnız değilsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh, korkmuştum belki tepki alırım diye, hani paylaşmak, insanlara ulaşmak konuları felan açısından. Ama görüyorum ki blogculuğun temelinde bu varmış, çoğumuzun hissi aynıymış. Bunları duymak güzel oldu.
      Teşekkürler uğradığınız için.

      Sil