28 Eylül 2015 Pazartesi

Eylül ve İstanbul / Karamelize Soğanlı Milföyler

İyi haftalar.
Bu sabah yola çıkıp da durağa yaklaştığımda karşılaştığım manzara ile "Oh! Ne güzel! Hoş geldin Eylül" diye mırıldandım. Eylül iyi ay, güzel ay da, işte okullar da bu ayda açılınca İstanbul'da trafik çilesi başlıyor. Ne güzel üç - dört aydır alışmışız -nispeten daha iyi olan yollara. Ama daha ilk günden gözümüz korktu. Benim korktu açıkçası. Çünkü işyerim ve evim arası, 3-4 durak yürüme mesafesinde, ancak biraz yokuş. Normal şartlarda araçla 5 dakikada geldiğim yolu Eylül ayından itibaren bütün kış, hemen hemen her sabah 30-45 dakika arasında alıyorum -ki bazen bu 1 saati de buluyor, bugün de olduğu gibi. Madem yürüme mesafesi, neden yürümüyorsun dersiniz tabi. Yürürken doğal olarak insan terliyor ve rahatsızlık veriyor. O yüzden sabahları otobüs tercih ediyorum. Akşamsa nasıl olsa yokuş aşağı ve eve gidiyorum diye yürüyorum. Ama gözüm öyle korktu ki, daha doğrusu yine aynı şeyleri çekmek istemediğimden sabahları da yürümeye karar verdim. Ne kadar sürer, kaç gün yürürüm bilmiyorum tabi :) Fos lafta da kalabilir bunlar. Ama karar verdim yani^^ Önemli olan da karar vermek değil miydi?
Arife günü iş yarım gün olduğu için eve giderken daha kafamda planlar yapmıştım. Blogda yayınlayacak bir şey kalmadı, hazır tatilken biraz çalışayım diye. Eve gittiğimde biraz Pinterest'teki yemek pinlerime baktım. Genelde acıktığımda ve yiyecek bir şey bulamadığımda yaparım bunu, fikir bulmak için. Ya da denenecekler listemi kurcalamak istediğimde. Taaa ne zamanlar, Joy The Baker'ın sıkı takipçisiyken  pinlerime eklediğim bir tarif gözüme çarptı ve denemek istedim. Hazır dondurucudaki milföyleri de kullanabilecekken iyi bir seçimdi. Hiç vakit kaybetmeden mutfağa girdim ve hemen başladım soğanları doğramaya. Ve sonuç, tek kelime! Mükemmel!
Bunlar minik, tek seferde ağıza atmalık, kurabiye niyetine veya, biraz daha büyük şekilde börek niyetine yapılabilir. Milföy hamuru kullanıldığı için çıtır çıtırlar. Ayrıca kırmızı şarap yanında da güzel bir eşlikçi olacaktır. Orijinal tarifte gravyer peyniri de kullanılıyordu ama ben peynir kullanmadım. Ayrıca et suyu yerine veya et suyu ile birlikte bira veya şarap da kullanılabilir. Ben elimde hazır et veya tavuk suyu olmadığı için minik bir parça bulyon ve su kullandım.

Karamelize Soğanlı Milföyler
Malzemeler (20 minik kare için)
8 adet milföy hamuru
2 adet büyük boy soğan
1 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı zeytiyağı
1tatlı kaşığı tozşeker
1/2 su brd. et suyu (veya 1/4 et bulyonu 1/2 su brd. sıcak suda eriterek kullanabilirsiniz)
Tuz
Taze veya kuru kekik
Üzerleri için 1 adet yumurta sarısı
 
Yapılışı
  • Öncelikle soğanı yukarıdaki şekilde veya yarım ay şeklinde doğrayın. Tavaya yağları alıp ısıtın. Soğanı ekleyip kısık ateşte pişirmeye başlayın.
  • Soğanları karıştırarak pişirirken kekiği ve tuzunu ekleyin. Yanmamaları için sürekli karıştıra karıştıra kısık ateşte renkleri hafif dönene dek pişirin. Soğanların renkleri dönüp iyice pişince tozşekeri, et suyunu ekleyin ve yine karıştırarak 2-3 dakika daha pişirmeye devam edin. Suyunu çekmiş ve rengi daha koyu olacak.
  • Tavayı ocaktan alın. Soğanları bir tabağa alıp soğumaya bırakın.
  • Bu sırada fırını 180 dereceye ayarlayıp ısınmaya bırakın. Milföyleri dondurucudan çıkarın. Ben ravioli kalıbımı kullandım. Eğer böyle bir kalıbınız yoksa çay bardağı veya kurabiye kalıpları da kullanabilirsiniz. Benimki gibi bir kalıp kullanacaksanız kalıbınızın içini ve kenarlarını mutlaka yağlayın.
  • Alta ikili milföyü serin. Birer çay kaşığı soğanı gözlere hafif bastırarak yerleştirin. Üzerine diğer hamurları kapatın, hafifçe unlayın ve merdane ile üzerinden geçerek kesilmelerini sağlayın. Kurabiye kalıbı veya bardak içinse, hamuru serin, uygun aralıklarla soğan koyun. Üzerine diğer milföyü kapatın ve kalıpla kesin. Tüm hamuru ve soğanı bu şekilde hazırlayın.
  • Çıkan parçaları yağlı kağıt serili tepsiye dizin. Üzerlerine yumurta sürün ve fırına verin. Kabrıp üzerleri kızarana dek pişirin.
  • Tercihen ılık olarak servis edin. Tadına doyamayacaksınız :)
Afiyet olsun.


Görüşmek üzere.

22 Eylül 2015 Salı

Fıstık, Fındık, Ceviz Ezmeli Kurabiye

Eminim içinizde vardır kıtır kıtır kurabiyeyi sevmeyen, hatta sırf yerken dökülecek, saçılacak diye kurabiye, bisküvi tercih etmeyen, bu tür yiyecekleri yerken dudaklarını yiyeceğe iyice yapıştıran.. Ben ve Ercüment böyleyiz. Ben o, dökülmesin diye dudaklarını yapıştıran kesimdenim, Ercüment de kıtır kıtır, sert diye sevmiyor. Ne zaman bugün kurabiye yapacağım desem Ercüment pek hoşnut olmaz. Normalde yaptıklarımı merak eden, payını kimseye kaptırmayan, beğendiğinin de peşini bırakmayan biridir ki, kurabiye yaptığım zaman "yumuşak yaptım" demeden elini sürmez kurabiyelere.
Geçtiğimiz Cumartesi aklıma önceden yaptığım fıstık ezmeli kurabiyeler düştü. Bu fıstık ezmeli kurabiyelerin en büyük özelliği "yok gibi" ve yumuşak olması. Başka nasıl anlatılır bilmiyorum :)
Aslında epeydir düşünüyordum da üşenmiştim^^ Üşenmiştim kelimesine dikkatinizi çekerim. Ama Cumartesi günü o kurabiyelerin aklıma düşmesi ve yapmam arasında kısacık bir zaman dilimi var. Cuma akşamı son yaptığım ayraçları PVC kaplattırmıştım ve pek de beğenmiştim. Sahiplerine vermeden önce şööööyle güzel bir fotoğrafını çekeyim de Instagram'a koyayım dedim. Yatağımın üzerine yaydım ayraçları. Bir de kitap koydum, gözlük de tamam derkeeeen, bu karede bir şeyler eksik, şuraya bir bardak süt, yanına da kurabiye! O kurabiyelerin pişme zamanı şimdidir diyerek mutfağa koştum. Yani fotoğraflık oldu bu kurabiyeler :)
Bazen de böyle üşenmiyorum işte :))
O kare de bu kare..
Bu sefer kurabiyelerim sadece fıstık ezmeli değildi. Fındık, fıstık ve ceviz ezmeli idi. Biraz da fazla yaptım ve nefis oldular.

Fıstık, Fındık, Ceviz Ezmeli Kurabiye
Malzemeler
2 yemek kaşığı fıstık ezmesi
1 yemek kaşığı fındık ezmesi
1 yemek kaşığı ceviz ezmesi
80 gr tereyağı/margarin
2 yumurta
1,5 cup un
1,5 yemek kaşığı tozşeker
Yarım paket kabartma tozu
Tuz
Üzerlerine iri dövülmüş fındık

Yapılışı
  • Fıstık, fındık ve ceviz ezmelerini karıştırma kabına alın. Benim en sinir olduğum şey bu tür ezmelerin kaşığa deli gibi yapışmasıdır. O yüzden kaşığı önce ocakta ısıtır ve kavanoza öyle daldırırsanız kaşıkta minimum miktarda malzeme kalacaktır. Ama işlem sonrasında, kaşığı o halde hemencik ağzınıza götürmeyin^^ yanarsınız benim gibi..
  • Yağı da parçalara ayırıp kaba ekleyin. Ve mikserle iyice çırpın. Tozşekeri de ekleyin ve krema kıvamına gelene dek çırpmaya devam edin. (Aşağıdaki fotoğraf sırası ters olmuş.) Yumurtaları da teker teker ilave edip iyice çırpın.
  • Un ve kabartma tozunu da ekleyin ve kaşıkla güzelce karıştırın. Bayağı yapışkan bir hamur olacak. Yağlı kağıt serili tepsiye, geniş aralıklarla birer tatlı kaşığı hamur koyun. Hamurların üzerine de fındık serpiştirin.
  • 180 derecede önceden ısınmış fırında 10-12 dk pişirin (yayılacaklar, kabaracaklar, çok hafif çatlayacaklar ve altları çok hafif kızarmış olacak)
  • Pişen kurabiyeleri fırından çıkarıp soğumasını bekleyin. İlk çıktıklarında epey yumuşak olacaklar. Soğuyunca kendine gelip, yok gibi olacaklar ;)
Eh hadi afiyet olsun.
Görüşmek üzere.

18 Eylül 2015 Cuma

Kore Usulü Patatesli Pancake, Gamjajeon

Bu ayki planım çok fazla yazı yayınlamaktı ama olmayacak gibi görünüyor. Bir süredir fotoğraf makinesini daha nadir kullanmaya başladım. Artık mutfakta vakit geçirirken telefonum daha çok elimde oluyor. Bunun asıl sebebi telefonumun daha güzel fotoğraflar çekmesi değil elbette. Sadece blogda daha büyük görünümlü fotoğraflar yayınlamak istiyorum ve telefonumla çektiğim fotoğraflar daha büyük görünüyor. Makineyle çektiklerimi orijinal boyutta görüntüle dediğimde ise temanın dışına çıkıyor. Şu aralar tema değiştirmeyi düşünmediğim, üşendiğim için de çoğunlukla telefonla çekmeye devam ediyorum. Ancak telefonumda yaşadığım bir problem yüzünden ve sürekli ev-iş arasında dağınık yerlerde yedekleme yaptığımdan yeni tariflerime ulaşamıyorum şimdilik. O yüzden bugün yayınlayacağım tarif, sonuç görselleri olarak beni pek memnun etmediğinden, yeniden yapacağım gün için beklettiğim ve şu anda elimde ulaşabildiğim tek yayınlanmamış tarifim olan, yine Kore yemeklerinden biri.
Daha önce bahsettim mi ya da sizin de bilginiz var mı bilmiyorum ama Koreliler "chewy texture" denen, sakızımsı, bol çiğnemeli yiyecekleri çok seviyorlar. Bu tamamen benim gözlemlerimle ulaştığım ama farkedilmemesi zor bir sonuç. Dduk (tteok, dduck vb.) dedikleri pirinç hamuruyla yapılmış yiyecekler, tatlılar en sevilen ve orada sık tüketilen yiyeceklerden biri. Dduk hamuru bir tür pirinç unundan yapılıyor ve bu pirinç unu "sweet rice flour" veya "glutinous rice flour", yani tatlı veya yapışkan pirinç unu olarak adlandırılıyor. Bu hamur pürüzsüz görünen, bembeyaz, elastik bir hamur. Piştiğinde dişlere yapışması da muhtemel. Ancak yerken o pürüzsüz hamuru ağızda çiğnemek çok keyifli ve inanılmaz farklı bir duygu yaratıyor. Bu yüzden biraz bağımlılık yapıyor diye düşünüyorum :) Orijinalini daha önce aldığım pirinç keklerinden biliyorum. Tabi asıl bahsedeceğim konu dduk değil. Dduk'da olduğu gibi bol çiğnemeli o hissi verebilen başka yiyecek çeşitleri de mevcut. Ben de onlardan birini, yine bir Maangchi tarifini vereceğim bugün. Gamjajeon. Kore usulü patatesli pancake. Kore mutfağındaki pancake'ler bildiğimiz pancakelerden çok farklı ama bu patatesli pancake biraz benziyor diyebilirim yapılışı açısından. O konuya da başka bir gün gireceğim. Bu tarife elastik dokuyu veren ise pirinç unu değil. Patatesin kendi nişastası. Bu tarifle birlikte patatesin nişastasını çıkarmayı öğrendiğim için de çok mutluyum :) Buyurunuz, orijinal tarif burada.
Gamjajeon (감자전)
Kore Usulü Patatesli Pancake
Malzemeler
2 adet büyük boy patates
1/2 cup su (orijinal tarifte 1/4)
1/4 cup yeşil soğan (orijinali Asian chives)
Tuz

Sos malzemeleri
1 yemek kaşığı soya sosu
1 tatlı kaşığı sirke
Susam

Süsleme için
Renkli biber dilimleri

Kızartmak için 2 yemek kaşığı sıvıyağ

Yapılışı
  • Patatesleri soyun ve su dolu bir kapta bekletin.
  • Patatesleri çıkarıp dilimleyin ve yeşil soğanlarla birlikte robota alın. Üzerine suyu ve tuzu koyup robotu çalıştırın. İyice püre haline gelmeli.
  • Karışımı ince telli bir süzgeçe alın. Kaşıkla hafifçe ezerek suyunu bir kapta biriktirin.
  • Posayı ayrı bir kaba alıp bekletin. Suyun olduğu kabı hiç karıştırmadan yarım saat bekletin. Bu sürede sudaki nişasta dibe çökecek.
  • Süre sonunda suyu, dipteki nişastayı karıştırmadan dikkatlice ve olabildiğince çok dökün. Kabın dibindeki nişastayı kaşıkla alıp patates püresine ekleyin ve karıştırın.
  • Tavayı ısıtın. 1 yemek kaşığı sıvıyağ dökün ve tavaya yayın. Harçtan birer yemek kaşığı olacak şekilde alıp tavada pancake şeklinde pişirin. Altı hafifçe kızarmaya başlayınca ters çevirin. Biber dilimlerini yerleştirin. Tekrar çevirip biberleri de hafif kızartın. tüm harcı bu şekilde hazırlayıp bir tabağa alın.
  • Sos için malzemeleri karıştırıp minik bir kaseye alın. Pancakeleri ister sosa batırarak, ister sosu pancakelerin üzerine gezdirerek yiyebilirsiniz.
NOT: Böyle okuyunca uğraştırıcı gibi görünebilir ama hiç öyle değil. Basit ve lezzetli bir tarif. Bizim mutfağımızda, et yemeklerinin yanında garnitür olarak yer bulabilir. Köftenin yanında patates kızartması veya püre değil de bu pancakeler servis edilebilir. Yemesi keyifli, yumuşak ve lezzetli bir tarif. Umarım dener ve beğenirsiniz.
Tekrar yaptığımda sonuç fotoğrafını değiştirmeyi düşünüyorum. Bakalım ne zaman olacak :)

Görüşmek üzere!

3 Eylül 2015 Perşembe

Bizim Evden Akşam Yemeği Manzaraları

Merhaba. yine güzel bir ayın başındayız. Gerçi Ağustos'ta Eylül'ü yaşadık, Eylül'de de Ağustos'u yaşıyoruz sanki. Bir sıcak, bir sıcak ki ne içerilerde ne dışarılarda durulmuyor. Klima olmadan nefes almak bile zor. Ama gündüzün tüm sıcağına rağmen, sabahın bu aylardaki serinliğini seviyorum.
Son zamanlarda biriken birkaç fotoğrafım var. Hepsi akşam yemeklerimiz olduğu için ve genelde akşam fotoğrafları olduğundan ayrı ayrı post yazmak istemedim. Tek postla çıkaracağım aradan onları.
Bizim evde pek tencere yemeği pişmiyor biliyorsunuz. Ya benim fantastik yemeklerim^^ ya da ablamın çorbaları, zeytinyağlıları pişer genelde. Sıklıkla da diğer ablamdan hazır olarak gelir yemekler. Bazen işten dönerken tavuk alıyorum, hızlıca içine sebze parçaları (havuç, kabak, soğan, patates, kereviz sapı, ıspanak, kuşkonmaz, pırasa, yeşil soğan gibi) atıp kaynatıyorum, ablamla favorimiz bu. Arada ben kendiminkine noodle da atıyorum. Bazen bloglarda görüp yemek istediğim yiyecekler oluyor, bunları deniyorum akşam yemekleri için. Ablamla tarif üzerinde kritik yapıyoruz. Bazen evde tek oluyorum. Kendime göre atıştırmalık veya tek kişilik dürümler, quasedillalar, pizzalar, sandviçler hazırlıyorum. Fırında makarna ve sebze de çok pişiriyorum mevsime göre.
Bu yemeğin tarifini daha önce burada paylaşmıştım. Kırmızı soslu tavuklu Enchiladas. Yeğenim Baran geldiğinde onun için yapmıştım bu yemeği. Yeğenlerim de dahil yiyen herkes tarafından beğenilen bir yemek oldu. İlk tarifte minik tortillalar (lavaş) kullanmıştım. Bunda büyük tortillalar kullandım.
Bu da yine lavaş kullanarak yaptığım tavuklu, sebzeli bir dürüm. Sardıktan sonra tost makinesinde ısıttım.

Bu yemek aslında bizim evde pişmedi. Ama ablamla birlikte pişirdik. Köfteli Ali Nazik. Salata müstakbel eniştem tarafından yapıldı. Minik minik doğrandığı için çok emek isteyen ama çok leziz bir salataydı.
Arada bir balık da pişiriyorum. Donmuş balık bu. Üzerini yine yeşil soğan, limon-portakal kabukları ile doldurup folyoda pişirdim. Adaçayı da yakışıyor balığa, denemenizi tavsiye ederim.
Bu da Ispanaklı Fırın makarna. Ama makarnası da renkli olanlardan. Açık söylemek gerekirse bunu beğenmemiştim. Ispanakla biraz yavan geldi. Belki azıcık da kıyma katsaydım daha lezzetli olurdu.
Sebzeli ve etli quasedilla. Fasulye, patates, havucu azıcık buharda pişirdim. Patlıcan dilimleri ve incecik kıyılmış eti yağda kavurdum. Diğer sebzeleride ekleyip biraz daha kavurdum. İki lavaş arasına yayıp fırında kıtırlaştırdım. Dilimleyip salata ile yedim.
Ve assolistimiz Mekik mantı. Sırf bunu da yayınlamak için hazırladım aslında bu yazıyı. Çok beğendiğim, yanında parmaklarımı da yediğim bir yemek oldu diyebilirim. Gerçekten bayıldım. Keşke şimdi de olsa ve yesem. Asya'dan Esintiler'de görüp epey yutkunmuştum ve kesinlikle yapacağımı yazmıştım ona da. O tavuklu yapmıştı ama ben evdeki kıymayı kullanmak için kıymalı yaptım. Zahmetine kesinlikle değiyor. Şiddetle tavsiye ediyorum. Kızarmış mızarmış, yemem demeyin, diğer öğünlerde az yiyip bunu mutlaka deneyin derim. Yufkaları ben biraz fazla kızarttım. Çok güzel çıtır çıtır oldular.
Yalnız tek başınıza 3-4 kişilik yufka sarmaya kalkmayın. Çok sıkıcı ve yorucu. Ben 3 kişilik yaptım ve artık sonlara doğru pes edebilirdim ama etmedim :D Hazır üçgen kesilmiş yufkalardan bir paket kullandım ben ve 3 kişiye çok güzel yetti. Çok küçük bir soğanı ve kıymayı ve incecik doğranmış biberi kavurdum azıcık yağda. Küçük bir domates ve biraz baharat ekleyip pişirdim. Servis için sarımsaklı yoğurt ve salçalı, acılı sos hazırladım. Bol kuru nane ile servis ettim.
 
İşte böyle.. Bizim akşam yemekleri böyle oluyor bazen.
Bu haftasonu yokum. Tosya'ya gideceğiz. Bol bol fotoğraf paylaşırım Instagram'dan :) Beni oradan da takip edebilirsiniz.
Tekrar görüşmek üzere.
Hoşçakalın.