28 Ocak 2012 Cumartesi

Kastamonu Etli Ekmeği

Kalabalık bir aile düşünün, bir araya her gelişlerinde tabiki akıl fikir hep boğazda olan. O karmaşada, gülüşmeler ve sohbetler eşliğinde, hep en sevilen yemeklerin yapıldığı, bir araya gelmenin tadının gerçekten çıkarıldığı anlar...
İşte biz o aileyiz. İkisi farklı bir şehirde yaşayan altı kardeş ve memlekette yaşayan anne baba. Her fırsatta, her tatilde bir araya gelen, en sevilen şeylerin yapıldığı, kalabalık ve mutlu bir aile.
Annemle babamın gelmesiyle beraber tekrar toplanmışken, ama bu sefer yarı toplanmış bir şekilde, yapalım yiyelim etkinliğimizde (^^) memleketimiz Kastamonu'nun Etli Ekmeği'ni yaptık.




Kastamonu Etli Ekmeği
Malzemeler
Hamur için
Un
Yeteri kadar su
Tuz
Kıymalı İçi için 20-25 adet için
1 kg kıyma (1 kere çekilmiş az yağlı)
4 adet orta boy soğan
1 su brd. su
Karabiber, kimyon, pulbiber
Bir çay tabağında çok az sıvıyağ (bu opsiyoneldir. Pişen tarafa sürmek için)
Not: Miktar belirtmememin sebebi annemin göz kararı yapmasıdır.
Yapılışı: Hamur için unu bir karıştırma kabına alın. Tuzunu ekleyip iyice karıştırın. Yapacağınız miktara göre su ekleyip yumuşak ve yapışmayan bir hamur olana kadar yoğurun. Bir kenarda 20-30 dk kadar dinlendirin.
bu arada kıymalı içi hazırlayın. Soğanları ince ince doğrayın veya rondoda inceltin. Yalnız çok kaybolmamasına özen gösterin. Baharatlarını ve en son da suyu ekleyip iyice karıştırın. İç malzemenin de en az 15 dk dinlenmesi gerekir. Baharatların kıymayla özdeşleşmesi için.
Hamurunuz dinlendikten sonra yumurta büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın ve unlu bir zemine dizin bu parçaları. Her birini oval şeklinde açın ve yukarıda resimde olduğu gibi iç yayın. Eklediğimiz su, için kolay sürülmesini sağlayacaktır. Üst kısmını kapatıp kenarlarını bastırarak yapıştırın ve ısınmış teflon tavada pişirin. Pişen tarafı spatula ile çevirin ve fırça ile çok az sıvıyağ sürün. Arzuya göre tereyağı da sürebilirsiniz. İki tarafı da pişince temiz bir havlu serili tepsiye alın. Ayran veya başka bir içecekle servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun.


22 Ocak 2012 Pazar

Karamelli Patlamış Mısır


Merhaba :) Bugün boş ve güzel bir gündü. Dün mü demeliydim acaba? Evet, an itibariyle Pazar gününe girdiğimize göre dün diyorum. Dün, evde bütün gün boş boş oturmanın keyfini çıkardım. Gerçekten özlemişim. Eski günlerdeki gibi. Sabahtan akşama kadar zaman kaygısı olmadan, dilediğimce geçirdiğim bir gün. Güzel, hafta boyunca özlenmiş yiyeceklerle dolu bir kahvaltı, ardından TV keyfi, sonra hep çok sevdiğim gibi bilgisayarda dizi keyfi. O vampir senin, bu cadı benim, doğaüstü bir gezinti.. Eskiden bütün günlerim böyle geçerdi. Aahhhhh! Ne özlem ama :)
Neyseki kendime çabuk gelebiliyorum. Konuya geri dönelim. Dün uzun zamandır denemeyi istediğim bir tarifi gerçekleştirdim. Tadını hayal meyal çıkardığım, her rastladığımda ben bunu bi yerde yemiştim dedirten bir tarif. Belki bir sinemada, belki başka bir yerde.. Bilmiyorum. Ama artık en zevkli kaçamağım bu olacak herhalde. Karamelli Patlamış Mısır :)


Yapımı çok çok zahmet istiyormuş gibi görünse de çok da zor değil. Değiyor birazcık beklemeye.

Karamelli Patlamış Mısır
Malzemeler
1 çay brd. cin mısır
3 yemek kaşığı krema
3/4 çay brd. toz şeker
2 yemek kaşığı su
Çok az tuz
Çay kaşığının ucuyla karbonat

Yapılışı: Mısırı bir teflon tencerede çok az tuz ile, kapağı kapalı şekilde patlatın. Derin ve büyük bir cezvede/sütlükte tozşekeri 2 yemek kaşığı su ile beraber eritin. Rengi sararıp koyulaşınca kremayı ilave edin. Katılaşan şeker eriyene kadar karıştırın. Karbonatı ekleyip karıştırın. Bu noktada cezvenizin büyüklüğü önemli. Karbonat eklendiğinde karışım kabarıp taşabilir. Derin bir kap olmasına dikkat etmek gerekir. Ayrıca karbonat karışımın kaba yapışmadan kolay akmasını da sağlayacaktır. Patlattığınız mısırları derin bir karıştırma kabına alıp, karamel karışımını üzerinden dökün. Uzun bir kaşıkla yavaşça karıştırarak tüm mısırların karışıma bulanmasını sağlayın. Bu noktada mısırlarınız biraz yumuşak olacaktır. Daha çıtır bir mısır elde etmek isterseniz karışımı yağlı kağıt serilmiş bir tepsiye yayın ve 200 derecede ısınmış fırında 10-12 dk bekletin. Karamelin çok yanıp kararmasına izin vermeden fırından çıkarın. Soğuduğunda çıtır çıtır ve lezzetli patlamış mısırınız hazır ;)

Afiyet olsun.

14 Ocak 2012 Cumartesi

Bugün..

  
Bugün annemle babam geldi. Annemin bohçası yine doluydu tabiki :)
Getirdiklerinden en göz alıcısı da bu kurutulmuş biberler, kabaklar ve patlıcanlardı..

Kahvaltı için hazırladığım poğaçalar. Peynirli ve dereotlu karışımlar hazırlayıp, muffin kalıplarında pişirdim bir kısmını.
Annemin getirdiği kabaktan tatlı yaptık öğlen. Normalde hiç sevmezdim ama fırına atınca çok güzel oldular.

Lapa lapa kar yağarken dışarı çıktım. Seyretmesi muhteşemdi. Gökyüzüne baktığımda üstüme üstüme gelen beyaz taneciklerin güzelliği başımı döndürdü.


Tepeüstü'nde akşam ışıklar yanınca karla birlikte çok güzel bir görüntü oluşturdu. Bir sürü fotoğraf çektim tabiki. En düzgün çıkan da bu oldu.
Kısacası bugün çok güzel bir gündü..

8 Ocak 2012 Pazar

Bread Pudding Denemesinden Çıkarılanlar

 Epeydir keklerimin daha güzel olması için katkı maddesi almayı düşünüyordum. Bir internet sitesinde dolaşırken pasta katkı maddelerine, yumurta tozlarına felan rastlamıştım ve pahalı geldiği için almamıştım. Yumurta akı tozunu da keklerin yanı sıra beze ve macaronlara katarak kullanabilirim diye düşünmüştüm. Daha sonra erkek arkadaşım vücut geliştirmede sporun yanı sıra protein alımına yardımcı olsun diye aynı siteden kendisine yumurta akı tozu alınca, bana da bir kavanoza koyup denemem için getirmişti. Bir süre ne yapacağımı bilemeden öylece durmuştu dolapta. Sonra birgün sırf onu denemek için küçük bir kase kek yapmaya karar verdim ve çıkan sonuca inanamadım. Gerçekten yumuşacık, sünger gibi bir kek olmuştu. Sonucu heyecanla ona da bildirip tekrar denememiz gerektiğini söylemiştim. Ertesi gün tekrar denediğimizde daha farklı bir sonuç aldık ama kek hala farklı ve hala yumuşacıktı.
Sonra bunlardan aldığım gazla tekrar bir rulo kek girişiminde bulunmaya karar verdim. Haftasonunu sabırsızlıkla bekledim. Cuma akşamı da hemen denemeye koyuldum. Kek harikaydı. Yumuşacık. Ama ya acele davranıp kekin ılımasını beklemediğim için, ya da ılısın bari diyip oyalandığım ve kek fırından çıkar çıkmaz sarmadığım için, ya da üzerine nemli bez yerine kuru bez koyduğum için ya da daha başka sebepler yüzünden kekim yine kırıldı yine kırıldı :( Hatam bu konuda onu da biliyorum bunu da biliyorum diyip tarifleri doğru dürüst okumayıp hızla geçmek de olabilir bilmiyorum. Ama izlediğim videolara göre yaptığım da doğru. Büyük bir pişmanlıkla ve maalesef yine birkaç yerinden kırılmış bir kekle başbaşa kaldım.
O güzelim keke kıyamadığım için bu sefer de nasıl değerlendirsem diye düşündüm epey. En sonunda yarın düşünürüm diyip poşetleyip yattım. Sabah kalkar kalkmaz da İngilizlerin Bread Pudding'ini denemeye karar verdim. Az çok neye benzediğini, nasıl yapıldığını bildiğim için tereddütle giriştim bu işe. Çünkü içine yumurtalı bir karışım giriyordu ve içi ıslak kaldığı için yumurta kokusunun yoğun olma olasılığı çok çok yüksekti. Ama hazır elimde parça kekler varken bread pudding denemenin tam zamanıydı.
En altta gördüğünüz karedeki kek parçalarıyla çıktım yola. Margarinle yağlanmış bir kaseye gelişigüzel dizdim kek parçalarını. Biraz kurutulmuş yaban mersini ve kızılcık serptim aralarına.Yumurta, süt, tozşeker ve vanilya karışımını üzerlerinden döküp fırına verdim ve yaklaşık 1 saat su dolu tepside pişirdim. Tepsi su dolu olduğundan keklerin karışımın dışında kalan kısımları kuruyup sertleşmedi. Yumuşacıktı çıktıklarında. İçi hafif sulu ve vanilya kokuyordu. Sıcak yenmesi gereken bir yiyecek olduğu için ilk kaşığı daldırdım ve tam da düşündüğüm gibi bana uymayan bir tarif olduğunu anladım. Belki soğuyunca geçer bu koku diyerek bekledim ve bir kaşık da soğuyunca yedim. Ama cık! Hiiiiiç bana göre birşey değildi bu bread pudding.
Haa bu kadar uzun yazıyı yapıp de beğenmediğim bir tarif için niye yazdım derseniz, eğer birgün aklınıza takılır da denemek isterseniz bilesiniz diye. Haa bu da böyle oluyomuş diyesiniz, damak tadınızı düşünesiniz diye ;)
Benden söylemesi işte..




Bu arada bu minik kare parçalar farklı şekilde değerlendi. Aralarına ve üstlerine krem şanti sürülüp mini pastalar yapıldı.


7 Ocak 2012 Cumartesi

Çiçeklerimiz


Bu iki çiçek nereden geldi, nasıl geldi hiç bilmiyorum. Balkonda duruyordu yazın. O zamanlar görmemiştim çiçek açtıklarını. Belki de evde fazla durmadığımdan dikkatimi çekmemişti hiç.
Havalar soğuyunca içeri almış ablam. Birgün perdeleri açarken farkettim, ikisi de çok güzel çiçekler açmış. Minik minik çiçekler..
Aslında biz bakamazdık çiçeklere eskiden. Aldıklarımız hep ölürdü biz de üzülürdük yaşatamıyoruz diye. 4-5 yıl önce spiral bambular moda olmuştu. Uzun süre yaşatabildiğimiz tek bitkimiz oldu kendisi. Hala duruyor ve epey de boy attı aldığımzdan beri. Onun dışında iki sezon üstüste sağlam kalan çiçeğimiz olmamıştı. Bunlar ya yerini beğendiler ya da öğrendik bu işi. Bir şekilde yaşıyorlar hala ve çok güzel çiçekler açıyorlar.

6 Ocak 2012 Cuma

2011'den Kalanlar


  Karamel soslu, elmalı ve cevizli kek
 Kıymalı Pide
 Vişneli Topkekler

 Bu da küçük bir deneme. Halleyimsi :)

1 Ocak 2012 Pazar

2012


Herkese; çok mutlu olacakları, düşlerini gerçekleştirme olanağı bulacakları, hiç unutamayacakları güzellikte bir yıl diliyorum.