30 Nisan 2013 Salı

Tarifsiz: Ahududulu, Çikolatalı Cupcake

Geçenlerde yaptıklarımın fotoğraflarını paylaşayım istiyorum. Daha önce de yayınladığım bir keki üzerine ahududular koyarak pişirdim bu sefer. Tarifine buradan ulaşabilirsiniz.
Tabi benim asıl göstermek istediğim kekler değil :)
Alttaki kalpli kumaşı ben yaptım. Göstermesem çatlayacağım için bu kekleri pişirdim, hemen kumaş biter bitmez :))
Bu ara böyle kumaş süslemeye sardım. Fotoğraflarımda böyle kumaşlar, peçeteler kullanmayı sevdiğim için artık kendi peçetemi kendim üretiyorum diyebilirim değil mi^^
Beyaz kumaş üzerine, kırtasiyelerde satılan sünger harflerden keserek oluşturduğum kalplerle akrilik boya uyguladım. Çok basit ve eğlenceli bir çalışma oldu benim için.





29 Nisan 2013 Pazartesi

Fırında Kıymalı Makarna

Yeni yazıları hep böyle günün geç saatlerinde yazmak alışkanlık olmaz umarım bende :)
Bu yazıyı yazmak için bugün mesaiyi biraz uzatmaya karar verdim.
Evet tahmin ettiğiniz gibi hala internet yok evde. İşin kötü(?) tarafı salonda oturup çekirdek çitlemeye alışmaya başladım :)) Bu gidişle bilgisayarımla aram açılacak. Ablam da bu duruma sevinecek sanırım.
Bir sürü fotoğraf birikti makinede, telefonda. Eskileri yayınlamaya elim gitmiyor, hevesim geçmiş oldu o fotoğraflardan. Yeni fotoğrafların hevesi henüz duruyorken paylaşayım dedim. Diğerleri de artık kötü günlere kalsın..
Geçen haftalarda bolca kıymalı fırın makarna gördüm bloglarda. Eh o güzel fotoğrafları görünce canım da çekti yani, ne yalan söyleyim :) Hafta ortasında hemen yaptım, küçük bir kapta. Benim bu minik kaplar iki kişi çok ideal. Herşeyi bunlarda iki kişilik yapabiliyorum. O sebeple bunları çok seviyorum ben.
Bu arada beşamel sosla hazırlanan yemeklerde, sosun bir kat gibi kalmasından ve yerken ağıza puding gibi gelmesinden pek hoşlanmıyorum ben. O yüzden makarnayı, sostan üstü için biraz ayırdıktan sonra, tencerenin içine katıp iyice karıştırıyorum. Bu şekilde hem kaşar peynirine gerek kalmıyor -çünkü çok hoş bir lezzet katıyor tüm makarnaya, hem de sos çok fazla gelmiyor ağıza löp löp. Benim gibi hoşlanmayanlar için güzel bir yöntem bu. Denememiş olanlara tavsiye ederim.





NOT: Bire bir ölçü vermiyorum. Kişi sayısına göre makarna ve kıyma kullanabilirsiniz.
Beşamel sos ölçülerini genel olarak verdim. Miktarla oynanabilir.

Fırında Kıymalı Makarna
Malzemeler
Kıyma
Orta boy soğan
5-6 dal maydanoz
Karabiber, tuz, kimyon
1 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı domates salçası

1,5 yemek kaşığı tepeleme un
1.5 yemek kaşığı tereyağı
3 su brd. süt
Tuz, karabiber
Varsa yarım sebze bulyon

Makarna
Haşlamak için kaynar su

Yapılışı
  • Öncelikle kıymalı harç için soğanı yemeklik doğrayıp bir tavada yağla birlikte çeviriyoruz. Kıymayı ekleyip güzelce karıştıra karıştıra kavuruyoruz.
  • Sarımsağı da ekleyip bir iki çevirdikten sonra salçayı katıyoruz. Ev yapımı salça ise çok kavurmaya gerek yok, ama marketten alınma ise biraz daha erken katıp iyice kavurmak gerek.
  • Baharatları, maydanozu ve tuzunu da katıp altını kapatıyoruz.
  • Makarnayı kaynayan tuzlu suya atıyoruz ve hemen beşamel sosa geçiyoruz. Bir tencerede tereyağı eritip unu ekliyoruz ve güzelce karıştırarak kavuruyoruz unu. Çırpıcıyla karıştırırken sütü yavaşça ekliyoruz ve topak kalmaması için iyice çırpıyoruz. Sebze bulyonu katıp eriyene kadar karıştırıyoruz. Haşlanan makarnayı süzüp tenceresine alıyoruz tekrar.
  • Bu arada fırın kabımızı çok az yağlamayı da unutmayalım.
  • Beşamel sosun yarısından fazlasını makarnaya katıp güzelce karıştırıyoruz.
  • Yağladığımız kaba makarnamızın yarısını döküp yayıyoruz. Üzerine kıymalı harcı yerleştirdikten sonra kalan makarnayı da döküp düzlüyoruz üzerini.
  • En son kalan beşamel sosu bir kaşıkla makarnaların üzerine yayıyoruz. Dilerseniz üzerine kaşar peyniri rendesi de serpebilirsiniz.
  • 200 derecede ısınmış fırında üzeri kızarana dek bekletiyoruz.



Afiyet olsun!



24 Nisan 2013 Çarşamba

Kısa - Öz / Yap - Ye

Bu aralar hafif pişmiş sebzelerle hazırlanan salatalara takıntılıyım. Özellikle brokoli ve mantar vazgeçilmez malzemelerim oldular. Kışın son günlerinde bolca brokoli tükettim bu sayede. Brokoliyi buharda yumuşatarak kullanıyorum ve inanılmaz keyif alıyorum onları yemekten.
Bu arada sostaki tavuk bulyon dikkatinizi çekecektir. Çok az kaynar suda eritilmiş, hemen hemen yarım bulyonu (2-3 kişilik tariflerde, teksem daha az kullanıyorum) salata sosuma ekliyorum. Benim çok hoşuma giden bir tat veriyor.
Sebze olarak da kabak, brokoli, karnabahar, mantar, pazı yaprakları, ıspanak yaprakları, yenebilen farklı otlar (ebegümeci, kazayağı vs.) kabakla beraber kavrulmuş kırmızı biber parçaları, haşlanmış mısır taneleri, kavrulmuş veya suda çok az haşlanmış kuşkonmaz, daha aklıma gelmeyen bir çok sebze kullanılabilir.



19 Nisan 2013 Cuma

Mayasız Haşhaşlı Çörek / Vaka- i Kene :)

Merhabalar.
Herkese güzel bir haftasonu dileyerek başlayayım. Haftasonunuz keyifli, güneşli, sıcacık geçsin.
Vaka- i kene nedir ne değildir derseniz eğer, kenelendim diyebilirim :)
Biliyorum gülünecek birşey değil bu. Hiç hoş değil ama rahatlamanın verdiği şaşkınlığa verin lütfen.
Geçen Pazar günü Çamlıca'da yılan kuyruğu (kuşkonmaz) arayacağım ben diye girmediğim çalı arası kalmamıştı. Eh tabi o kadar gezinmeye, ara dere her yere girip çıkmaya dayanamadı hayvancağız, ısırıverdi hart diye bacağımdan. Hiç de farketmedim ha! Üç gün gezdim öyle. Aslında Salı günü görmüştüm kızarıklığı ama sivilce felan diyip geçiştirmiştim. İtiraf edeyim aklıma da gelmedi değil kene ama ihtimal vermedim, üstünde durmadım. Çarşamba günü şöyle bir bakayım ne bu kızarıklık diyip bir baktım, sivilceyi kaşıdım da kabuk oldu sandım. Biraz uğraşıp kaldırdım kabuğu! ama bir de baktım yürüyor! Gecenin körüydü tabi. Sağolsun eniştem ve çocuklar beni hastaneye götürdüler. Kan alındı bakıldı felan. Herşey normal olduğu için gönderdiler eve. Tabi hastaneler, doktorlar öyle umursamaz ki doğru dürüst açıklama yapmadan gönderiveriyorlar seni. Neyse onlara küfretmeyeceğim şimdi, keyifliyim. Beni öylece gönderip hafta içi gel demişti doktor ama meğer (hemşire olan ablamdan öğrendiğim kadarıyla) başta 3 gün, sonra 1 hafta arayla, bir ay boyunca kan alınarak izleme yapılması gerekiyormuş. Tabi ben bunu duyunca da biraz olayın ciddiyetini anlayarak internette araştırınca oldu olan. Beni bir ateş bastı, yüzüm, gözüm alev alev yanmaya, bacaklarım ağrımaya başladı. Psikolojik olarak sanırım kendi kendime saçmaladım. Hemen randevu alıp bugün tekrar gittim doktora. Kan alındı, baktı doktor. Bir şey yokmuş, herşey normalmiş. Belirtiler de olmayınca rahatladım tabi ben de dolayısıyla. Doktor da o kadar rahat olunca tabi korkmaya gerek yok diye düşünüyorum. Tabi kendimi dinlemedeyim şuan, en ufak birşeyde Numune'nin kapısında biteceğim. Öyle işte, geldi başıma böyle bir şey. Bir dahaki sefere paçalar çoraba sokulacak, daha bir önlem alınacak :) Sonuçta kendini parktan bahçeden soyutlamak olmaz değil mi? Tedbiri alıp, kendimizi Allah'a emanet edeceğiz. Sonuçta bela bulacaksa, heryerde buluyor insanı.
Neyse geçelim güzelim çöreklere..
Geçen hafta Balıkesir'e gittiğimde yaptım bu çörekleri. Tek hamurla 3 çeşit :) Haşhaşlı, havuçlu ve çikolatalı.
Bu sefer de mayasız deneyelim dedim. Mayalı yiyecekler tüketemeyenler için de bir seçenek oldu böylece.



Haşhaşlı Çörek (Mayasız)
Malzemeler
1 yumurta
2 yemek kaşığı yoğurt
1 çay brd. sıvıyağ
3 yemek kaşığı tozşeker
1 çimdik tuz
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Arasına sürmek için yumuşak tereyağı/ margarin
4 yemek kaşığı haşhaş ezmesi
3-4 kaşık su

Yapılışı
  • Hamuru yoğuracağınız kaba 2 su brd. un koyup kabartma tozu, tuz ve tozşekerle karıştırın.
  • Yoğurt, yumurta ve sıvıyağı ekleyip elinizle karıştırın.
  • Un ilaveleriyle yumuşacık, ele yapışmayan bir hamur olana dek yoğurun.
  • Hamuru 4 eşit parçaya kesin ve her parçayı tezgahta 2-3 mm kalınlığında olacak şekilde açın.
  • Üzerine azıcık su ile açılarak sürülecek kıvama getirilen haşhaş ezmesini sürün ve rulo yapın.
  • Eşit parçalara dilimleyerek yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin.
  • Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında üstleri pembeleşene dek pişirin.
Afiyet olsun.

Görüşmek üzere.


16 Nisan 2013 Salı

Ispanak Borani

Merhabalar,
Geçen hafta başında birkaç gün için Balıkesir'e gittim. Biraz ani bir gidiş olduğundan buralar biraz boş kaldı. Ama ben boş durmadım tabii :) Ablam ameliyat olduğu için onun ziyaretine ve ona yardımcı olmaya gittim.
Hasta insana yapılacak yemekler pişirmeye gayret ettim çokça. Daha önce hiç denemediğim bir çorbayı ve bir yemeği de deneme fırsatım oldu, Kabak Çorbası ve Ispanak Borani. Kabak çorbasını daha sonra tekrar denersem yayınlamayı düşünüyorum.
Ablamla yemeklerden konuşurken ıspanak boraniden bahsetti bize ve resmen ağzımızın suları aktı. Tabii ki yemiştim önceden ve tahmin edebiliyordum lezzetini. Canımız istemişti bir kere, illa ki yapılacaktı :))
Uzun bir ıspanak arayışından sonra, ertesi gün güzelce yıkadım ıspanakları. Köklerini de başka bir yemek için ayırıp, güzel, körpe yapraklarıyla yaptım yemeği.
Ispanakların yıkanması dışında hiç bir zorluğu, hatta zorluğu demeyim, göründüğü gibi çok da oyalayıcı bir tarafı olmayan, çok lezzetli ve bana göre hafif de bir yemek. Hatta meze..



Manavda ıspanakların bu güzelim, pespembe köklerini görünce çok hoşuma gitmişti. Bir de, İstanbul'da aldıklarıma göre çok daha küçük yaprakları vardı. Memleket farkediyor işte :)


Yapımı işte yukarıda gördüğünüz kadar basit. Aslında farklı yapılış yöntemleri de var bildiğim kadarıyla. Biz ıspanakları kaynar suya atarak ve soğanlı olarak yaptık.

Ispanak Borani
Malzemeler
Yarım kg ıspanak
1 orta boy soğan
1 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yemek kaşığı tereyağı
1 yemek kaşığı un
2 su brd. yoğurt  (susuz tarafından)
2 diş sarımsak

Üzerine: 1 yemek kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı pulbiber

Yapılışı:
  • Ispanakları yıkayıp köklerini ve saplarını kesip bir kaba alın. Geniş bir tencerede kaynattığınız suda 6-7 yaprak ıspanağı, 2'şer dakika bekletin ve süzgeçli bir kepçe ile süzgeçe çıkarın.
  • Tüm ıspanaklara aynı işlemi yaptıktan sonra fazla suyunu kaşığın tersi ile bastırarak(hala sıcak olacaklar, elinizle bastırmayın) süzün.
  • Tüm ıspanağı kesme tahtasına alın ve bir bıçakla minik minik olana dek doğrayın.
  • Büyük bir tavaya sıvıyağı ve tereyağını ekleyip üzerine ince kıyılmış soğanı ekleyin. Orta ateşte soğanlar piştiğinde unu da ekleyip, tahta kaşıkla karıştırarak 1-2 dk kavurun unu.
  • Ispanağı da ilave edip 2-3 dk da bu şekliyle karıştırarak pişirip, ocağın altını kapatın ve ılımaya bırakın.
  • Geniş bir kasede 2 diş sarımsağı azıcık tuzla ezin ve 2 su brd. yoğurtla güzelce karıştırın.
  • Ispanağı da ekleyip, tüm ıspanak yoğurtla kaplanana dek karıştırın.
  • Küçük bir cezvede ısıttığınız tereyağını pulbiberle karıştırdıktan sonra boraninin üzerine gezdirip servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun!




8 Nisan 2013 Pazartesi

Haftasonu..

Bu haftasonu inanılmaz keyifli geçti benim için.
Üniversitedeyken kampüste ormanda çıkan yabani çiçekleri görünce çok mutlu olurdum, birkaç tane toplayıp defterlerimin arasına koyardım. Ama son yıllarda bu sevincimde ciddi artışlar oldu gibi. Sürekli çiçek toplamak istiyorum. Baharın verdiği kıpır kıpırlık, çiçeklerin renkleri ve güzelliği ile coşkuya dönüştü iyice bende.
Sanırım fotoğraf çekmeyi ciddiye almaya başlamamın da bunda bir etkisi var. Artık her objeye daha farklı bir bakışla yaklaşıyorum. Çiçekler de şimdilerde bu yaklaşımıma çok iyi malzeme oluyorlar. Onları güzelce toplayıp, düzenleyip, su dolu bir bardağa, bir kavanoza yerleştirip fotoğraflarını çekmek müthiş bir haz veriyor. Her birine bakıp, inceleyip, ne kadar kusursuz yaratıldıklarını görmek de ayrı bir mutluluk, huzur katıyor insana.





Gezimizin asıl amacı kuşkonmazlarımız ve ben bunlarla "bişey" yaparım diyerek, ablamın "ev çer çöp doldu, hiç de bişey yapmıyosun" sözleri eşliğinde topladıklarım :) İşte görüyorsunuz sanatçıya (:P) yapılan muameleyi :(



İyi haftalar efendim :)

Görüşmek üzere.

5 Nisan 2013 Cuma

Kuru Elma Çayı

Biliyorum bu tür çaylar aslında kışın daha çok tüketiliyor, buna göre geç kalmış durumdayım bu elma çayını yayınlamakta. Gelecek kışa bırakacaktım ama şöyle düşündüm, elma çayının öyle çok özelliği var ki, tam da yazın güzel giysilere sığabilmek için hafif şeyler yemeye çalışıyorken asıl şimdi zamanı dedim.
Elma her haliyle oldukça faydalı bir meyve olduğu için forma girmek istediğimizde belki de en çok tükettiğimiz yiyeceklerden biri. Tok tutuyor ve şeker oranını ayarladığı için ani acıkmaları da önlüyor. Tatlı bir meyve olduğu için, tatlı krizlerinde tüketildiğinde tatlı isteğini azaltıyor. İçerdiği liflerin bağırsaktaki etkisini de unutmamak lazım :))
Aslında elmanın sağlık açısından bir sürü faydası var. Ben yalnızca ilgi alanımızdan bahsettim :)
Diyetlerin vazgeçilmezlerinden biri de bitki çayları biliyoruz ki. Aslında elmayı tüketmenin en pratik yolu yıkayıp kütür kütür yemek tabi :) Ama insan bazen akşam otururken ya da gündüz işyerinde elinin altında bir içecek olsun isteyebiliyor. Böyle durumlarda tüketilebilecek çok güzel ve lezzetli bir tarifim var.
Yazın annemin kuruttuğu elmalardan yaptığım çayları bu kış çok içtim. Bazen tarçınla, bazen ıhlamurla, bazen limon kabuklarıyla beraber pişirerek, bazen de sıcak çayıma yeşil çay yaprakları atarak..



Kuru Elma Çayı (2 fincan)
Malzemeler
Bir avuç elma kurusu
2 su brd. su
1 çubuk tarçın, 4-5 tane kabuklu kakule

Yapılışı: Elma kabukları hafifçe suyun altına tutularak yıkanır.
Küçük bir tencereye 2 su brd. su ile birlikte konularak kaynatılır.
Kaynadıktan sonra içine 1 çubuk tarçın ilave edilir ve 2-3 dk daha elmalar çatalla hafif ezilerek pişirilir. (Ben tarçın aroması çok yoğun olmaması için tarçını kaynatmayıp fincanıma almayı tercih ettim)
Çayı ocaktan indirdikten sonra kabuklu kakule tohumları bir havanda ezilip çaya eklenir. 5 dk bekledikten sonra tarçın çubuğu içinden alınır ve çay süzülerek fincanlara konur. İstenirse 1 çay kaşığı bal ilave edilerek içilebilir.


Ben kuru elma kullandım bu çayda ama iyi yıkanmış bir elmayı, kabuklarıyla beraber 4'e keserek de kullanabilirsiniz.

Afiyet, şifa olması dileğiyle,

Sevgiler.

4 Nisan 2013 Perşembe

Tuhaf Şeyler / Etamin Çerçevesi

Epeydir evde internetimin olmayışı beni eski hobilerime dönmeye itti. Aslında eski hobilerim derken, yapmayı uzun zamandır düşündüğüm ama gezmekten fırsat bulamadığım çalışmalardı :)

İlk olarak, uzun zamandır tablo olarak kullanılmayı bekleyen mukavvamı boyamaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü çocukluğumdan beri fırçayla çalışmayı hiç sevmem. Kuruboya veya pastellerle çok güzel resimler yapan ben, suluboya veya guaj boyada felaketler çıkarıyordum ortaya. Dolayısıyla neler yaparım en basitinden diye düşünürken tek renk zemine çiçekler yapayım dedim ama başarılı olamadım :) E bu sefer de manzara olsun bir deniz, kırlar, çiçekler dedim, yok yine olmadı. Sonunda sinirle, üzerinde siyah boya olan fırçayı rastgele savurdum mukavvaya. Çok üzüldüm sonra ama iş işten geçmişti. Ben de geçirdim elime saç boyama eldivenlerini, parmaklarımla rastgele boyadım. Öyleydi böyleydi derken böyle bir resim yaptım. Duvara çakabildiğim tek çiviye de astım resmimi. Ama biraz daha internetsiz kalırsam etrafı da dolacak :)

 
 

Daha sonra, kış başında ağaçlardan topladığım çubukları kullanarak, akşamları otururken işlediğim etaminleri değerlendirmek amacıyla iki kenarlı bir çerçeve yaptım.
 

Henüz duvarda asacak yerim olmadığı için böyle çektim fotoğraflarını :)


Etamin parçasına işlediğim kalp şeklini değerlendirmek ve düzgünce duvara asmak için böyle bir çerçevevari bir şey yaptım :)) Aslında kasnağında bırakıp öyle asacaktım ama farklı olsun istedim, başka o boyda kasnak da olmayınca kıyamadım yani :))
 


Yapılışı işte bu kadar basit :)
Çubuklardan birine, asma yeri yapmak için ip (veya hasır ip de yakışacaktır) sarıyoruz.
Kumaşın alt ve üst kısmına iyi bir yapıştırıcı ile bu çubukları yapıştırıyoruz. İşte bu kadar :)
Benimki biraz küçük bir çerçeve oldu ama daha büyüğünü de yapmayı düşünüyorum.
Bir sonraki yayınlayacağım çalışma da bu çubukları boyayarak yaptığım bir çerçeve. Onun fotoğrafları da hazır olur olmaz paylaşılacak.
Dedim ya o duvar dolacak :)))

Sevgiler..

2 Nisan 2013 Salı

Havuçlu Rulolar

Öğlen yemeğinin verdiği ağırlıkla gözlerim kapanmaktayken bloğa yazı koymak pek akıllıca olmasa da, olabilecek hataları göze almak zorundayım :) Çünkü pek sık vaktim olmuyor yazı yazmaya. Şuan ortalık da tenha iken fırsatı değerlendirmeliyim :))
O halde fırsat bu fırsat deyip geçiyorum asıl konuya.
Geçen hafta sonu tarçınlı rulo yapmak için hamur yoğurduğumda aslında tarçınlı ruloları pek de sevmediğimi düşündüm. Evde rendelenmiş fazla havuç da olunca böyle değişik bir şey yapayım dedim. Eskiden kurabiyesini de çok yaptığım için yakışacağından emindim. Sonuç olarak bunlar benim yeni gözdem oldular. ama üzerindeki sosu olmadan eksik olduklarını da söylemeliyim. Mutlaka bu sosuyla yenilmeli.






 
Havuçlu Rulolar
Malzemeler (9 adet küçük rulo için)
1 su brd. yarı yarıya kaynar su ve soğuk süt karışımı
1 tatlı kaşığı kuru maya
1 yumurta
1/2 çay brd. sıvıyağ
1 yemek kaşığı tozşeker
2 cup un
 
Yarım çay kaşığı çok yumuşak tereyağı, hamurun üzerine sürmek için
2 yemek kaşığı esmer tozşeker
 
1 su brd. havuç rendesi
1 yemek kaşığı esmer tozşeker
Çok az yenibahar
 
Sosu İçin
40 gr beyaz çikolata
1 yemek kaşığı süt
1 yemek kaşığı labne peynir
 
Yapılışı:
  • Öncelikle ılık su-süt karışımına maya  ve tozşeker eklenir ve 5-8 dk kadar bekletin.
  • 1,5 cup unu bir kaba eleyip üzerine yumurtayı kırın. Mayalı karışımı ve yağı da ekleyip bir çatalla çırparak karıştırmaya başlayın.
  • Çok az un daha ekleyip parmaklarınızla yoğurun hamuru. Yumuşacık bir hamur olmalı.
  • Üzerini biz bezle kapatıp 30-45 dk kadar mayalanmaya bırakın.
  • Bu sırada rendelenmiş havuç, tozşeker ve çok az yenibaharı küçük bir tavada karıştırarak pişirin. Havuçlar çok fazla erimemeli.
  • Mayalanıp güzelce kabarmış olan hamuru un serpilmiş tezgaha alın ve merdane ile geniş bir tabak büyüklüğünde açın. 3-4 mm civarında bir kalınlığı olmalı.
  • Üzerine bir çay kaşığının tersi ile çok az yumuşamış tereyağı sürün. Üzerine esmer şeker serpin, pişip ılımış olan havucu da güzelce yayın.

  • Aşağıdaki şekilde uzun tarafından rulo yapmaya başlayın.
  • Rulo olan hamuru 9 eşit parçaya kesin ve çok az margarin/tereyağı ile yağlanmış kalıba dizin.
  • Üzerlerine çok hafif bastırın.
  • Önceden ısınmış fırında üzerleri hafif kızarana dek pişirin.
 
Rulolar fırında pişerken sosu hazırlayabilirsiniz.
  • Beyaz çikolatayı sütle beraber benmaride eritin. Üzerine labneyi de koyup küçük bir çatalla pürüzsüz bir kıvam alana dek çırpın.
  • Bu karışımı sıcak ruloların üzerine döküp, ılıkken yiyebilirsiniz.
 
Afiyet olsun!
Tasarım:Sawako Kuronuma