28 Mart 2013 Perşembe

Ot Macerası :)

Merhabalar,
Bu ara bloğuma pek fazla zaman ayıramıyorum. Taşınma esnasında bilgisayarımın, power kablosu ve monitörü bilgisayara bağlayan kabloları kayboldu. Dolayısıyla bilgisayarımı açamıyorum. Bu hafta sonu buna bir çözüm bulmaya çalışacağım. Makinede biriken fotoğrafları ordan burdan Google +'ya yükleyip burayı boş bırakmamaya çalışsam da her zaman fırsatım olmuyor.
Bu fotoğrafları da çekeli epey oluyor. Sevgili Meliha'nın çeşitli otlarla yaptığı salatalar, yemekler öyle hoşuma gidiyordu ki bir gün artık dayanamayıp işyerimin yakınındaki pazara küçük bir ziyaret yaptım. Tüm tezgahlara bakıp da farklı otlar bulamayınca artık umudumu kaybetmeye başlamıştım ki, yaşlı bir amcanın tezgahında bu güzelliklere rastladım. Nedir, ne değildir soruşturduktan sonra aldım yarımşar kilo. Kazayağı ve gelincik otları. Öyle mutluydum ki anlatamam :)
Akşamına da hemen denemelere koyulduk. Ama çok çamurlu toplanmışlardı. Yıkama kısmı öyle uzun sürdü ki, toplayanları anmadan edemedim :) Kazayağını soğanla kavurduk, gelincik otunu da kavurup sarımsaklı yoğurtlu yaptık. Her ikisi de çok güzeldi ama yoğurtlu gelincik çok hoşuma gitti benim. Onların fotoğrafları ne yazık ki yok. Bir daha kısmet olursa artık fotoğraflarım. Ama o hafta sonu ikisini, mantar ve patatesle karıştırarak bir börek yaptım. Bence nefisti.
 



Börek için ayrıntılı tarif vermeyeceğim, ama kısaca bahsedeyim.
Bütün otları güzelce yıkayıp, doğrayıp, bol soğan ve minik doğranmış kestane mantarlarıyla (pazardaki adamın yalancısıyım, benim bildiğim kestane mantarının üstü kahverengi olurdu) ve rendelenmiş 1 büyük boy patatesle kavurdum. Öyle bile kaşıklayası geliyordu insanın :) Sonra da yufkalara sarıp bir kısmını aşağıdaki gibi, bir kısmını da gül böreği şeklinde pişirdim. Ispanaklı börek izlenimi verse de içindeki otların farklılığı anlaşılıyordu. Lezzeti başkaydı yani. Bu otları bulursanız denemenizi tavsiye ederim.

 
 
 
Herkese şimdiden güneşli ve huzurlu bir hafta sonu dilerim.
 
Görüşmek üzere.
 
 

22 Mart 2013 Cuma

Hayaller, Yaza Özlem / Patatesli ve Soğanlı Omlet

Şöyle bir an hayal edin; upuzun ve yemyeşil çimenlerle dolu bir bahçe, bahçenin etrafında, dalları yeni yeni meyve vermeye başlamış ağaçlar. Uzun çam ağaçları arkada, gölgeleri düşüyor bahçeye. O gölgelerden birinde ufak ahşap bir masa, belki beyaza boyanmış, belki de yıllarca kış mevsimleri boyunca yediği yağmurlardan şişmiş, üzeri çatlaklarla dolmuş, ham ağaçtan yapılma bir masa.. Üzerinde taptaze ev yapımı peynirlerle, kahvaltılıklarla dolu tabaklar, dalından toplanmış zeytinlerden yapılmış, taze kekiklerle süslenmiş zeytinyağı.. Bir de küçük bir demlik, üzeri çiçeklerle bezeli..
Masanın önünde yine aynı görüntüye sahip iki sıra. Oturmuşuz üzerine, seyre dalmışız önümüzdeki yeşilliği ve arkasında uzanan masmavi denizi.. Gökyüzü parlak, kumsalda uçurtma uçuran çocukların sevinç çığlıkları geliyor, karışıyor fıskiyelerden akan suyun sesine..

İşte hayalimdeki kahvaltı bu :) Huzur dolu, o andan başka hiçbir şeyin düşünülmediği..
Yazdıklarım biraz yaza özlem mi içeriyor ne? Valla ne yalan söyleyeyim, özledim yazı. Belki hayalimdeki gibi bir yerde olmaz bu kahvaltı ama, ona benzer bir yerde gerçekleştireceğim bunu. Kendime söz verdim :) Bu yaz böyle bir kahvaltı armağan edeceğim kendime.

Eh madem kahvaltıdan bahsettik. İştah açan bir kahvaltılıkla devam edeyim istiyorum.
Aslında tarifini vermeye bile gerek yok çoğumuz için biliyorum, ama belki ihtiyacı olan yalnız yaşayan birine veya ne yesem diye bocalayan bir öğrenciye fikir olabilir :)


Ve şimdi o ihtiyacı olan kişiye sesleniyorum;
Küçük bir soğanı ikiye kesip soy güzelce,
Yarım ay şeklinde doğra, en çok bu şekliyle yakışır omlete,
Orta boy bir patatesi de soyup küp küp doğra, sıvıyağ dolu bir tavada güzelce kızart.
Başka bir tavaya çok az tereyağı/ margarin koy ve kestiğin soğanları bu yağda pişir. Ölsünler güzelce ;)
Patatesi ve bir iki dal maydanozu da güzelce doğrayıp ekle tavaya.
Bir kasede 2 yumurtayı çırpıp biraz tuz ve karabiber ekledikten sonra tavadaki malzemelerin üzerine güzelce dök.
Tahta kaşıkla aralardan hafif açıp sıvı malzemenin pişmesini sağla. Varsa üzerine kaşar rendesi de serp.
Yanına da bir fincan çay.. Ohh gel keyfim gel :)



Ve o güzelim hayalden sonra oldu mu şimdi omlet tarifi vermek diyenler; hayaller gerçekleşene dek bir şeyler yemek lazım değil mi? ;)


Keyifli hafta sonları.

Görüşmek üzere.

18 Mart 2013 Pazartesi

Meyve Çayı Dolgulu Limonlu Cupcakeler

Hani meyve çayı bunun neresinde dediğinizi duyar gibiyim :)
Geçenlerde marketten, arada bir işyerinde içerim diyerek aldığım meyve çayını, çay olarak tüketmek pek hoşuma gitmedi, çok yoğun bir aroması olduğu için neredeyse kocaman bir kupaya yapıp içmek zorunda kalmıştım. "Ee ben bununla bişey yaparım ki" zihniyetimle birkaç poşet alıp eve götürmüştüm :) Aslında o zaman aklımda bambaşka birşey vardı, fakat mutfağa girince bunları yapıp çıktım.
İşin gerçeği krema kısmını hazırlarken biraz bocaladım. Çayın hem aromasını, hem rengini kullanmak istiyordum ama bu aynı zamanda krema için sıvı kullanılacak demekti. Offlaya pufflaya deneyeceğiz mecbur diyip sıvadım kollarımı. Ama sonuçtan çok memnun kaldım. Korktuğum gibi cıvık bir kıvamı olmadı kremamın. Üstelik şeklini de çok iyi korudu. Her ne kadar sıkmayı doğru dürüst becerememiş olsam da :P
Ama olsun, onlar yine de benim leylaklarım :)

Mor meyvelerin yanına en iyi limonun yakışacağını düşünüp kekleri limonlu yaptım. Çok da iyi bir seçim oldu bana göre.






Meyve Çayı Dolgulu Limonlu Cupcake
Malzemeler
Kek için
2 yumurta
3/4 cup tozşeker
2 cup un
1 su brd. süt
2 yemek kaşığı yumuşak tereyağı
1 paket kabartma tozu
1 limon suyu
1 limonun rendelenmiş kabuğu

Krema için
300 gr labne peynir
2 poşet mor meyveler çayı
1/2 su brd.sıcak su
1 tatlı kaşığı limon suyu
1/2 cup pudra şekeri

Yapılışı
  • Kek için tozşeker ve tereyağını (ben kase margarin kullanıyorum) karıştırma kabına alıp mikserle 2-3 dk çırpın. Yumurtaları tek tek ekleyip 3-4 dk daha çırpın. Sütü ve limon suyunu da ekleyip karıştırın.
  • Un ve kabartma tozunu güzelce karıştırıp sıvı karışıma ekleyin. Tahta kaşıkla iyice karıştırın.
  • Limon kabuklarını da ekleyip karıştırın. Ve cupcake kalıplarınıza paylaştırın. Benim kalıplarımla tam 12 adet çıktı.
  • Önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında, kabarıp, hafif pembeleşene dek pişirin. Kekler soğurken kremayı hazırlayın.
  • Krema için yarım su brd. sıcak suya 2 poşet çayı koyup 5 dk bekletin. Labne peynirini bir kaseye boşaltıp üzerine meyveli çayınızı ve limon suyunu ekleyin. Poşetlerde kalan suyu da parmaklarınızla sıkarak ekleyin. Bir çırpıcıyla güzelce karıştırın. Pudra şekerini de ekleyip çırparak yedirin karışıma.
  • Kekleri hazırlamak için, keklerin tepelerini bir bıçakla içe doğru oyarak kesip çıkarın. Geniş bir huni biçiminde bir çukur oluşacak.
  • Bu çukura 1 çay kaşığı krema koyun. Kekin üstünden çıkan parçanın sivri kısmını biraz kesin ki kremaya baskı yapıp kenarlardan çıkmasına sebep olmasın. Parçayı kremanın üzerine yerleştirin ve hafif bastırıp kapatın.
  • Üzerine bir sıkma torbasına veya kabına doldurduğunuz kremadan sıkıp süsleyin.
Artık yemeye hazırlar :)

Afiyet olsun!

Görüşmek üzere.


11 Mart 2013 Pazartesi

Bahara Merhaba, Haftaya Çiçekli Başlangıç / Elmalı Fındıklı Tart

Tüm ağaçlar çiçeklerine bürünmüşken, sokaklar mis gibi çiçek kokarken, hele de güneş ısıtmaya
başlamışken, kurumuş dalların mis kokulu çiçeklerine bürünüvermesi gibi, bizler de sanki uzun bir uykudan uyanıyormuşçasına canlanıyoruz, yenileniyoruz, hareketleniyoruz.. Planlar yapmaya başlıyor, kendimizi daha enerjik hissediyoruz.
Benim en sevdiğim mevsim bu. Ilık rüzgarlarıyla, yağmurlarıyla, nefesimi kesen toprak kokusuyla, en güzel, en değerli parfümlü çiçekleriyle, ilkbahar.. Pek hoş geldi bu sene de.
İşte bu mevsimde blogları gezmek de ayrı keyifli değil mi sizce de? :) Heryerde aydınlık, birbirinden güzel çiçeklerle bezenmiş fotoğraflar göreceğiz. Sık sık gezi yazıları okuyacağız, pikniklere şahit olacağız. Yani ilkbahar bloglarımıza da hoşgeldi :)
Kendimi mutfağa kapatmak için haftasonunu dört gözle beklemiştim geçen hafta. Yeni otlar tanıdığım, midemi şenlendirdiğim, ilkbaharı hissettiğim, belki birazcık da yorulduğum güzel bir haftasonum oldu. Aşağıdaki tartı da keyifle yaptım. Bol fındıklı, elmalı..





Fındıklı, Elmalı Tart
Malzemeler
Hamuru İçin
2 cup un
2 yemek kaşığı yumuşak tereyağı (ben kase margarin kullandım)
1 cup pudra şekeri
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 yemek kaşığı yoğurt

İç Harç İçin
3 adet iri elma
2 yemek kaşığı tozşeker
1 su brd. bütün fındık
1/2 çay kaşığı tarçın
Çay kaşığının ucuyla yenibahar

Yapılışı
  • Bir tavada fındıklarınızı güzelce kavurun. Varsa kabuklarını soyup iri olacak şekilde dövün. Elmalarınızı soyun ve rendenin büyük tarafıyla rendeleyin. Bir tavaya alıp üzerine şekeri serpin. Suyunu salana dek kısık ateşte biraz pişirin. Tarçını ve yenibaharı ekleyip ocağın altını açın ve suyunu biraz çekene kadar pişirin. Ocaktan alıp dövülmüş fındığı ekleyin ve karıştırın. Soğuması için bir kenarda bekletin.
  • Bu sırada hamur için unu geniş bir kaba eleyin, pudra şekerini ve kabartma tozunu da eleyerek ekleyin. Karıştırın. Yoğurdu ve margarini de ekleyip yoğurmaya başlayın.
  • İlk başta hamur hiç birleşmeyecekmiş gibi gelecek. Ama yoğurdukça yumuşayacak ve birleşecek.
  • Hamuru aşağıdaki ilk fotoğraftaki gibi ikiye ayırın. Biri diğerinden az daha büyük olacak.
  • Kelepçeli kalıbın altını (veya tart kalıbınızın) çok az tereyağı ile yağlayın ve büyük olan hamuru merdane ile açtıktan sonra kalıba yerleştirin.
  • Üzerine çatalla delikler açıp 180 derecedeki fırında hafif pembeleşene dek pişirin.
  • Taban kısım soğuduktan sonra üzerine soğumuş olan elmalı harcınızı serin ve üzerini düzleyin.
  • Kalan küçük hamuru da merdane ile açın ve çiçek şekilli kurabiye kalıbıyla çiçekler kesip elmalı harcın üzerine yerleştirin.
  • 180 derecede ısınmış fırında üzeri pembeleşene dek pişirin.
  • Soğuyunca üzerine pudra şekeri serpebilirsiniz.





Afiyet olsun.

5 Mart 2013 Salı

Mini Pizza Kapları

Bu aralar evde internetim olmadığı için televizyon ile biraz fazla haşır neşir olmak zorunda kaldım. Rastladığım tüm dizileri izliyor, reklamları hiç kaçırmıyorum ;) Çok güzel, akıllıca işlenmiş reklamlar var. Her çıktıklarında vaaay iyi düşünülmüş diyerek izliyorum. Diziler konusunda da takip ettiğim yabancı dizileri özlediğimi söylemeliyim. Hele Grey's Anatomy'i çok özledim. Gerçi bizim de yeni çıkan birkaç dizimiz izlenebilir durumda, uzatıp suyunu çıkarmadıkları sürece. Zaten öyle olacağını sezdiğim an bırakıyorum izlemeyi.
Tabi televizyon izlemek dışında yaptığım birkaç şey daha var. Onları da elime fotoğraf makinesi geçer geçmez fotoğraflayıp sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir süredir aklımda olan fikirlerdi. Genellikle boyama işleri bunlar, mutfakta kullanmak için farklı kumaş peçeteler boyuyorum. Dikiş işleri de olduğu için onlar biraz uzayacak gibi. Ama keyifli ve boş akşamlarda oyalanacak, ortaya hoş şeyler çıkaracak çalışmalar olduğu için seviyorum.
Bir süredir yayınlamayı düşündüğüm, fakat bir türlü sıra gelmeyen bu mini pizzaları bir doğum günü için yapmıştım. Artık paylaşmanın zamanı geldi :)





Tek hamurdan iki çeşit hazırlamıştım o gün. İlki bu mini pizza kaplarıydı.
Hamur, çalışmayı çok sevdiğim, yumuşacık, yapışmayan çok güzel bir hamurdu. Mayalı olmadığı için de daha kısa zamanda hazırlandı.

 
 
Mini Pizza Kapları
Malzemeler
1 yumurta
1 dolu yemek kaşığı kase margarin (yumuşak olduğu için herşeyde bunu kullanıyorum)
1 su brd. yoğurt (susuz kısmından)
Un
Tuz
1 paket kabartma tozu
 
Altına sürmek için zeytin ezmesi
İç malzemesi için dilediğiniz malzemeler
 
Üzerine sürmek için yumurta sarısı
 
Yapılışı
  • Öncelikle hamuru yapacağımız kaba 2 cup unu eleyin. Kabartma tozunu koyup karıştırın.
  • Margarin, yoğurt ve yumurtayı ekleyip yoğurmaya başlayın.
  • Yumuşacık ama ele yapışmayan bir hamur elde edene dek elenmiş un ekleyerek yoğurmaya devam edin.
  • Hamurun üzerini temiz bir bezle kapatıp 15 dk kenarda bekletin.
  • Bu arada bir kasede iç malzemenizi karıştırın. Kaşar peynirini minik küpler halinde keserek ekleyip bu malzemelere karıştırın.
  • Muffin kalıplarınıza yumurtadan küçük kopardığınız hamurları, ellerinizle hafifçe bastırarak yerleştirin.
  • İçlerine çay kaşığının tersiyle çok az zeytin ezmesi sürün.
  • 1'er yemek kaşığı iç malzemesi koyup tamamlayın.
  • Hamurların kenarlarına yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında 30 dk, hamur pişip, yumurtalı kısımları kızarana dek pişirin.
Afiyet olsun!
 
Görüşmek üzere.
 
 

Tasarım:Sawako Kuronuma