30 Temmuz 2011 Cumartesi

Düşünmeden, özenmeden yapılan yiyecek neden güzel olur?

Ne zaman yapmak istediğim şey üstünde uzunca düşünsem, araştırsam, yaparken özensem bezensem o yaptığımda ya bişeyi unutur ya da yanlış yaparım. Hiç istediğim gibi olmaz. 
Ama ne zaman aklıma hemen bişey  gelse ve mutfağa girip çabucak hazırlasam çok güzel olur, her şeyi tutar, şekli şemali iyi çıkar. Mesela buna dün yaptıklarımı örnek verebilirim.
Dün öğlen kurabiye yapacağım, süsleyip püsleyeceğim diye o kadar heveslendim ki yine yapmamam gerekeni yapıp basit pudra şekeri un ve yağ ile yapılan kurabiyeye yumurta ekledim. Neden? Çünkü baktığım o şirin kurabiyelerin tarifinde yazıyordu. Kurabiyeleri fırında pişerken görünce kendi kendime "bilmiyo muydun sen bunu da, yaptın yine aynı hatayı" diyip durdum. Çünkü yumurta katılan kurabiye pişerken hafif kabarır, toparlar selülitli nanu nalkan bacağı gibi bişey olur. Oysa benim istediğim pürüzsüz bir kurabiye idiii :(
Neyseki kendimi o hüsrandan çabuk sıyırıp, karnımın acıktığını farkettim ve hemen aklımda yanıp sönen lambaya uyup pizza hamuru yoğurmaya başladım. Hamuruma mayayı az mı kattım çok mu derken bir de baktım  kabarmış, çok güzel yumuş yumuş olmuş. Öyle çok fazla malzemem olmadığı halde ortaya çıkan yumuşak, ince hamurlu, bol soslu ve lezzetli bir pizzaydı. Teorim güçlendi iyice. Hem tek ben de değilim bunu söyleyen. Sanırım çok üstüne düşmeyince iyi oluyor bu tarz şeyler..

Not: Fotoğraflardaki içecek karadut ile yaptığım bir içecek. O da bu havalarda çok iyi gidiyor. Tarifini bir ara yayınlayacağım.

24 Temmuz 2011 Pazar

Neler Çıkmış Fırından

Bunlar daha önceden yaptıklarım ve yayınlamaya fırsat bulamadıklarım.

Böğürtlen ve kuru meyvelerle yaptığım madeleineler,


Böğürtlen ve şeftalili kek,

Elma ve cevizli kurabiye,

Çikolata dolgulu portakallı kakaolu muffin,

Çikolata ve fındıklı brownie kurabiye,

14 Temmuz 2011 Perşembe

Asya Bebeğin Şekerleri


 
         Asya Bebeğin her biri farklı, dört "hala"sının elinden çıkmış şekerleri :) Bir gecede süslemeleri tamamlandı. Keyifle yapıldılar. Asya'mızın ne zaman aramıza gelmeye karar verdiğini bilmediğimiz için tarih ve isim yazılacak olan etiketleri eklenmedi. Minik, dünyaya merhaba dediğinde yazılıp yapıştırılacaklar :)




         
        Şu ana kadar defalarca teyze olmuş biz beş kardeşe "hala" kavramı çok uzak ve itici gelirdi. Aramızda esprileri döner biz hala dedirtmeyiz, yine teyze desin gibi fikirler sunardık ortaya. "Hala"lığa olan bu tepkimiz çoğunlukla çocukluk yıllarımızda ve şuanda gördüğümüz dış etkilerden kaynaklandığı için biz de mi öyle uzak ve soğuk olacağız korkusu oldu hep. Ama görünen o ki korktuğumuz şey bizde olmayacak. Hala olmaya sayılı saatler kala heyecanımız, sevincimiz ve merakımız kat kat artıyor. Ailemize katılacak olan bu yeni hayatı dört gözle ve sevgiyle bekliyoruz.


        Hoşgel Asya Bebek.. Yeni mutluluklar ve güzelliklerle gel..

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Çikolata Parçacıklı Dondurma Yaptımmm!

Yaz çabucak geçip gitsin diye mi bilmem ama günler öyle hızlı geçiyor ki şaşkoloz olmuş durumdayım. İş yerinde daha geçen ayın işlerini dün bitirmişim de birden bugün yeni ayın işleri çıkmış gibi hissediyorum. Zaten haftasonları göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor :) Haftaiçi ise anlayamıyorum haftasonu nasıl gelmiş. Seviniyorum bir yandan aslında. Çünkü iş yerinde durduk yere strese giriyorum ve o anlar bir an önce bitsin istiyorum normalde. Şimdi ise haftasonu gelivermiş oluyor ben anlayana kadar.
Sıcak havalar başladığından beri bende bir kıpır kıpırlık başladı. Birçok şey üretiyorum kafamdan ve birçok şey yapmak istiyorum, ama ne yazık ki çok azını hayata geçirebiliyorum zamanın hızlı geçmesi ve benim yetişememem yüzünden. Gerçi akıllandım artık, aklıma her geleni postamda arşivliyorum müsait zamanlarda dönüp yapabilmek için. Zaten orası da etaminle ilgili sitelerin adresleriyle doldu :) Bu ara etamine sardım. Kendime cici örtüler yapmayı planlıyorum eğer bıkıp caymazsam.
İşte kıpır kıpırım ya sürekli bişeyler yapasım geliyor ya ben de her haftasonu mutlaka bişeyler yapayım istiyorum. 2-3 haftadır mutlaka bişeyler yapıyorum.
Geçen haftalarda yaptığım bir kurabiye var çikolatalı. Onu yayınlamam gerekiyor aslında ama iyi fotoğrafını çekemedim diye erteliyorum hep. Bugün de erteleyeceğim ve ilk çikolatalı dondurma denememi paylaşacağım. Daha önce yoğurtla ve sütle yapılmış dondurma denemelerim olmuştu ve gayet iyi olmuştu.
Bu sefer de sütle hazırlanan bir tarif uyguladım. Tariflerin çoğunun dondurma makinesi ile yapılmış olması beni biraz sıkıntıya sokmuştu ama bir keresinde okuduğum bir tariften aklımda kalmıştı, dondukça gidip karıştırarak da yapılabildiği. O yüzden denemek istedim ve ilk denememden iyi bir sonuç oldum. Tabi dondurma kısmı geceye kaldığı için sık sık karıştıramadım. O yüzden buzlanmalar oldu hafif ve çok da kremamsı bir yapısı olmadı.
Eğer sık sık karıştırmaya dikkat ederseniz gayet güzel olacağından eminim. Yapmak isteyenlere kolay gelsin.


Çikolatalı Dondurma
Malzemeler:
2 su brd. süt
2 yumurta sarısı
1 çay brd. krema
1 çorba kaşığı tozşeker
80 gr. bitter çikolata
40 gr. sütlü çikolata
1 çay kaşığı vanilya
Yapılışı: Çikolataları küçük parçalara kırıp benmari olarak eritmeden önce birkaç parçasını ayırıp daha sonra kullanmak üzere bıçakla irili ufaklı kesin. Kalan çikolatayı eritin.
Küçük bir tencerede sütü kaynatın, altını kapatıp bekletin.
Ayrı bir kasede yumurta sarıları ve tozşekeri mikserle veya tel çırpıcıyla çırpın. Kremayı, vanilyayı ve erimiş çikolatayı ekleyip iyice karıştırın. Hala kaynar olan sütten 1 bardak kadar alıp yavaş yavaş karıştırarak yumurtalı karışıma dökün. İyice karıştırın ve sütün kalan kısmını da ekleyip çırpın. Daha önceden ayırdığınız çikolata parçalarını da ekleyip karıştırın. Karışım soğuduktan sonra yuvarlak ve kapaklı bir saklama kabına alıp buzluğa kaldırın. 1-2 saatte bir gidip krema kıvamına gelene kadar karıştırın. Bu işlemi 3-4 defa yaptıktan sonra iyice donmasını bekleyin. Dondurmanız artık servise hazır.
Afiyet olsun.

3 Temmuz 2011 Pazar

Böğürtlenli Limonata

Limonata adı altında satılan hazır içecekleri hiç sevemedim. Farklı markaların çıkardığı küçük şişelerde satılanlardan da hoşlanmıyorum. İçindeki sandozvari bir koku beni çok rahatsız ediyor. O yüzden çok sık limonata içmem yazın. Genelde tercihim koladan yana olur.
Ama limonatanın da diğer meyvelerle kombinasyon oluşturularak hazırlanmış bir çok çeşidi var. Ve dışarıda satılanlardan çok daha güzel ve sağlıklı. Evde olduğum sürece içeceklerimi limonatadan yana kullanmaya karar verdim. Çileklisi, böğürtlenlisi, karpuzlusu ve şeftalilisi karşılaştıklarım..
Ben de bugün böğürtlenlisini yaptım. Henüz taze böğürtlenlere rastlayamadığım için dondurulmuşunu kullandım.





Böğürtlenli Limonata
1 su brd. tozşeker
1 su brd. su
3 adet limonun suyu
8-10 adet böğürtlen
3-4 yaprak nane
4 su brd. soğuk su
Buz

Yapılışı: Küçük bir tencereye 1 su brd. suyu ve şekeri alıp, şeker eriyene kadar karıştırın. Kaynamaya yakın böğürtlenleri ve nane yapraklarını ekleyin. Böğürtlenleri bir çatal yardımıyla yavaş yavaş ezerek karıştırın. 1-2 dk kaynadıktan sonra altını kapatıp 10-15 dk soğutun. Biraz soğuduktan sonra limon suyunu ekleyip karıştırın. Temiz bir tülbentten geçirip sürahiye doldurun. 4 bardak soğuk suyu da ekleyip karıştırın. Buzları, süslemek için limon dilimlerini ve birkaç tane böğürtleni de sürahiye atın. Servise hazır!
Afiyet olsun.


Gezintiler..

Çok geziyorum çok :))
Yazın kendini göstermesiyle kendimizi sokaklarda bulmamız bir oldu. Aslında önceden de küçük gezintiler yapıyorduk ama son zamanlarda haftasonlarım hiç boş geçmiyor. Hiç birşey yapmasak bile Çamlıca'da bir yürüyüş iyi geliyor.

Küçük Çamlıca'dan bir kare..

Büyük Ada'dan birkaç kare..



Samatya ve Yedikule gezisinden birkaç kare.. Samatya küçük bir yer olduğundan fotoğraflayacak pek bir
şeye rastlayamadım.. Ama aşağıdaki kapı çok güzeldi.
                 

                           Eski binalara olan hayranlığım da böylece ortaya çıktı sanırım :)

    Bu sirk yedikulede kurulmuş. İçinde neler olduğu konusunda meraklanmadım değil :)

    Vee surlar..
Bu son fotoğrafta da surların dibinde fotoğraf çektiren bir gelin ve damat var. Değişik bir mekan..
Son birkaç haftanın gezileri böyle işte.. Hep kendimizi çekmekten etrafa pek dikkat etmemişim daha çok fotoğraf çeksem iyi olurmuş  :)
Tasarım:Sawako Kuronuma